Perdenin sayısız kahramanından biri olsa gerek. 1919’da Johnston McCulley tarafından yaratılan karakter kısa bir süre sonra sinemada perdeyi kaplamıştı. İlk Douglas Fairbanks’in canlandırdığı Don Diego de La Vega ya da nam-ı diğer Zorro, tam 92 yıl önce vizyona girmişti.
Telif hakları gereği sonraki Zorro’lara dokunamıyor da olsak, 27 Kasım 1920’de çekilen ilk filmi serbestçe paylaşabiliyoruz. Zira artık kimsenin değil kamunun malı. Zaten o da öyle olmak isterdi değil mi…
İyi bir öğrenciydi. Spora kabiliyeti vardı. Rugbynin ucundan dönse de o oval topu değil meşin yuvarlağı seçmişti. Glentoran onu çelimsiz ve çıtkırıldım buladursun, Manchester United’ın scoutlarından Bob Bishop, gördüğü delikanlı karşısında hayretlere düşmüştü. Patronu Matt Busby’ye çektiği telgraf her şeyi özetliyordu:
“Galiba bir dahi buldum.”
17’sinde formayı zorlamaya başlamıştı. Burnley filelerini havalandırarak başladığı ilk sezonunda attığı altı gol yapacaklarının teminatıydı. Çok değil ertesi sene Kırmızı Şeytanlar’a lig, 20’sinde ise Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu getirmişti.
Saçı, hayat tarzı, kadınlara olan düşkünlüğüyle de kısa sürede ikonlaşan Belfastlı Çocuk, alkole olan aşkı nedeniyle 55 yıl yaşayabilmişti. Tam yedi yıl önce Londra’dan acı haber gelmişti.
Bütün çocukluğu boyunca babasından onu dinleyerek büyüyen şu satırların yazarı müsaadenizle şöyle veda etsin kendisine. Bugün biraz futbol seviyorsam, senin yüzünden be Georgie. Kafamdaki tanımıysa çok basittir kendisinin: Benim için futbol babam demektir, babam için George Best!
Juan Carlos Navarro ilk kez 15 yıl önce giydi Barça formasını Granada karşısında. Galiba bunun en az son on yılı boyunca da İspanya’nın en iyi oyuncusuydu. Sakatlıklar kariyerini bitirmezse birkaç yıl daha da öyle olacak gibi görünüyor. Çok sempatik bir figür olmayabilir ama forma numaraları sadece 4’den 15’e kadar sıralıyken bile efsanelerin formalarını emekli etme geleneği olan bir kulüpte, San Epifanio ve Jimenez’den sonraki emekli formanın “11” olacağı kesin.
NBA yıldızlarının hayatı her yönüyle sürekli didik didik ediliyor. Amerikan medyası o kadar büyük ve çok yönlü ki dolduracak malzeme ararken ünlülerin her şeyini “haber” yapabiliyorlar.
Elbette özel hayatları da bunun dışında değil. Aksine olaya rating açısından bakarsanız fazlasıyla içinde. Hele ki ünlü biri başka bir ünlüyle beraber olursa çarpan etkisiyle olay gündemin tepe maddesi oluveriyor.
NBA yıldızları pek çok diğer ünlü gibi çok göz önünde kişilerle birlikteler. Zaten kız arkadaşları daha önce göz önünde olmasa da o ilişkiden sonra hemen konu başlığı haline geliyor.
Ancak bölük pörçük bilgileri derlemek lazım. İçten içe hep aradığım bir listeydi “en güzel kız arkadaşlar”. Sağolsun pota doktorları derdime çare oldu. Yapmış listeyi. Benim kadar araştırmacı (!) ruhluysanız .
Zan Tabak, Caja Laboral’in teklifini reddedilemez bir fırsat olarak yorumladı ve baş koçluğunun emekleme aşamasındayken bir anda kendini bir Euroleague devinde buldu. Başında yeterince sıkıntı, ziyadesiyle zorlu bir görev var. Hal böyleyken ilk maçı yeterince büyük bir merak unsuru ve karşısında Real Madrid ile Sevilla’da yıllarca yardımcılığını yaptığı Joan Plaza’nın Zalgiris’i var. Kaunas’ta 16.000 kişinin tribünlerde olması ya da Lamonica’nın düdük çalacak olması bile ayrı ayrı haftanın maçı olmasına yetecek sebeplerken, bu ilginç anekdotla beraber, haftanın en ilgi çekici maçı haline geldi Zalgiris Kaunas-Caja Laboral. Plaza-Maljkovic iki tane hikayesi bol maç izlettirdi bu grupta bize şu ana kadar, bir başka eski baş antrenör-yardımcı buluşmasından da bir şeyler neden çıkmasın ki…
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane