Skip to content

Ligue 1 Notları S02E06-07

  • Beyler sakin ya. 4 günde 8 kırmızı kart çıktı. Lig sıkıcı diyenlere çift dalın, birbirinize değil.

Eğleniyor muyuz gençler?

  • Önce deplasmanda Rennes, sonra içeride Reims. Bunlar PSG için maç değil deniyor, doğrudur. Kimse Monaco’nun yaptığı gibi bir şey beklemesin demiştim ilk yazıda, Tuchel’in bocalaması halinde bile PSG’nin “çok rahat” şampiyon olmaması mümkün değildi zaten. Şimdi bununla beraber PSG gol yiyor. Sürekli bi deneme var Tuchel’de. Sağ-sol beklerin sürekli gençlere verildiğini görüyoruz, Bernat’ın çok geç gelişi sol tarafın aksamasını sağlıyor ve Meunier neredeyse artık bir hücum opsiyonuna dönüştü. Bence en büyük ilüzyon şu, biz her yerde, herkese atarız ve maçı alırız düşüncesine boğuldu PSG. Aha işte, Reims atıyor, sonra 0-1’lik skor 4-1 oluyor. Ama Liverpool’a atıyorsun 2 tane, yine de yeniliyorsun. Bilmiyorum bu orta sahayla nasıl olacak. Verratti’nin temposu da düşer, bi yerde sakatlanır da, sorun yaşanır yani. Hadi Marquinhos’u ön liberomsu yaptın, Verratti görevini kime verebileceksin? Lig şampiyonu PSG şimdiden. 7’de 7, ikinci Lyon lidere 8 puan, 19. Nantes’a 5 puan uzakta daha yedinci haftadan. Ama olay o değil, büyük düşünün, di mi? 61/62 Monaco’don sonraki ilk 7’de 7 bu arada. 

“Sana Demedim Mi? – Mansur Ark”

  • Dedi. Jardim dedi ki, “Beyler sat sat sat olmaz, bu kadar gençlere kalibre düşeriz, lütfen doğru düzgün topçu alın.” Almadılar. Ocak’a kadar da almayacaklar. Ocak’a Monaco’nun elinde bir şey kalır mı, onu bilmiyorum. Nimes maçını anlarım. Çünkü Monaco hiçbir zaman bir iç saha takımı olmadı, Jardim’in anlayışı kontraya kontra olmaya devam etti yıllardır. Ama ev baskısı kurmasalar bile çok güzel geçiş setleri vardı, bitirenler ya da en azından getirenler hakikaten büyük oyunculardı. Şimdi ne var? Falcao’ya iyi pozisyon hazırlayamayan bir Monaco’nun gol atma şansı yok. Savunma hiçbir zaman önemli olmadı ama, öndeki kanatlar koşmak dışında bir şeyler yapabiliyorlardı. Silva buradayken içe kat edip savunmanın dengesini mahvediyordu, sonra Lopes onu yapmaya başladı. Lemar bir 10 numaradan kanata dönüşmüştü, şut, orta, zeka tehdidi vardı. Şimdi 18-20 yaşında çocuklar var, koşuyorlar. Karşıda Angers gib ayı savunma varken istedikleri kadar koşabilirler. 8 sene sonra ilk kez isabetli şut çekemediler. Jardim kaçıp kurtulmalı da, giderse Monaco düşer mi, o enteresan soru.
  • Marsilya önce Lyon’a yenildi, ki hala büyük maçta problem çekmeye devam ediyorlar, sonra Strazburg’a karşı felaket bir savunma performansıyla son dakikalarda puan kaybedecekken Germain tarafından kurtarıldılar. Şu ana kadar oynadıkları 8 resmi maçta 15 gol yediler. Stoperler sürekli değişiyor. Rotasyonda Kamara, Rami, Caleta-Car ve Gustavo dönüyor, ki bunların ikisi genç, biri ölü, diğeri de stoper olmayan bir stoper, Rolando ve Abdennour kenarda. Olabilir, stoperlerin sorunu değildir, hadi takım sıkıntılıdır dersin, e bireysel bakıyorsun ayıptır söylemesi VIP’deki Pamela Anderson’a bakarken top kaptırıyor ya Rami. Bu kadar yatırıma şu komedinin alemi yok bence. Thauvin ve Payet durduğu an ilk 4’ün de dışına atarlar valla adamı. Söyleyeyim ben.
  • Şöyle Lyon’a bi bakalım; domine ettikleri maçta Nice’e içeride yenildiler. 9 kişi Caen’le 2-2 berabere kaldılar, dört gün sonra deplasmanda City’yi yendiler. Marsilya’ya 4 attılar, Dijon’a yarım saatte 3 atıp aktif dinlendiler. Şimdi bu takım son maçında Memphis ve Fekir’i oynatmadı ki, orada bi potansiyel 100 milyon euro var. Onlar olmadan Dembele’nin takıma ısınmasıyla akarak gidiyolar rakip kaleye ama, son iki maç için şunu söyleyeyim, Lyon kalesine 39 şut çekildi. Şimdi Tousart ve Ndombele’yi överiz ederiz de, her akını çat diye stoperlerin kucağına bırakırsanız da biraz sıkıntı var. Lyon’un oyunu evet Liverpool’a benziyor ancak şöyle bir sorun var; Klopp’un ilk yıllarındaki Liverpool’a benziyor. Henüz savunma güvenliğiyle o City’yi boğan ilk 25 dakikayı nasıl dengeleyeceklerini bilmiyorlar ve bu bir sorun. Diyeceksiniz ki Genesio kaç yıldır burada ya halletsin bi zahmet, o zaman da diyeceğim ki böyle bi oyuncu sirkülasyonu yok Liverpool’un. Neyse, Dembele güzel oldu.

  • Dante Montpellier’ye 1-0 yenilince soyunma odasında Balotelli’ye, millete söylenmeyi bırak da top oyna demiş. Şimdi esas olması gereken şu, biliyosunuz Arsenal soyunma odasında Vieira çıkarıp Anelka’nın suratına vurmuştu. Balotelli’ye onu yapacaksın esas. Yaz boyu Nice’i delirtti oraya gidicem buraya gidicem diye, kimse almadı. Suçu Raiola’ya attı, yemediler. 3 resmi maç oynadı şu ana kadar, 2 sarı kart gördü, %75 pas başarısı, 1 hava topu kazanma, 8 faul, 0.5 top çalma. Bu adam pahalı bir adam ve bunun yüzünden Nice transfer yapamıyor adam akıllı. Balotelli yeniden kariyerini borçlu olduğu Nice’e bu muameleyi reva görüyosa, 20 yaşındayken altpasta durup dururken topukla topu dışarı atan gerizekalı asla değişmemiş demektir. Kendi bilir.
  • Hatem Ben Arfa 596 gün sonra 11’de maça başladı. Onun ve Emery’nin inadı iki yıla mal oldu neredeyse. Büyük salaklık. Ama yeniden görmek güzel.
  • Montpellier ve St. Etienne’in varlıkları üst tarafı karıştırmaya başladı. Yenilmiyorlar. St. Etienne atıyor ve akıyor, Montpellier tamam hiç sevmiyorum ama Der Zakarian’la gerçekten taş gibi bi halde. Aynı geçen seneki Ranieri Nantes’ı gibi anlamsız bir şekilde öğütüyorlar ki bu da geçen sene gösterdi, Avrupa için yeterli olabilir bir durum bu.
  • Lille Bordo’yu yense 16 puan. Yine oyunu kazandılar, ancak 16 şutun 7’sini kurtaran Costil’i geçemediler. Briand’a şişirelim diye oynayan Bordo’yu yenmek çok mümkündü bu oyunla ancak esas güzel olan şey, sezon başından beri uçan kaçan Pepe ve Bamba sayesinde oynuyorlar düşüncesinin dışına çıkabilmiş olmalarıydı. İkone ve Toure’nin ön plana çıktığı bir oyunda %68’le topla oynatıp 16 şut çekmek 1-0 kaybetseler de ileride kazandırır. Sana helal olsun Christophe Galtier be.
  • Kombouare hoca 1 puan aldı. Coco demiş ki, biz her türlü hocamızın arkasındayız, adam gibi adamdır. Bravo Coco. Şimdi biraz top oynayın :/
  • Yarınki St. Etienne – Monaco maçında Monaco galibiyeti bekliyorum, 5-6 kişi kesik yiyecek deniyor. Yalnız haftanın maçı olan Pazar 22 maçı gerçekten muazzam olacak. Lille zaten çok iyi de, Marsilya’nın dramasever hali bu maçı saçma sapan bi hale dönüştürebilir. Hadi bakalım.