Skip to content

Futbol Savaşı

Guerra

Dünya Kupası’nın en büyük sürprizi şu ana kadar Kosta Rika. Uruguay’dan sonra İtalya’yı deviren Los Ticos, şimdiden ikinci tur biletini cebine koymuş durumda. Ezeli rakiplerini sorarsınız, onlar da Brezilya’da sahne alıyor.

Honduras’tan bahsediyorum. 1982 ve 2010’dan sonra üçüncü kez turnuva heyecanı yaşayan, futbol uğruna komşusu El Salvador ile yarım ömür önce savaşmış ülkeden…

Orta Amerika’nın yüzölçümü en küçük ülkesi olan El Salvador, kilometrekare başına 160 kişiyle tüm Amerika Kıtası’nın en yoğun nüfusuna sahipti. Bir tarım ülkesi olan El Salvador’da toprak ağaları yüzünden köylülerin üçte ikisinin hiç toprağı yoktu. Bu topraksız köylüler, kurtuluşu Honduras’a göç etmekte bulmuşlardı. Honduras ise El Salvador’un altı katı büyüklüğünde ve yarı nüfusa sahipti. Salvadorlular, Honduras’ta köyler kurup yaklaşık 300 bin nüfusa ulaşmıştı. 1960’larda Honduraslı köylüler arasında çıkan bir huzursuzluk neticesinde hükümet bir toprak reformuna kalkışıp Salvadorluların yerleştiği toprakları Honduraslı köylülere dağıtmayı planlayınca dananın kuyruğu koptu. Bu, Salvadorluların yurtlarına geri dönmeleri anlamına geliyordu. El Salvador’sa zaten bir köylü ayaklanmasından çekiniyordu. İki ülke arasındaki ilişkiler oldukça gergindi. İki ülke medyası diğer taraf aleyhine sürekli kışkırtıcı bir propaganda halindeydi. Nefret katlanıyordu.

İşte böyle bir ahval ve şerait içinde karşılaşmıştı taraflar. İlk maç 8 Haziran 1969’da Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da yapılmış, bütün geceyi otellerini saran fanatik Honduras taraftarlarının gürültüsü yüzünden uykusuz geçiren El Salvador, son dakikada gelen gole engel olamamış ve maçı 1-0 kaybetmişti.

Maçın hemen ardından El Salvador’da televizyonunun başında maçı izleyen 18 yaşındaki Amelia Bolanos babasının silahını kalbine dayayarak tetiği çekecekti. Ertesi gün Salvador gazetesi El Nacional “Genç kız, vatanının yıkılışını görmeye tahammül edemedi” başlığını atıyordu. Bolanos, televizyondan canlı yayınlanan bir devlet töreniyle toprağa verildi. Gerginlik hızla tırmanıyordu.

15 Haziran’daki ikinci maç, bu gergin ortamda yapıldı. Bu kez maç öncesi geceyi uykusuz geçiren, doğal olarak Honduras’tı. Stadyuma halk linç etmesin diye askeri araçlarla götürülen Honduras Millî Takımı, orada da büyük tacize uğradı. 3-0 biten maçın ardından, teknik direktörleri “Kaybettiğimiz için çok şanslıyız” diyordu. Zırhlı araçlarla havaalanına götürülen Honduras ekibi, eve sağ salim dönerken, onları desteklemeye gelen taraftarları sınıra canlarını zor attılar. İki taraftar ölmüş, yüzlercesi hastanelik olmuş, 150 Honduras plakalı araç yakılmıştı. 26 Haziran 1969’da El Salvador, Honduras ile bütün ilişkilerini kesti, iki ülke arasındaki sınır kapatıldı.

Aynı gün Mexico City’de oynanan üçüncü maç neticesinde El Salvador Honduras’ı 3-2 geçerek dünya kupası vizesi almıştı. Çok değil, 18 gün sonra da savaş başlayacaktı. Kimsenin kazanmadığı, bir anlamda berabere biten savaş neticesinde Salvadorlu köylülerin bir kısmı yurtlarına dönmek zorunda bırakılırken, bir kısmı Honduras’ta kaldı. Dönenler, hiç de hoş karşılanmamıştı. 10 yıl sonra El Salvador, tekrar kaosa sürüklenmiş ve 11 yıl süren bir iç savaş ülkeyi yine kana boğmuştu.

Tarihteki tek gerçek futbol savaşının bilançosu ağırdı. 100 saatte ölü sayısı 2 bin, yaralı sayısı 10 bini aşmıştı. Araya giren hatırlı Güney Amerika ülkeleri sayesinde savaş kısa sürmüştü. 1969’da ateşkes çabuk ilan edilse de, Honduras ile El Salvador devlet başkanlarının buluşup el sıkışması için yılların 2006’yı göstermesi gerekmişti.

El Salvador savaşarak gittiği 1970 Dünya Kupası’nda puan bile alamamış, averaj takımına dönmüştü. Tesadüfün böylesi “düşman kardeşler” 1982’de turnuvaya katılmış, sonunculuktan kurtulamamışlardı.

Sonrası… Şampiyona tarihindeki serüvenleri malumunuz…