Skip to content

Nisan 15, 2012

Hillsborough İçin…

Günlerden Hillsborough, günlerden kan. Dünya futbol tarihinin en karanlık günlerinden biri 15 Nisan 1989. Bir futbol maçını izlemeye giden onlarca insanın dona kaldığı, gözyaşıyla kanın birbirine karıştığı simsiyah bir tarih. Faciada ölen en küçük taraftar olan Jon-Paul Gilhooley’i belki birçoğunuz duymadıysa kuzenini hepiniz tanıyorsunuz: Steven Gerrard!

96 kişi. Evet, 96 kişi.

Asla unutulmadılar, asla unutulmayacaklar!

Tüm hikaye için tıklayın!

Nisan 11, 2012

Suzuka’nın 50 Yılı

Formula 1 ile az çok ilgilenmiş herkesin Suzuka’da hatırladığı bir şeyler vardır. Yarış boyunca hiçbir şey olmasa da kanalı çevirmeye eliniz gitmez. Asıl sezonun yaşandığı Avrupa’nın çok uzağında olmasına rağmen F1’in kemikleşmiş duraklarından bir tanesidir artık Suzuka.1 Tabii bu sporda ne kadar kemikleşebilirsiniz orası bir soru işareti.

Formula 1’in sürekli bir değişime uğramasına neden olan “paranın yönü”, Suzuka’yı da iki sene boyunca takvimden dışarı çıkarmayı başardı. 2007 ve 2008’de Formula 1, Honda’nın 50 sene önce test pisti olarak yaptırdığı Suzuka’dan Toyota’nın2 2000’de satın aldığı ve yenilettiği Fuji Speedway’e gitti. Sene 2012 ve Formula 1’de Japonya’ya dair olan tek şey şu anda Suzuka ve Kamui Kobayaşi. Hangisi daha kalıcı siz karar verin.

Pist, o zamanın Hermann Tilke’si John Hugenholtz tarafından tasarlanıyor ve Honda tarafından yaptırılıyor. Aşırı akıcı ilk sektör, tuzaklarla dolu ve bizim övünüp durduğumuz 8. virajın atası olan Spoon, zaman içinde aldığı kurbanlardan3 dolayı tıraşlanan, eski heybetinden uzaklaşsa da halen çok hızlı olan 130R. Hepsi kendi başına efsaneleşmiş ve bazı pilotların bu pisti Spa-Francorchamps’ın yanına koyabilmesini sağlayan bölümler. Her zaman orada tribünleri dolduracağını bildiğiniz, hatta otellerin önüne sırf imza alabilmek için gelen taraftarlar. Mevsimsel durumlardan kaynaklı yağmur ihtimali. Kısacası Formula 1 için komple bir paket. Bütün bunların yanında Okay Karacan’ın hep iç geçirerek bizlere anlattığı lunapark. Ah, Kurtköy’de de şöyle bir kompleks olsaydı!

Asya’da yapılan ilk Formula 1 yarışına 1976’da Fuji Speedway, ev sahipliği yapsa da ilk yarışta yaşanan ölümlü kaza sonrası Formula 1’in Japonya’ya dönüşü ancak 10 sene sonra Suzuka’da gerçekleşiyor. Bu sefer paranın yönü, başarı ile birleşiyor. Zira o yıllarda McLaren araçlarının arkasında Honda markalı motorlar, önünde ise çılgın bir Brezilyalı ve serinkanlı bir Fransız var. Senna – Prost çekişmesi zirve yaparken 1990 yarışını yerinde izleyecekler için çekilen kuraya 3 milyon kişi katılıyor. Suzuka’nın F1 tarihindeki yeri de bu senelerde sağlamlaşıyor. Pek çok şampiyonluk, pek çok tarih değiştiren olay, pek çok hayal kırıklığı. Autosport bu önemli ve özel pistin bu anlarını derlemiş. Suzuka’nın 50. yılı şerefine sizlerle paylaşalım.

  1. Bu durumdaki bir diğer nokta: Brezilya. []
  2. 2005 ve sonrasında Toyota’nın para musluklarını nasıl açtığını hatırlayın. Diğer tüm takımlardan daha fazla bütçeleri vardı. []
  3. 2002’de McNish’in büyük kazası ve 2003’te MotoGP yarışında Daijiro Kato’nun hayatını kaybetmesi. []

Nisan 11, 2012

Yok Artık Avustralya

Tam 11 yıl önce oynanan bir futbol müsabakasından çıkan sonuç aklın sınırlarını zorlamıştı. Avustralyalar, konuk ettiği Amerikan Samoası’nı tam 31-0’lık skorla hezimete uğratmıştı. Üç dakikaya bir gol düşen karşılaşmada 31 gol yiyen Nicky Salapu tarihe geçerken, Archie Thompson 13 defa fileleri sarsmıştı.1

  1. http://tr.eurosport.com/ali-murat-hamarat-gunun-tarihi_blog216/bozgundan-beter_post2160162/blogpostfull.shtml []

Nisan 5, 2012

Görkemin Gölgesi

Mozart’ın kenti Salzburg’un müzik tarihine armağan ettiği ikinci dev Herbert von Karajan, 5 Nisan 1908’de doğmuştu. Mükemmelin peşindeki orkestra şefi, aşırı disipliniyle konser salonlarında terör estirmişti. Tevatüre göre onun gölgesi bile müzisyenlere yeterdi.

Nasyonal Sosyalist Parti’ye üye olan milyonlarca Almandan biriydi. Ancak dedesi Yahudi bir kadınla evlenecek kadar da gözüpekti. Almanya’dan geçici süreyle uzaklaşmak zorunda kalan Karajan, hiçbir zaman tabulara takılmamış, ‘erkek yuvası’ Berlin Filarmoni’ye kadınları bile soktuktan sonra 1989’da son nefesini vermişti.

Gülerek ve önümü ilikleyerek… İyi ki doğdun Karajan!

Nisan 2, 2012

Nerede O Eski Çizgi Filmler…

Hepimizin tadına doyamadığı onlarca şey var, gerek geçmişte kalan, gerekse yaşadığı anda uzadığında kalan. Genellikle çocuklukta görülen, yapılan, izlenen, yenen şeyleri büyüyüp de bulamamak, ulaşamamak, hatırlayıp iç geçirmektir hepimize koyan. Eski cipsleri de çok özleriz bakkal önünde yenen, eski oyuncakların keyfi de yoktur şimdikilerde, yahut şarkılar kötüdür, bilgisayar oyunlarıysa tırt… Benim içinse eski çizgi filmlerin keyfi yok, hele ki Çılgın Korsan Jack’in.

Animasyon insanı Bill Kopp, 5 sezon devam eden Eek The Cat adlı, normal çizgi film anlayışının çok dışında, espri olarak neredeyse yetişkinlere hitap eden çizgi dizisi sonrasında daha farklı bir iş için kolları sıvar. Foxkids’in (Jetix) altın çağlarına denk gelen Çılgın Korsan Jack’in tutması ve sevilmesi çok uzun sürmeyecektir…

Sadece 13 bölüm ve tek bir sezon süren, tadı damakta kalan ve tekrar tekrar izlenebilecek bir çizgi film olan Çılgın Korsan Jack, dikdörtgen bir dünyada, Deniz Tavuğu adlı bir gemide çeşitli absürd ve eğlenceli maceralar içerisinde her korsanın istediği şeyi, büyük bir hazineyi kovalayan iki “şabalak” korsanı, Jack ve Lapacı’yı anlatır. Uzun süre akılda kalan espriler, genel-geçer kurallarla dalga geçmeler, klişeleri kırmalar veya ünlü kişileri tiye almalar… Hepsi vardı.

Tüm zekice ve alışılageldik çizgi film esprilerinin dışında gelişen diyalogların yanında, bana göre gelmiş geçmiş en başarılı Türkçe seslendirmeye de sahipti Çılgın Korsan Jack. Jack olarak duyduğumuz Ali Ekber Diribaş ve Lapacı olarak hasta olduğumuz Özgür Özdural’a da selam olsun.

Neyse ki benim gibi çok insan var, Youtube’da bulunabiliyor bölümleri. Gerçi DVD koleksiyonumda da yeri ayrıdır ama her el attığımda bulmak daha büyük keyif. Artık bunun gibi çizgi film yapılmıyor, yazık.