- Şimdi sevgili Tuchel, oyuncumuz 10 dakika civarında 3-5 gol falan atıyorsa böyle tepki veriyoruz. Geçen haftadan başlayayım, Nice’i mektebe yollamıştı PSG, Kızılyıldız’la da maytap geçti. 3 maçta 14 gol attılar 7 gün içinde ve sadece 1 gol yediler. Her şeyi bir kenara bırakacak olursak, Cavani-Mbappe-Neymar şu anda Real’in veya Barcelona’nın zirve dönemindeki üçlüsü kadar iyi durumda. Lyon’un neden Morel’le çıktığını hadi Marcelo’dan daha hızlı olmasıyla açıkladık diyelim, hadi ileriye Memphis’i de saf kontra sebebiyle koyduk diyelim, 10 kişiyken dahi topu alıp %60’la falan oynamışsın. Topu bırakamıyorsan hızlı takım çıkarmanın, komple kontracı olmanın falan amacı nedir sevgili Bruno Genesio? Bence kötü plan ve kötü uygulamanın üstüne Fekir sakatlanıp Tousart kırmızı görünce bu maçın skorunun bir garipliği kalmıyor. Lyon bu maçı unutabilir, PSG zaten şampiyon, bunu daha en başta yazdım. İki takım da Şampiyonlar Ligi’ne odaklansın. Lyon ligde Şampiyonlar Ligi potasında olmaya, PSG Şampiyonlar Ligi’ni almaya. İstatistikten gelelim, 13 dakikada 4 gol bir rekor. 9’da 9’la lige başlamak Ligue 1 tarihinin rekoru. 9 maçta da 2’den fazla gol attılar, bu seri bir Ligue 1 rekoru. Neymar-Mbappe 8 gol 3’er asist. Şu Avrupa’nın en iyileri. Valla bu yatırım onlarca takım, teknik direktör ve rekor gördü, Tuchel’in en büyük şansı bu kadar kötü rakiplere denk gelmesi. Evet, elindekinden normal bir oyun çıkarıyor şu anda, olması gerekeni, ancak PSG dışındaki büyüklerin böylesine felaket başlaması PSG’yi esas inanılmaz gösteren etken. Yoksa 9’da 9 falan tabii müthiş olaylar.
Luiz Gustavo Pepe’den çalım yememek için kaçarken
- Bakın bu Lille alev aldı. Artık şey geyiği var ya, bireysellik yavaş yavaş ölüyor, takım oyunu olmadan kimsenin maç kazanması mümkün değil geyikleri falan var. Aha, geçen hafta Lille Pepe’yle Luiz Gustavo’yu öldürüp Marsilya’yı darmadağın etti, bu hafta da St. Etienne’i 3’lediler. Nicholas Pepe Avrupa’da Mbappe ve Neymar’dan sonra 10 gol katkısı yapan üçüncü futbolcu. Ha üçü de Ligue 1’dan yanlış olmasın bak. Bi kanatta Bamba, diğer kanatta Pepe, biri 8 gol, diğeri 10 gol üretti. Skor yükünü çekmeleri için onları serbest bırakan Christophe Galtier’nin huyudur bu, adam St. Etienne’deyken Romain Hamouma’ya, Monnet-Paquet’ye falan skor yaptırmış bi insandır, bunları mı kullanamayacak. Şimdi neyse onu geçtim, Lille’in Şampiyonlar Ligi potasında olması bu ligde bayağıdır görmediğimiz bir şey. Yapılanmasıdır, altyapısıdır, başkanı falandır güzel bi kulüp Lille, e nihayet hocayı da buldular. Milli araya ikinci giriyorlar, dönüşte PSG maçına kadar iki tane temiz maçları var Dijon ve Caen’le, onları alırlarsa PSG’ye karşı kafaları rahat çıkarlar. Monaco yok, Marsilya ve Lyon da Avrupa’yla cebelleşirken bu takımın yürüyebilmesi lazım ilk 3’te.
- Baştan söyleyeyim, deplasmanda 4 maçta 12 gol yiyen bir takımın bence ilk 3’te olma şansı yok bu ligde. Marsilya sana diyorum. Evet iç sahası hayvan gibi gidiyo, evet takımı taşıyan Thauvin ve Payet durmuyolar ama arkası felaket. Yani Rudi Garcia’nın elinde öyle bi savunma var ki, adam en iyi defansif orta sahasını stopere çekip Lille karşısında sirk maymunu gibi kalmasına mecbur. E n’oldu, hafta arası Apollon’u da yenemedin, oldu sana 2 maçta 1 puan. Ha taraftar sana der ki ya sen Şampiyonlar Ligi’nde kal seneye, ligde ilk 3’ü bırakma, o bize yeter. Ama ben bu savunma sorunlarının ileride daha büyük rezillikler getireceğini düşünüyorum. Lyon’un PSG deplasmanında yaşadığı gibi. Bak şimdi Caen maçında 2-0’a kadar Caen zaten sahada yok. İkinci yarıya geliyoruz Crivelli XG’si 5 milyon olan bir pozisyonu kaçırıyo, sonra Mandanda’nın iki tane net kurtarışı var, bir de sayılmayan gol. Crivelli atsa o maç net 2-2’ye gidecek. Rudi Garcia’nın buna bir çözüm üretmesi lazım. Her şey stoper ikilisi değil yani. Lille-Apollon-Caen maçlarında maç başına 12 şut görmüşler kalelerinde. Bu ne?
- Kombouare hocamı iki maçtır Benezet taşıyor. Adamsın Benezet. Thuram’ların oğlan maçı sattı ama gene de 1-1 bitti. 3 maçtır namağlup Guingamp hehe.
-
Nantes’ın başına Mr. Burns geçti. Senin bu lige niye geri döndün Vahid hoca ya. Gidin 65’ten sonra emekliliğinizi yaşayın lütfen. Yani Montpellier Michel der Zakarian ikilisinden özür diliyorum, daha korkunç bir birliktelik oldu Halilhodzic-Nantes. Ha evet kulüp efsanesi falan da, son işi olan Japonya Milli Takımı’ndan sıkıcı futbol oynatıyor diye Dünya Kupası öncesi kovulan bir teknik direktörü takımın başına getirmek……………………………………….
- Monaco’yu uzun uzun konuşalım. İlk yazıda var, böyle olmaz. İkinci yazıda da var, böyle olması çok zor. Üçüncü yazıda da demişim ki olmuyor. Maç sonu Leonardo Jardim “Kulübün bu hafta alacağı karar herkesin geleceğini etkileyecek, her şeye saygı duyacağım” demiş. Evet, bu takımla gerçekten çok zor, ancak eğer birileri bir şey yapabilecekse o da Jardim. Gençleri parlatma ve yetenekleri serbest bırakıp sonuç alma konusunda ondan iyi birkaç tane adam var sadece. Yalnız bu Raggi ısrarını gerçekten çözemiyorum. Raggi de çözememiş olacak ki attı Grenier’ye yumruğunu yedi kırmızıyı. Neyse problem şu, Monaco’nun an itibariyle bir a planı yok, Jardim’in elinde ilk 11’e gözü kapalı yazılacak oyuncu sayısı 2-3’ü geçmez, formda oyuncu sayısı ise sıfır. 2 aydır maç kazanamayan bir takımın hocasının çırpınışını izliyoruz her 11 açıklandığında. 2000’li çocuk ilk kez 11 görüyo, sonra rezerv takıma dönüyo, Falcao 11 çıkıyo, yanında sabit bi oyuncu yok, oyunu kim kuracak, geriden kim top alacak, bu takım nasıl gol atacak falan derken Monaco düşme hattında. Düşmezler devre arasında takımda kalan babalar gitmezse de, Ruslar “Ulan takım zaten düşüyo, sat hepsi toplayalım parayı gidelim” derler mi, bilemem. Ha bu arada Rennes de 23. lig maçında da gol atmış üst üste. Hatem ben Arfa, ip gibi şutlarını özlemişiz abi.
- Sıradaki parça sadece 4 gol atabilmiş ve gol atmayı düşünmeyen tüm Reims’lılara gelsin…
- Yann Karamoh ne gol attı be.
- Artık yeni nefret objem Halilhodzic, o yüzden Montpellier’yi yazacağım. Yeteneklerin ligi diye tanıtıyor Fransa Futbol Federasyonu artık bu ligi ve genellikle o yetenekler hep hücumcu. Fakat Montpellier, Toulouse, Reims veya Strasbourg gibi takımların savunmacıları parlatan oyunları hakikaten değerli. Nicholas Cozza, üçlünün solunda oynadı, tertemiz ayağı var, acayip sorumluluk alıyor, topların nereye gidebileceğini hızlıca sezip araya girebiliyor, dripling kabiliyeti var ve özgüvenli. Der Zakarian’ın 3-4-1-2’si hem savunma yaparken rakibi öldürüyor, hem de öne geçince çok hızlı öne gidebiliyor. Ben ilk 3’te kalabilmelerini mümkün görmüyorum ama, geçen seneki Rennes veya Bordeaux olma ihtimalleri az değil.
- Milli araya gidiyoruz, bi de milli takım şeyapayım. Fekir sakatlanınca Payet girdi. Rami’nin korkunç performansı devam edince Zouma geri döndü. Oynatmıyor olsa da Thauvin’in yeri sabit ve Ndombele nihayet kadroda. Galiba ilk kez itiraz edecek bir şeyim yok Döşana. Rabiot annesine şikayet etti mi acaba hocayı?