Lan PSG’nin puan kaybettiği haftada ilk dörttekiler maç kazanamadı. Büyü mü var ligde ne var?
Geçen hafta belki Lille maçında takılır diye yazmışım PSG için. Boufal’in olmadığı Lille kadrosuna bakınca da vazgeçmiştim aslında. Ama Blanc acayip rotasyon yaparak çıktı. Aralık 2014 Montpellier maçından sonra ilk kez bir iç saha maçında ilk yarı gol atamadılar. Sonra zaten hiç atamadılar. Lille’de acayip bi olay var, takım kötü durumda olsa da Mavuba-Balmont-Enyeama üçlüsü var oldukça böyle skorları almaya devam edecekler bence. İbra yoktu, savunma çoktu, Cavani geldi, hiçbir halt yiyemedi. Rezalet bir maç çıkarmış, ben yarım yamalak izlerken bu kadar olacağını fark etmemiştim. Şimdi şöyle bir problem var; İbra bir yerde, belki de sezon sonunda gidecek. Cavani iki sezondur sürekli Aralık-Ocak-Şubat’ı rezalet geçirip sezon sonuna doğru toparlıyor. Bu şekilde devam etmesi bence mümkün değil. Tamam sol forvet olarak adamı köreltmiş olabilir Blanc, tamam bu maçta sağında Jean-Kevin Augustin oynadı ama Cavani’nin yine yılın başından bu yana 10 maçta 1 golü var. Kusura bakmayın da Cavani’nin olduğu yerde “No İbra No Win” deniyorsa olmaz öyle iş. Şimdi Blanc’ın düşünmesi gereken şey Chelsea maçı. İlk maçta vurup geçebilecek gücü var. Ama Blanc yine klasik hastalığı olan “Öndeyim ve tutmalıyım” yapıp gol yerse, bütün sezonu yokuş aşağı gider, ben diyeyim.
Büyüklerden önce ben şu Ajaccio-Troyes maçına değinmek istiyorum. Artık bundan sonra Troyes’a Trolles diyeceğim. Adamlar sezon boyu iki galibiyet alabildi, ikisi de deplasmanda, ikisi de üç golle. Şu takımdan kendi evinde üç gol yiyen takımın kendini gerçekten resetlemesi lazım ya.
Monaco’nun 1-0 götürüp öyle tutacağı maç demiştim, tam tersi oldu. Böyle bir maçın ilk yarısını seyretmek, kendinize yapabileceğiniz en büyük işkence. Genellikle yumurta kapıya dayanınca atak yapmayı seven iki adam Galtier ve Jardim. Hatta yumurta kapıyı geçince bile sıkıntı yok onlar için eğer deplasmandaysalar. Ha St. Etienne bence maçı almalıydı, bence böyle bir maçta rakibin toplam şutu kadar isabetli şutunuz varsa hakikaten 3 puan alabilmeniz lazım ama bu sezon St. Etienne’in özeti bu maalesef. Geçen sezon Perrin-Sall-Pogba üçlüsü oynuyordu, sollarında Tabanou, sağlarında Theophile-Catherine, önce Clement-Cohade. Bu yapı zaten gol yemiyordu arkasında Ruffier’yle. Şimdi öyle değil, maç kazanmak için savunmasına güvenemiyor Galtier, bu da devasa bir yapısal problem bence. Jardim’in direkt Şampiyonlar Ligi hayırlı olsun, 6 puandan bırakmaz artık. Yani bırakmaması lazım. Bu arada, Monaco bu sezon 9. kez geriden gelip puan aldı. Hakikaten enteresanlar.
Nice-Marsilya daha gollü geçmeliydi aslında. Mendy-Seri-Bodmer-Koziello orta sahası nasıl öldüremedi Cabella-İsla-Lass dörtlüsünü, onu bir türlü anlayabilmiş değilim. Vincent Koziello adım adım lig 11’ine gidiyor. 6 başarılı defansif müdahalesi, 3 başarılı üçüncü bölge driplingi, bir asisti ve %92 pas başarı oranı var. Asisti de, oyunu da inanılmazdı. Michel için artık dörtyol ağzındayız. Ya şu deplasman performansını bir şekilde Velodrome’a taşıyacak ve Şampiyonlar Ligi’nin ucundan tutacak, ya da böyle devam edip yukarıdakilerin hatasını bekleyecek. Bu kadar az topla oynayıp bunca pozisyona girebilmek çok fazla deplasman kokuyor ama iç sahada tabii ki bekleyen takımlara karşı tutmuyor. Formsuz Batshuayi de hiç çekilmiyormuş lan. Bu arada Nice 1977-78 sezonundan beri 25. hafta sonrasında hiç ilk 3’te olmamış. Şu anda durum bi değişik.
Caen’i gene vurdular. Tolisso’nun şovmenliği yine ön plana çıktı. Hakikaten muhteşem bir oyuncu ve büyük ihtimalle sezon sonu Premier League bu sefer ona saldıracak. İki asistin yanında defansif olarak muazzam performans ki, ağır Gonalons’un yanında Caen gibi ışık hızıyla hücuma çıkan takımlara karşı hem hücum hem savunma oynayabilmek, hele bu derecede çok acayip. Whoscored’a baktım maç sonu, 10 almış. İlk defa 10 verdiğini görüyorum Whoscored’un, siz düşünün.
Angers Rennes’e kaybetti, 2015’te 4 kez yenilen takım 2016’nın ilk bir buçuk ayında 5 mağlubiyetini aldı. Teşekkürler overachieving underdog.
Nantes’ın Lorient galibiyetinde tek bir şey dikkatimi çekti, Alejandro Bedoya şu an çok üst seviyede. Geçen sezon sürekli oyuna sonradan skoru tutmak için giren orta sahaydı, şu an Jordan Veretout’nun yerini doldurmuş durumda. Özellikle Gillet’nin devre arasında takıma gelmesi forvetin arkasında oynayan Thomasson-Adryan-Bedoya üçlüsünü inanılmaz rahatlattı, böylece defansif görevi azalan Adryan ve Bedoya coştular. Sigthorsson ve Sala da birbirlerinin ikamesi halinde şu an. Sağlamlık bu ligde bayağı iş gören bir olay, Nantes şu anda inanılmaz sağlam.
Bastia deplasmanda 13 maç sonra kazandı. KORSİKA KENETLENDİ.
Montpellier’nin Toulouse galibiyeti şu anlama geliyor, haftaya Toulouse-Ajaccio maçında kan, gözyaşı, ihanet ve kemik sesleri olacak.
3-12 arası 6 puan var ligde. Dev keyif.
Haftaya düşme hattını ya bitirecek, ya da resetleyecek maç var: Toulouse-Ajaccio. Marsilya-St. Etienne maçının berabere kokusu buraya kadar geldi, demek ki Marsilya kazanacak. Caen-Rennes ve Lille-Lyon maçlarını izleyenler gol yağmurlarına gark olabileceklerini unutmasınlar.
PSG hafta içi Chelsea’yi dümdüz etmeli. Fransızlık bunu gerektirir.