“Marcelo abi, seninkiler 6 atmış” desek “Ulan ben varken niye atmadınız allahlesslar” diye bağırır. Gitti, yerine Michel geldi. Olimpiyakos’la az kalsın Manchester United’ı eleyen adam var ya, o. Batshuayi neden 2 seneye 30 milyon euro’ya Premier League’e gidecek onu gösterdi ama esas önemli adam 47 kez topla buluşup yüzde yüz pas başarısıyla oynayan ve bir de harika gol atan Lass. Göz önünden erken ayrılmıştı, şimdi niye bu kadar özlediğimizi yeniden anlattı. Marsilya iyi, güzel, hoş olabilir her şey oturduğunda. Tabii başkan Labrune işlere karışıp, her şeyi bozmazsa.
Geçen sezon şampiyonluğunu ilan ettiği yere döndü açılış maçı için PSG. Daha maçın başında Pastore’nin sakatlanması benim beklediğim çok gollü galibiyeti biraz engellese de, yine Matuidi çıktı, maçı aldı. Bence 2015’in en formda 2-3 orta sahasından biri ve bu sezon sakatlık falan olmazsa Avrupa’nın en değerlisi olabilir. Bir yabancı Pogba dahil. Montpellier’de sorunlar katlanarak büyüyor ki tombiş başkan Nicollin transfer yapılabilir demeye başladı. Artık kimi bulur ucuza da parlatır bilemiyorum.
Lyon içeride Rennes’e 2-1 yenilirken galibiyet golünü üzerine önce Jallet, sonra da Rafael alınan ve hor görülüp yuhalanan sağ bek Zeffane attı. Dramatize ettim, Zeffane kötü topçu. Bu arada Alexandre kardeşim, kaldığına pişmansan transfer ol, ha yok bu sezon buradaysan, biraz top oynaman lazım. Kulübede asık suratla oturmak pek yakışmıyor. Lyon galiba transfer sezonu bitince kendine gelecek anca. Kafaların topa odaklanmasına daha bi hafta var.
Plea-Ben Arfa ikilisinin geçen sezonki Fekir-Lacazette partnerliğine benzer işlerlikte olabileceğini gördük bu hafta. Sezonun başından beri harika oynuyorlar, bu hafta da 2-1’lik Caen galibiyetinde başroldeydiler. Ben ARfa bencil davranmadığında Nice’i Avrupa’ya oynatabilir, ki ben onun FIFA yasağından dolayı oynayamadığı aylarda yağ bağlayıp tombalaklaşacağını düşünmüştüm. Helal olsun.
Geçen sene bütün istatistiklerde zirvede olan Lorient kalecisi Benjamin Lecomte bu hafta 39. saniyede Hamouma’nın kafasını uçurmayı deneyince Ligue 1 tarihinin en hızlı ikinci kırmızı kartını gördü. Saint Etienne pek ilgilenmedi ama. Rakip 3 kişi olsa da kontrollü oynayıp 1-0 kazanmaya çalışacaklar bu sezon, görüntü o. Ki 3 puanı da 87’de, yine Hamouma kurtardı. Deschamps umarım izliyordur şu ana kadarki bölümü, böyle devam ederse en azından 30 kişilik kadroya almak zorunda kalacak.
Monaco raydan çıktı. Takımın ilk 11’inden 6-7 oyuncuyu değiştirirsen, biraz bocalarsın Jardim. Zaten Şampiyonlar Ligi de yalan olacak galiba. İleride bi aksilik olmazsa büyük topçu olacak Thomas Lemar’ın golü, deplasmanda 1 puan getirdi, Monaco Young Boys’a karşı toplamda 7-1 kazandığı eşleşmeden sonra oynadığı resmi maçlardan sadece birini kazanmış oldu. Ben Toulouse’u geçen sezon ligde tutan Arribagé’yi bayağı beğendim. Toulouse ligde ilk sekiz kovalaması, zor deplasman olması gereken takımlardan biri, ki lig PSG tekelinden falan çıksın. Hele hele zevklensin.
Yukarıda dediğim şeyi burada ayrı maddede devam ettireceğim, Bordo ve Lille böyle olursa ligden bir halt olmaz, onu söyleyeyim. Hadi Renard yeni geldi, çok adam gitti, bir şeyler oluşturmaya çalışıyor da, Sagnol sen n’apıyorsun? 3 maçta 2 puan, illa Avrupa Ligi gruplarını garantileyip öyle mi lige başlaman lazım? Savunma yapısında çok ciddi bozulmalar var ki geçen sene İlori-Pallois ikilisinden Sane ile kurtulup nefes almışlardı, bu sefer o kadar opsiyon da yok. Alt tarafı bir stoper ya, parası neyse toplasın taraftarınız.
François Kamano’yu izlemeye doyamıyorum. Bu arada darılmaca, gücenmece yok, Guingamp, düşersin. Hatta istatistik vereyim dur. En son bir sezonda en fazla gol atan iki oyuncusunu (2002-03 Malouda-Drogba) gönderdiklerinde ligden düşmüşler. (Bu sezon Beauvue-Mandanne ayrıldı.)
Haftaya Monaco-PSG var ama benim dikkatimi Caen-Lyon çekiyor. Dönüşü olmayan bir yola girelim mi Hubert Fournier?