Spor tarihinin en unutulmaz anlarından biri olsa gerek 1972 Olimpiyat Oyunları’nın basketbol finali. Münih’te bitmeyen 3 saniye Soğuk Savaş döneminin meşru kapışmalarından biri olarak aradan geçen onca yıla rağmen unutulamıyor, tartışması hâlâ sürüyor.
Yedi Olimpiyattır unvanını koruyan ABD, 63 maç sonra yeniliyordu. Hem de nasıl! Edeşko’nun altın pasını tutan Alexander Belov son basketi atıyor, dünyanın bir yarısı karanlığa gömülüyordu. Bir Blok ise ayaktaydı… Edeşko çizgiye basmış mıydı, Alexander hafiften faul yapmış mıydı; topun oyuna sokulduğu önceki iki deneme devede kulak mıydı… Altın Sovyetler Birliği’nin olmuştu.
O günün kahramanlarından son basketi atan Alexander Belov daha 27’sini doldurmadan 1978’de hayatını kaybetmişti. Belki de o yüzden Batı dünyasının büyük bir çoğunluğunun boykot edeceği 1980 Moskova Olimpiyat Oyunları’nda meşaleyi yakma görevi finalin en skorer oyuncusu Sergey Belov’a bahşedilmişti.
Peki kimdi Sergey Belov? 1991’de Drazen Petroviç’in önünde FIBA tarihinin en iyi oyuncusu seçilen yıldız, CSKA ile 11 lig, iki de Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğuna imza atmıştı. Üç kez Avrupa’nın kulüpler düzeyindeki en önemli organizasyonunda sayı kralı olan oyun kurucu, Rusya ile üç Olimpiyat bronzu, bir dünya ikinciliği, bir dünya üçüncülüğü, dört Avrupa şampiyonluğu, iki ikincilik, bir de üçüncülük kazanmıştı. Hall of Fame’e seçilen ilk uluslararası basketbolcu, koçluğunda CSKA ile iki Sovyet, Ural Great Perm ile de 2 Rusya şampiyonluğu tatmış; milli takımı iki kez dünya ikinciliğine, bir kez de Avrupa üçüncülüğüne taşımıştı.
Tesadüfe bakın ki o finalin iki kahramanı da 3 Ekim’de hayatını kaybetti. O son basketi atan 1978’de, 51-50 biten maçta attığı 20 sayıyla takımını taşıyan ise 2013’te. Belki saçma ama Almanya da bir başka 3 Ekim’de, 3 Ekim 1990’da birleşmişti ya neyse…
O günü ESPN’den dinlemek isteyenler alttan yaksın.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane