Bir masala davetti gencecik kadının çellosundan çıkardığı sesler. Büyücü olmalıydı. Fareli köyün kavalcısıydı, oyuncağı klasik müziğe gönül verenleri baştan çıkarmıştı. Müziğe veda ettiğinde sadece 28 yaşındaydı…
Türkiye’de birçok insanın Tuna Kiremitçi-İclal Aydın aşkı sayesinde haberdar olduğu Jacqueline du Pré, 26 Ocak 1945’te doğmuştu. Yaşasa bugün 68 olacaktı… Evet, sadece 68. Tarihin en iyi viyolonsel çalan insanlarından biriydi Jackie. Erkeklerle amansız bir rekabete girişip adını kitaplara kazımıştı.
Enstrümanının ilahları Casals ile Rostropoviç’ten ders alan genç kadın döktürüyordu. Repertuardaki kimi azılı eserleri o kadar iyi yorumluyordu ki… Özdeşleştirildiği, Elgar’ın acılarla bezeli konçertosu, onun elinde bambaşka bir yapıta dönüşmüştü.
16’sında konser salonlarını avucu içine alan Jackie, 1971’den itibaren içini kemiren bir hisle savaşmaya başlıyordu. Parmaklarındaki büyüyü kaybettiğini düşünüyordu. Yer yer parmaklarını hissetmiyordu. Aynı yılın sonlarında son kez kayıt yapmıştı. Konser sayısını düşürerek yoluna devam etmeye çalışan Jackie, 1973’te izleyicilerine veda etmişti. New York’taki son konseri facia gibiydi. Büyük şef Bernstein gerginliğine bağlasa da Ekim ayında Multipl skleroz teşhisi konmuştu.
Giderek artan çilesi 19 Ekim 1987’de noktalansa da büyüsü hâlâ sürüyor. O hüzün abidesi gözleri yaşartacak gibi gözüküyor, dünya döndükçe!
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane