Skip to content

Ekim 6, 2016

Operanın Doğumu

peri

Kızları Maria’yı Fransa Kralı IV. Henry’ye veren Medici Ailesi, besteci Jacopo Peri’nin kapısını çalıyordu. Yeni bir tür üzerinde çalışan müzisyen düğün için kolları sıvıyor, Euridice adlı eserini bitiriyordu. 6 Ekim 1600’de Floransa’daki Pitti Sarayı’nın duvarları notalarla çınlıyordu.

Daha önce de olduğu gibi şair Ottavio Rinuccini ile beraber çalışan Peri, eserini kral ve kraliçeye ithaf etmişti. Orfeo, ölümsüz aşkı Euridice için cehenneme bile gidedursun, Henry Fransa’dan İtalya’ya gidememişti ya neyse. Zaten o zamanlarda vekaletle evlilik modası vardı.

Erken dönem Nuri Bilge Ceylan filmi gibiydi. Jacopo Peri esas oğlanı canlandırırken, müzikte yer yer kendisine el veren meslektaşı Giulio Caccini’nin ailesi değişik rolleri oynuyordu. Hattâ o gün 13 yaşında olan kızı Francesca kim bilir belki de bu yüzden kendi yapıtlarının peşinden koşacaktı. Evet, tarihin ilk kadın bestecilerinden biri olan Francesca Caccini de o gün sahne almıştı. Yıllar sonra kendi düğününe teşrif edemeyen Henry’nin, genç kadını o günlerin en iyi şarkıcısı ilan etmesiyse şeytanın takılacağı türden bir detaydı.

Her iki besteci de eserin kendi versiyonlarını bastırmıştı. Her ne kadar sahnede yan yana olsalar da aralarında tatlı bir rekabet vardı. Sanki yarışı kazananın uygarlık mirasına geçeceğini biliyorlardı…

Yarışın galibi, daha önce 1597’de de Rinuccini’nin sözlerini notalara döken Peri idi. Fakat ikisinin imza attığı, tarihin ilk operası olan Dafne zaman içinde kaybolurken, bugüne türünün ikinci örneği olan Euridice kalmıştı.

Eylül 30, 2016

FPL’in Şifreleri #7

arsene20

    • Kadroları bugün 21:00’e kadar güncellememiz gerekiyor. Daha önce alışık olmadığımız cuma günlü maç haftalarından bir başkası. Bu karar iki sene önce, daha fazla canlı televizyon yayını yapabilmek amacıyla alındı. Çünkü İngiltere’de cumartesi öğle üç maçlarının televizyondan yayınlanması yasak. Taraftarın stadyumda maç izleme geleneğini korumak istiyorlar. Cumartesi günü geldiğinde1, takımınızın maçını izlemek istiyorsanız stadda olmalısınız. Ama öğle üç maçları dahi Premier League’in yeni televizyon yayın gelirleri karşısında çaresiz. Bu hafta yalnızca dört maç bu saatte oynanacak ve görünüşe göre de haftanın en az ilgi çeken maçları arasındalar. Türkiye’den takip eden biri olarak yine de itiraz etmemeliyim sanırım.
    • Bu hafta sonu bir açıdan çok özel: Arsène Wenger, Arsenal’deki yirminci yılını kutluyor. Son günlerde İngiliz futbolundaki rüşvet olaylarını ortaya çıkarmasıyla gündeme gelen The Telegraph gazetesi, bu kez Alsas bölgesine gitmiş ve büyük kardeş Guy ile konuşmuş.2 Guy harika biri olmalı, çünkü Arsène’in bildiği her şeyi ona kendisinin öğrettiğini söylüyor. L’Équipe gazetesi, “God Save Wenger” başlığıyla 10 sayfalık bir dosya hazırlamış. Burada, Robert Pires’in Arsenal’de sportif direktör olmak istediğinin müjdesini de alıyoruz. Kısacası, Arsenal için festival niteliğinde bir hafta sonu olacak ve ben de bu hafta sonu için onları favori göstermek istiyorum. Ayrıca çok da formdalar, son dört maçlarını3 kazandılar ve benzer kalibredeki rakiplere karşı oynadıkları son iki deplasman maçında dörder gol attılar.

  • Arsenal’in tam da böyle anlarda yüz üstü bıraktığını bilenler, daha önce Arsenal’den çok fazla kalbi kırılanlar veya bunların hiçbiriyle ilgilenmeyenler, Manchester United – Stoke City maçına yönelebilirler. Belki bu sahiden daha sağduyulu bir seçimdir. Ama ben Manchester United’a henüz ikna olmadım. Sorunlarını kesin olarak çözdüklerine, bundan sonra üçlü orta saha oynayacaklarına, Rooney-sonrası döneme geçtiklerine şimdilik inanmıyorum.
  • Benim kaptanım Diego Costa olacak. Ama bu biraz da zorunluluktan, çünkü geçen hafta wildcard kullanırken kadromdaki tüm Manchester United oyuncularını çıkardım. Mourinho’yu bir parça dahi desteklemek istemediğimi fark ettim, yaklaşan kötü fikstür ve Zlatan’ın fiyatının hızla düşüşü de bahanesi oldu. Kadrolarında Zlatan Ibrahimovic ve Alexis Sanchez bulunanlarsa öncelikle bu oyunculara yönelmeliler. İyi bir geri dönüş alacaklarına inanıyorum.
  • “Kelepir oyuncular arasından favorilerimiz Kingsley ve Jakupovic, önümüzdeki haftalarda ilk 11’deki yerlerini kaybedebilir.”
    Bunu iki hafta önce yazmıştım ve ne yazık ki kaygılarımın yersiz olmadığı ortaya çıktı. Kadromu ince manevralarla şekillendirmem sona erdiğinde4 Jakupovic’in yerine Pickford’u almayı düşünüyor ve o vakte kadar fiyatının 4.1’e çıkmamasını ümit ediyorum. Bournemouth iç sahada oldukça iyi maçlar çıkarıyor ve bir önceki hafta Cem Pekdoğru’nun da uyardığı üzere, oldukça iyi bir fikstüre yaklaşıyorlar. Dürüst davranmam gerekirse, 4.5’tan Boruc’u almaya Cem’in yazısını okuduktan sonra karar vermiştim. Ama Watford’u kendi başıma fark ettim. Capoue şu an için çok yerinde bir tercih olabilir veya duran topları kullanan sol wing-back Holebas’ı savunma rotasyonunuza dahil edebilirsiniz.5
  • Kevin de Bruyne’yi çıkarmalı mıyız? Belki de hayır. Pep üç hafta içinde dönebileceğini söylüyor ve bir de milli maç arası olacak. Tekrar tekrar almak istemeyenler birkaç hafta yedek kulübesinde idare edebilirler gibi duruyor. Sezon başından favorim Lamela ilk 11’deki yerini kaybetmek üzere, Hazard da hızlı girişinin ardından oldukça kötü gitmeye başladı, ama sanırım bunlar sadece beni ilgilendiren problemler(di). Artık ikisi de takımımda değil.
  • Bu haftaki yazıyı almak istememin en önemli sebeblerinden biri aslında şunu yazmaktı: Walcott’ı alın! Hâlâ bu kadar uygun bir fiyatta olmasını ve buna rağmen çok tercih edilmemesini aklım almıyor. Favori oyuncularımdan Adam Lallana da fiyatı daha yükselmeden bir an önce transfer edilebilir ve sezon sonuna kadar saklanabilir. Bir de, bu hafta Manchester City maçı geçtikten sonra Heung-Min Son’a bir şans verebilirsiniz. Kane’in de sakatlığında, Tottenham’ın en önemli gol silahı olarak şimdiden bir kademe daha önem kazanmış durumda. Bana Mousa Dembele’yi hatırlatmasıyla da ilginç geliyor: Dembele de geçen sezona takımdan ayrılması en muhtemel oyunculardan biri olarak başlamış, hemen hemen en değerlisi olarak bitirmişti.6 Son da böyle olabilir.
  1. When Saturday Comes, kült İngiliz futbol dergisi. []
  2. Buradan okuyabilirsiniz: http://www.telegraph.co.uk/football/2016/09/29/meet-the-other-wenger—arsenes-brother-reveals-the-arsenal-mana/ []
  3. Bunlardan bir tanesi 3-0’lık Chelsea galibiyeti. []
  4. Bu iki-üç haftayı bulabilir. []
  5. Yine de bir uyarı: Şu ana kadar dört sarı kart görmüş, beşinciyi görerse ceza alacak. []
  6. İnanılmaz bir istatistik var, Dembele’nin oynadığı maçlardan sadece ikisini kaybetmiş Tottenham. []

Eylül 24, 2016

FPL’in Şifreleri #6

ighalo-deeney

Georgia gazetelerine ve yasa dışı bahis bürolarına göre “Yılın Babası” ödülünün en büyük adaylarından biri olan, NBA’deki temsilcimiz Emre Yürüktümen’in yerine bakmam istendi bu hafta. Mevsimin ilk hastalığını karşıladığım böyle bir akşamda, 57. dakikada oyundan alınmayı adet edinmiş hücuma dönük orta sahanıza benzer bir katkı vermeyi amaçlıyorum: 1 puan.


Haftanın bankosu kim?

Liverpool gitgide tam teşekküllü bir Klopp takımına benzerken, iç sahada Hull’u ağırladıklarını gördüğümde heyecanlanıp Roberto Firmino’yu kaptan yapmak gibi düşüncelere kapılıyorum. Kubilay Kahveci’nin kehaneti belki bir hafta gecikmeli olarak gerçeğe dönüşecek. Küçük tasarruflar, marjinal kazanımlar peşindeki arkadaşlar için kötü gol atmayı beceremeyen Philippe Coutinho (8.1) her zaman geniş kuponlarda yer almalı. Swansea-Guidolin ilişkisinde sonun yaklaştığına dair haberler geliyor, Manchester City de acımıyor. Takım ekranınızı açtığınızda o mavilikten bir parça da olsa görüyorsunuzdur umarım.

Kaptan kim olacak?

Aslında Firmino’dan henüz vazgeçmedim ama size tavsiye verirken biraz daha temkinli yaklaşıp Kun Agüero diyeceğim. Pep de Çarşamba günkü Celtic maçından önce temkinli davranır ya da Kun’un yokluğunda hiç fena iş çıkarmayan Iheanacho’yu ödüllendirmek ister mi, orada bir rotasyon söz konusu olur mu? Bunları bilmiyorum. Ama içime kurt düştü bir kere. Muhabir arkadaşlarımız ise Kun’un onbire döneceğinden emin gözüküyorlar.

Tabii ben bu hafta wildcard kullandığım için böyle atıp tutabiliyorum. Cezalı olduğu haftalarda Agüero’yu elden çıkaranlar da şunu soruyor: Transfer hakkını kullanmaya, ceza ödemeye değer mi? Bence hayır, Zlatan’la bir hafta daha devam edebilirsiniz.

Kelepir?

Bu daha güzel bir sözcük değil mi ya? Sadece soruyorum.

Joshua King’i (5.5) aldım ben. Bournemouth gol sezonunu henüz açmadı. Beş haftada üç gol atmışlar,1 fikstürün de pek yardımı dokunmadı doğrusu. Bu hafta olmasa bile, önümüzdeki ay içinde oynayacakları Hull, Boro, Sunderland maçlarında birer ikişer üretime başlamalarını bekliyorum. Orada da güvendiğim isimlerden biri Norveçli kardeşimiz olacak. Solskjaer’in Manchester United menajeri olduğu, King’in de öndeki dörtlünün herhangi bir yerinde rotasyona girdiği bir bugünde daha mutlu olabilir miydim? Biraz da hastalıktan tabii bu sorular…

Sat sat sat!

Eden Hazard milli takımıyla iyi bir yaz geçirdi, beklendiği gibi Mourinho-Conte değişiminden olumlu etkilendi ve ilk üç maçındaki 25 puan için kendisine teşekkür ettik. Nitekim şu an için kadroların dörtte birinden fazlasında kendine yer bulmuş durumda. Yine de bugün Sánchez (11.0), De Bruyne (10.8), Hazard (10.0), Firmino (8.4) dörtlüsünün içinden doğru ikilileri bulmaya çalışırken elim Hazard’a bir kere bile gitmedi.

Denemeye değer

İki klas golcünüzün yanına düşük profilli bir başbakan mı arıyorsunuz? Bony, Benteke ya da (Kane’in sakatlığı sonrası) Janssen gibi alternatifler sayılıyor olsa da, yolun sonunda sizi Watford’ın iki forvetinin beklediğini göreceksiniz.2 Şöyle güzel, yemyeşil bir yola giriyorlar: Burnley (D), Bournemouth, Boro (D), Swans (D), Hull. Geçtiğimiz sezonun ilk devresinde yarattığı sansasyondan sonra kayıplara karışan Odion Ighalo’nun (7.3) yeniden form yakalayacağına inanıyor musunuz? Yoksa United maçında kaçırdığı golü mü gördünüz? O zaman Watford hücumuna girmenin yolu Troy Deeney (6.9) olabilir, cebinizde kalan 0.4 ile belki Amat’tan daha güvenilir bir defans alırsınız. (Koné? Collins?) Tabii Capoue üretime devam edecektir,3 Pereyra ve kanat beklerin de “tabela yapması” sürpriz olmaz. Ben hem Deeney’yi hem de Ighalo’yu aldım, bankada da gelecek hafta bu ikisinden Lukaku’ya çıkacak kadar bir para bıraktım. Bu hatalı stratejinin bir sonucu olarak, Pazartesi gecesini Burnley-Watford maçını izleyerek geçireceğim.

  1. Michael Caley’nin xG hesaplamalarına göre de üç atmaları gerekirmiş zaten, dipte şu üçlü var:
    Burnley: 2.1
    Bournemouth: 3.1
    Middlesbrough: 3.3 []
  2. Bir kere Stoke’un fikstürü düzeliyor düzelmesine de, yolun devamında öyle doludizgin gitmelerini beklemiyorum. Hughes için yine o dönem gelmiş; takım içinde kavga etmediği son üç oyuncuyla da göz göze gelmekten kaçındığını, öğle yemeklerini tek başına yediğini hayal edebiliyorum. Sezonun sonunu görürse şaşırırım. []
  3. Acayip top oynuyor ama oyun içindeki diğer görevlerini düşünürsek, bence buradan yeni bir Mahrez çıkmayacak. Bununla birlikte, “Beşi isabetli toplam yedi şuttan dört gol çıkardı, böyle devam edemez” diyene de madalya takmıyoruz. Şimdiden ‘her eve lazım’ statüsünü sağlama aldı. []

Eylül 16, 2016

FPL’in Şifreleri #5

csa02wvwaaae30f

Avrupa Ligi maçlarıyla takvimin yoğunlaşması rotasyonları karıştırmaya, takım sayfanıza kırmızı/sarı ünlem işaretleri düşürmeye başlıyor. Eskiden Alex Ferguson’ın rotasyonu Manchester United’dan oyuncu seçmeyi zorlaştırırdı; bu yıl Avrupa’daki konumları ve Jose Mourinho’nun tutumu evdeki hesabı çok bozmayacak gibi. Perşembe günü kaybettikleri Feyenoord maçına, Manchester derbisinden sadece üç oyuncuyu (David de Gea, Eric Bailly ve Paul Pogba) koruyarak başladı Mourinho. Pep Guardiola’nın geçen haftaki üstünlüğü bu değişikliğe sebep oldu sanılmasın; Mourinho’nun maç öncesi yorumları durumu özetliyor:

“It is not the competition I want, it is not the competition the players want, but it is a competition where we are and that’s the reality.”

Haftanın bankosu kim?

Bugünkü Chelsea – Liverpool maçını bir kenara ayırırsak oligarşik büyükler, ortancalar ve Leicester’ın görece rahat bir fikstürü var bu hafta. Arsenal ve Manchester United’ın deplasmanda oynayacak olması elinizi geri çekmek için bir etken olabilir ama Manchester City, Everton, Tottenham ve Leicester için kolay geçilebilecek rakipler var. Leicester’a tekrar güvenmek için görmemiz gereken bazı şeyler var ve her yazıyı City ile bitirmek eğlenceli olmadığından benim tercihim Spurs olacak.

Kaptan kim olacak?

Sergio Aguero’nun cezası devam ediyor, Kelechi Iheanacho’nun henüz çok fazla FPL kadrosuna girdiğini tahmin etmiyorum, United’ın son bir haftası biraz endişe veriyor ve Eden Hazard geçen hafta çok kalp kırdı. Romelu Lukaku (£9.1) ise hat-trick ile geri döndü! Bu hafta kaptanlık pazubendi taşımayı hakediyor. Alternatifi Alexis Sanchez (£11.0).

Bargain?

Tam olarak bu başlığın karşılığı değil ama Philippe Coutinho ilk 11’e dönerken Daniel Sturridge’i kenara gönderecek ve hiperaktif Roberto Firmino gole bu kadar yakın kalmaya devam edecekse £8.4’lük fiyatı ile birçok orta saha oyuncusundan daha yüksek potansiyelli bir tercih. Sadio Mane (£8.9) ve Coutinho (£8.1) da fiyat/performansı iyi seçimler ama sorun Liverpool’un ön tarafında kimin kenarda oturmak zorunda kalacağını kestirebilmek.

Sat sat sat!

Sezon öncesi değerlendirmelerde savunmaya ilk yerleştirilen oyunculardan birisi Hector Bellerin’di (£6.5). Şu anda da takımların %26’sında yer alarak oyunun en çok seçilen üçüncü savunma oyuncusu. Fakat Arsenal ilk dört haftadan tek clean sheet çıkarabildi. Önümüzdeki 6 hafta Chelsea dışında çok ciddi bir rakiple oynamayacaklar ama Arsenal bir şekilde gol yemeyi başaracaktır. Kyle Walker, John Stones, Luke Shaw/Antonio Valencia, Leighton Baines gibi £5.5 bandının üstüne çıkmadan alabileceğiniz çok iyi savunmacılarla Bellerin’e yaptığınız gereksiz yatırımdan kurtulma şansınız var.

Muhtemelen bu haftayı sakatlığı sebebiyle kaçıracak olan David Silva’dan (£8.9) da vazgeçme zamanı gelmiş olabilir. 2014’teki gibi bir double-double sezon (10+ gol, 10+ asist) gelir diye umuyordum ama yaşasın yeni kral Kevin De Bruyne!

Denemeye değer

Christian Benteke’nin ilk maçının ardından Alan Pardew 4-2-3-1’e geri döndü. Bu değişiklik arkadaki Wilfried Zaha, Jason Puncheon ve Andros Townsend üçlüsünün değerini de arttırıyor. Nitekim Middlesbrough maçında Zaha hem gol attı hem de Benteke’nin golünde asisti yaptı. Son orta saha pozisyonu için listenin sonlarında çöplük karıştırmak istemeyenler için Zaha (£5.4) çok temiz bir seçenek.

Eylül 9, 2016

FPL’in Şifreleri #4

mou-bridge

  • Seçilen maç saatleri, bu maç haftasının en kısa yoldan ifadesi olmuş. İlk olarak, futbolla ilgisi olmayanların dahi haberdar edileceği “Mourinho, Guardiola’ya karşı” maçını izleyeceğiz. Birkaç sene için Manchester derbisi yerine bu hikâye ön planda olacak. Daha sonra Boro – Palace, Bournemouth – West Brom, Burnley – Hull gibi kısır eşleşmelerin toplandığı bir öğleden sonra fikstürü var. Bu takımların taraftarları haricinde kimse bu maçları izlemeyecek. Günün kapanışı, haftanın rating yönü en yüksek ikinci karşılaşması Liverpool – Leicester ile olacak. Buraya kadar olan maçlarda, net bir şekilde ağır basan bir taraf olduğunu düşünmüyorum. Pazar günü ise tek maç var ve Chelsea, Swansea deplasmanına çıkıyor. Haftanın en dengesiz eşleşmesinin bu olduğunu düşünüyorum. Tarafsız izleyici için bazen tek taraflı maçlar da keyifli olabilir. Pazar günü, bir senelik tatilin ardından geri dönen Hazard’ı ve ligin en hazır takımı Chelsea’yi izlemek için ekran başına geçeceğiz.1 Bu hafta için favorim Chelsea.
  • Chelsea’nin yaz dönemi belirsizliklerle doluydu. Uzunca bir süre Diego Costa’nın ayrılacağı konuşuldu. Oscar’ın Conte’nin sistemine uymadığı ve İtalya’ya transfer olacağı yazıldı. Oscar’ın uymadığı bu sistemden, takımdaki oyuncular 4-2-4 şeklinde bahsettiler. Oscar, “Antrenmanda her gün bunu çalışıyoruz ve daha iyiye gideceğiz” dedi. Ama gidemediler. İşler ancak Amerika turunda rayına oturdu. Conte, burada 4-2-4’ten vazgeçti ve 4-1-4-1’i tercih etti. Kante’nin takıma girişiyle de Oscar ve Costa kendi yerlerini buldular.

  • Bunları niye anlatıyorum? Conte’nin denemeleri süresince 4-2-4’ün bu kadar gündemde kalması oldukça ilginçti. Burada İtalya’nın 4-2-4 olarak ifade ettiği iki enerjik kanat oyunculu ve iki forvetli yapının, İngiltere’nin geleneksel 4-4-2’sinden pek farklı olmadığını anlamış olmalısınız.2 Conte de bunu biliyor. Juventus’u çalıştırdığı dönemde, “Eğer en başta 4-2-4 yerine 4-4-2 deseydim, herhangi bir ‘yenilik’ten bahsediyor olmayacaktık” diye konuşmuş. Sahada olan biteni yorumlamaya çalışırken, numaralara çok fazla ve içi boş bir önem atfedebiliyoruz. Ligin açılış haftasında, Manchester City’nin 4-2-3-1 mi, yoksa 4-1-4-1 mi oynadığını tartışan insanlar gördüm. Bu gerçekten çok manasız. Bu küçük Pep Guardiola Özel3 bölümünü, Pep Confidential’dan bir alıntıyla noktalıyorum.

“Her ülke, sahada olan biteni farklı şekillerde ifade ediyor gibi gözüküyor. Aynı pozisyondaki bir oyuncu Almanya’da 6 numara, Arjantin’de 5 numara ve Barça’da 4 numara veya ‘pivot’ olarak biliniyor.4 Benzer bir durum, oyuncuların sahadaki pozisyonlarını göstermeye çalışan sayısal diziler esnasında da yaşanıyor. Guardiola, tüm bu şematikleri reddediyor ve onları ‘telefon numaraları’ olarak anıyor. Pep’in İspanya’daki 4-3-3’ü, bir Alman için 4-1-4-1 olabilir.”

  • Maça ekstra heyecan katmak için kaptanımı Zlatan Ibrahimovic olarak seçeceğim. Ayrıca Guardiola’nın takımına gol atma fırsatını kaçıracağını da sanmıyorum. Maçın fazla yakın geçeceğini düşünenler ya da takımında Zlatan olmayanlar (ben bile Rooney’i satıp aldım) gönül rahatlığıyla Hazard’a yönelebilir diye düşünüyorum.
  • Kelepir oyuncular arasından favorilerimiz Kingsley ve Jakupovic, önümüzdeki haftalarda ilk 11’deki yerlerini kaybedebilir. Sezona iyi başlayan Capoue, Diomande gibi oyunculara açıkçası uzun vadede pek güvenmiyorum. Hâlâ 4.5 bandında olan Evans’a ise sonsuz güveniyorum. Kulübe için 4.4’ten orta saha arayışında olanlar de Roon’u transfer edebilirler. West Ham’ın nispeten kolay fikstürünü düşünüp 4.6’dan Collins’e de şans verebilirsiniz. Ben vermedim.
  • Bu hafta ilk iş olarak Agüero’yu kadrodan çıkarmamız gerekiyor. Hazır fiyatı da henüz yükselmemişken, iki hafta boyunca kulübede oturtmak için mantıklı bir açıklama bulamıyorum. Genel prensip olarak, heyecan yaratan yeni transferlere hemen atlamamak en doğrusu gibi geliyor. Özel bir örnek vermek gerekirse, fiyatı ideal olmasına rağmen Wilshere gibi bir piyangoya girmeyi düşünmüyorum. Bir de, Alonso transferi sonrası Ivanovic’in geleceğinin tehlikede olduğu söyleniyor.5 O gün belki henüz gelmemiştir ama şimdiden aklınızın bir köşesinde bulunmasında fayda var.
  • Everton’ın sayfasını açtığınızda gördüğünüz herhangi bir oyuncuyu denemeye değer bulabilirsiniz. Fiyatları fazlasıyla uygun ve harika bir fikstür geliyor. Koeman’ın önce savunmayı düzene sokacağını okuyoruz. 5.0’ten Stekelenburg ve Martinez sezonu sonrası 5.5’e kadar düşen Baines bence harika tercihler. Barkley konusunda ise kararsızım ve onun yerine Lukaku’yu tercih ettim. Fiyatı daha da yükselmeden Sterling’i bir an önce kadronuza katmak isteyebilirsiniz. Ben sakatlıktan dönecek oyuncuları ve dolayısıyla da takımın değişecek dinamiklerini düşünüyor, henüz tam olarak güvenemiyorum. Son olarak, bir gözünüz de Arsenal’de olsa iyi olur. Xhaka’nın büyük katkısıyla, geçen sezon bu dönemden beri gördüğüm en iyi futbolu oynadılar. Belki sadece bir yarı sürdü ama harikaydı. Ritim buluyorlar ve kolay bir fikstür yaklaşıyor. Alexis, Özil gibi olağan şüpheliler haricinde Walcott da ilgimi çekiyor.
  1. Ya da D-Smart’ı henüz bağlatmayanlarımız geçemeyecek. []
  2. Burada Michael Cox’un eski bir incelemesi var: http://www.zonalmarking.net/2011/10/23/antonio-contes-system-isnt-a-4-2-4-but-still-provides-excitement/ []
  3. Güya #FPL önerileri veriyorum, yine de maça dair bir şeyler söylemekten uzak kalamadım. []
  4. Türkiye’de ön libero. []
  5. http://www.telegraph.co.uk/football/2016/09/06/branislav-ivanovic-faces-fight-for-chelsea-future-as-antonio-con/ []