Kadroları bugün 21:00’e kadar güncellememiz gerekiyor. Daha önce alışık olmadığımız cuma günlü maç haftalarından bir başkası. Bu karar iki sene önce, daha fazla canlı televizyon yayını yapabilmek amacıyla alındı. Çünkü İngiltere’de cumartesi öğle üç maçlarının televizyondan yayınlanması yasak. Taraftarın stadyumda maç izleme geleneğini korumak istiyorlar. Cumartesi günü geldiğinde1, takımınızın maçını izlemek istiyorsanız stadda olmalısınız. Ama öğle üç maçları dahi Premier League’in yeni televizyon yayın gelirleri karşısında çaresiz. Bu hafta yalnızca dört maç bu saatte oynanacak ve görünüşe göre de haftanın en az ilgi çeken maçları arasındalar. Türkiye’den takip eden biri olarak yine de itiraz etmemeliyim sanırım.
Bu hafta sonu bir açıdan çok özel: Arsène Wenger, Arsenal’deki yirminci yılını kutluyor. Son günlerde İngiliz futbolundaki rüşvet olaylarını ortaya çıkarmasıyla gündeme gelen The Telegraph gazetesi, bu kez Alsas bölgesine gitmiş ve büyük kardeş Guy ile konuşmuş.2 Guy harika biri olmalı, çünkü Arsène’in bildiği her şeyi ona kendisinin öğrettiğini söylüyor. L’Équipe gazetesi, “God Save Wenger” başlığıyla 10 sayfalık bir dosya hazırlamış. Burada, Robert Pires’in Arsenal’de sportif direktör olmak istediğinin müjdesini de alıyoruz. Kısacası, Arsenal için festival niteliğinde bir hafta sonu olacak ve ben de bu hafta sonu için onları favori göstermek istiyorum. Ayrıca çok da formdalar, son dört maçlarını3 kazandılar ve benzer kalibredeki rakiplere karşı oynadıkları son iki deplasman maçında dörder gol attılar.
Arsenal’in tam da böyle anlarda yüz üstü bıraktığını bilenler, daha önce Arsenal’den çok fazla kalbi kırılanlar veya bunların hiçbiriyle ilgilenmeyenler, Manchester United – Stoke City maçına yönelebilirler. Belki bu sahiden daha sağduyulu bir seçimdir. Ama ben Manchester United’a henüz ikna olmadım. Sorunlarını kesin olarak çözdüklerine, bundan sonra üçlü orta saha oynayacaklarına, Rooney-sonrası döneme geçtiklerine şimdilik inanmıyorum.
Benim kaptanım Diego Costa olacak. Ama bu biraz da zorunluluktan, çünkü geçen hafta wildcard kullanırken kadromdaki tüm Manchester United oyuncularını çıkardım. Mourinho’yu bir parça dahi desteklemek istemediğimi fark ettim, yaklaşan kötü fikstür ve Zlatan’ın fiyatının hızla düşüşü de bahanesi oldu. Kadrolarında Zlatan Ibrahimovic ve Alexis Sanchez bulunanlarsa öncelikle bu oyunculara yönelmeliler. İyi bir geri dönüş alacaklarına inanıyorum.
“Kelepir oyuncular arasından favorilerimiz Kingsley ve Jakupovic, önümüzdeki haftalarda ilk 11’deki yerlerini kaybedebilir.” Bunu iki hafta önce yazmıştım ve ne yazık ki kaygılarımın yersiz olmadığı ortaya çıktı. Kadromu ince manevralarla şekillendirmem sona erdiğinde4Jakupovic’in yerine Pickford’u almayı düşünüyorve o vakte kadar fiyatının 4.1’e çıkmamasını ümit ediyorum. Bournemouth iç sahada oldukça iyi maçlar çıkarıyor ve bir önceki hafta Cem Pekdoğru’nun da uyardığı üzere, oldukça iyi bir fikstüre yaklaşıyorlar. Dürüst davranmam gerekirse, 4.5’tan Boruc’u almaya Cem’in yazısını okuduktan sonra karar vermiştim. Ama Watford’u kendi başıma fark ettim. Capoue şu an için çok yerinde bir tercih olabilir veya duran topları kullanan sol wing-back Holebas’ı savunma rotasyonunuza dahil edebilirsiniz.5
Kevin de Bruyne’yi çıkarmalı mıyız? Belki de hayır. Pep üç hafta içinde dönebileceğini söylüyor ve bir de milli maç arası olacak. Tekrar tekrar almak istemeyenler birkaç hafta yedek kulübesinde idare edebilirler gibi duruyor. Sezon başından favorim Lamela ilk 11’deki yerini kaybetmek üzere, Hazard da hızlı girişinin ardından oldukça kötü gitmeye başladı, ama sanırım bunlar sadece beni ilgilendiren problemler(di). Artık ikisi de takımımda değil.
Bu haftaki yazıyı almak istememin en önemli sebeblerinden biri aslında şunu yazmaktı: Walcott’ı alın! Hâlâ bu kadar uygun bir fiyatta olmasını ve buna rağmen çok tercih edilmemesini aklım almıyor. Favori oyuncularımdan Adam Lallana da fiyatı daha yükselmeden bir an önce transfer edilebilir ve sezon sonuna kadar saklanabilir. Bir de, bu hafta Manchester City maçı geçtikten sonra Heung-Min Son’a bir şans verebilirsiniz. Kane’in de sakatlığında, Tottenham’ın en önemli gol silahı olarak şimdiden bir kademe daha önem kazanmış durumda. Bana Mousa Dembele’yi hatırlatmasıyla da ilginç geliyor: Dembele de geçen sezona takımdan ayrılması en muhtemel oyunculardan biri olarak başlamış, hemen hemen en değerlisi olarak bitirmişti.6 Son da böyle olabilir.
When Saturday Comes, kült İngiliz futbol dergisi. [↩]