Garrincha, Romario, Ronaldo, Ronaldinho, Neymar, …
Brezilya’nın, hepsi bir anda söylenemeyecek kadar çok siyah veya melez futbol ilahları oldu. Bunlar aynı zamanda Brezilya futbolunu efsaneleştiren, dünya şampiyonlukları getiren isimlerdi. Bu günlerden bakıldığında bu isimler olmadan Brezilya futbolu olmazmış gibi görünse de Brezilya’da futbol onlarsız başladı. Sadece onları değil, fakir olan tüm halkı dışlayan, beyaz, varlıklı insanların hobisi olarak doğdu.
Amerika kıtasına giden kölelerin %40’ının Brezilya’ya gittiği söylenir. Bu nedenle melezler ve siyahlar, Brezilya nüfusunda büyük bir yer tutar. Bu kadar büyük bir nüfus olmasına rağmen Brezilya ancak 1888’de çıkan Lei Áurea – Altın Kanun’la köleliği yasaklar. Kölelik yasaklanır ama bunun topluma yayılması, beyazlarla halkın geri kalanın aynı haklara sahip olması yıllar sürer.1
Futbolun gelişmeye başlayıp da kulüplerin kurulduğu ilk yıllarda Fluminense için oynayan ilk “mulatto”2 olan Carlos Alberto’nun hikayesi ırkçılığın etkilerini çok güzel anlatır. Mulatto olmaktan utanan veya seyircilerin, diğer futbolcuların tepkisinden çekinen Carlos suratına beyaz pirinç unu sürerek bir karşılaşmaya çıkar. Böylece deri rengini gizleyebileceğini düşünür. Fakat bir süre sonra un suratından akmaya başlar ve seyirciler “pó de arroz” (pirinç unu) diye bağırarak dalga geçmeye başlarlar. Bu olaydan sonra “pó de arroz” aynı zamanda Fluminense’nin takma adı olur. Bu isim en başta Carlos’la dalga geçmek için verilmişse de günümüzde Fluminense taraftarları maç öncesinde tüm tribüne bazen un bazen de bebek pudrası atarak bu isme ve geleneğe sahip çıkarlar.
Yerel liglerin ilk zamanlarındaki amatörlük kuralı, aristokratların sporu olan futbolun o haliyle kalması, fakir halkın bu karşılaşmalara katılımının engellenmesi için çıkarılmıştır. Kurala göre futboldan para kazanmak yasaktır ve oyuncular geçimini mutlaka başka bir işten sağlamalıdır. İngilizler tarafından kurulan, tekstil fabrikası işçilerinin oynadığı Bangu, siyah oyuncu oynatan ilk takım olarak geçer. Futboldan para kazanmayan, karın tokluğuna fabrikada işçilik yapan bu insanların durumu kölelikten çok farklı değildir. Ayrıca Bangu diğer kulüpleri rahatsız edecek kadar da büyük değildir. Amatörlük kuralının bozulması, mulatto ve siyahların futbola tamamen girmesi ise 1923’te Rio birinci ligine çıkan başka bir takım sayesinde olur. 15. yüzyıl gezgininin adının verildiği, Portekizli göçmenler tarafından kurulan Vasco da Gama, Rio’nun diğer büyük kulüplerinin kurduğu kuralları bir şekilde yıkar.3
Vasco’nun kurucuları tüm Rio şehrinden, geçmişlerine ve renklerine bakmaksızın futbolcular seçerek bir takım kurarlar. Portekizli göçmenler bu futbolculara dükkanlarında iş verirler. Böylece amatörlük şartı aşılmış olur ve 1923’te Rio birinci ligindeki ilk yıllarında şampiyon olurlar. Ertesi yıl Vasco dışlanır ve diğer Rio takımları yeni bir lig kurarlar. Fakat Vasco artık çok popüler bir takım olmuştur. Bu yüzden Vasco’yu yeni kurulan lige davet etmek zorunda kalırlar ama bazı kurallar getirirler. Bu kurallardan en önemlisi oyuncuların okuma yazma bilme şartı ve lige katılacak her oyuncunun imza atabilmesidir. Vasco da Gama’nın kadrosunun çoğu okuma yazma bilmiyordur. Bunun üzerine tüm oyuncular okuma yazma kurslarına gönderilir. Eğer içlerinde hala isminin uzunluğundan dolayı imza atma sıkıntısı çeken olursa adları değiştirilir, kısa isimler verilir.4 Buna karşılık diğer Rio kulüpleri her takımın kendi stadı olması gerektiğini söylerler. Vasco da Gama bunun üstüne o zamanlar için Brezilya’nın en büyük stadı olacak Estádio São Januário’yu yapar. Amatörlük kuralı artık kırılmaya başlamış ve siyahların yolu açılmıştır.
1933’te Rio ligi profesyonelleşir. Vasco’nun açtığı bu yolda Brezilya ilk futbol yıldızını da bu zamanlar çıkarır. Brezilya 1938 Dünya Kupası’nda, yarı finalde İtalya’ya elenmesine rağmen bu turnuvanın asıl konuşulan takımı olmuştur. İlk maçta Polonya karşısında çıplak ayakla gol atıp, takımının o gün uzatmalarda 6-5 kazanmasını sağlayan Leônidas da Silva o turnuvanın gol kralıdır. Sonraları röveşatanın mucidi olarak anılacak Silva, turnuva sonunda ev sahibi ülke Fransa’da gazete manşetlerinde “Le Diamant Noir” (Siyah Elmas) benzetmesiyle yer bulmuş ve Brezilya’nın ilk futbol kahramanlarından olmuştur.
Not: Baştaki fotoğraf http://moreintelligentlife.com/gallery/football-brazil adresinden alınmıştır.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane