Sócrates Brasileiro :
Bütün milletler arasında benimki kadar aşık olmayı seven ve de aşık olanı yoktur. Bizim etrafımız abartıyla, mutlulukla, anlık kararlarla ve yaratıcılıkla çevrilidir. İçimizde toplumun sağladığı avantajların en azına bile ulaşamayan insanların dahi yüzünde gözüken umut en belirgin özelliğimizdir. Bizi korkutmak için kullanılan kırbaçlara, özgürlüğümüzü elimizden almaya çalışan silahlara rağmen yeni bir dünyaya ve insanlığın güzelliğine inanmaya kendimizi adamışızdır.
Köleliğin içinde doğmuş insanımız yükselen bir sesle kendi gerçeğini arayarak her gün biraz daha özgürleşmektedir. Bu insanların aradıkları gerçeğin temelini yok edilemeyecek bir kültür oluşturur. Bu yok edilemeyecek kültür insanların ruhundan, kokusundan, gülümsemelerinden gelir. Bu insanları beyazlar, yerliler1, siyahlar, fakirler, göçmenler ve hayatın içinde hep genç kalan mutluluk oluşturur.
Bizim toplumumuzdakiler, binlerce yüzden ve mimikten oluşan, etrafımızdaki her şeyi sevmeyi bilen, hayatın her anındaki bilgeliği bulup çıkaran insanlardır. Ve bu insanlar futbolu severler. Futbolun sezgilerden ve doğallıktan, konfor ve özgürlükten oluştuğuna inanırlar. Bense futbolun tıpkı dans etmek gibi, en ilkel genlerimizden geldiğine inanırım.2
Sócrates sahada Brezilya’nın yetiştirdiği en büyük yeteneklerden biriydi. Ama bunun dışında, halkının dertlerini, endişelerini, isteklerini, yapısını anlayabilmiş bir politik figür, insanlara yardım etmeye çalışan bir doktor ve tüm bunları yapabilmek için futbolu en verimli şekilde kullanan iyi bir sporcu oldu. Çoğu zaman klişe gibi duyulan, söylendiğinde havada kalan “futbol hayatın ta kendisidir” veya “futbol sadece futbol değildir” gibi sözlerin Brezilya’da ne kadar geçerli olduğunu ispatladı. Kaptanı olduğu takımın formasında, o zamanki askeri diktaya karşı “Democracia Corinthiana” kelimeleri yazılıydı. O da İtalya’ya transferi gerçekleşmek üzereyken, çok büyük bir kalabalığın gitmemesi için baskı yapmaya geldiği bir meydanda, başta Corinthians olmak üzere tüm Brezilya halkına “Eğer Brezilya başkanını demokratik yollardan seçmeyi kabul ederseniz ben de burada kalırım” diyerek mücadelesini saha dışında da sürdürdü.
Sócrates birçok kez romantik futbol yazılarına konu olmuş olabilir, olmaya da devam edecektir. O’nun hayatı, dünya futbolunun en başarılı ülkesi Brezilya’nın ve bu ülkenin sosyal yapısında futbolun yerinin en güzel anlatımıdır. Futbol oynayan birisi gol atabilir, kupalar alabilir, bir süreliğine en iyisi de olabilir. Fakat Brezilya’da Futebol oynayan birinin adı da Sócrates ise, oyunun çok dışında başarıları olur. Adına şampiyonluk kupası kaldırdığın takımın taraftarları ve futbolcuları, 30 sene sonra gelen başka bir şampiyonlukta kupa yerine, onun için yumruklarını havaya kaldırır.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane