Skip to content

Oh Be!

Westbrook’un yapamadıklarını çok iyi biliyoruz. O kadar çok gözümüze sokuluyor ki, yapabildiklerini unutmaya başladık. Bazı oyuncuların üzerine, hak etmemelerine rağmen, maalesef böyle kötü şöhretler yapışıyor ve yaptığı %90’a değil de, yapamadığı %10’a bakar buluyoruz kendimizi. Bu işin neden bu hâle geldiği ayrı bir tez konusu da, şimdi canları sıkmayalım, adamımız yeni dönmüş malum. Şutlar, turnikeler biraz paslanmış gibi, ama enerjisinde bir eksiklik yok. “Bir daha eskisi gibi olamama” durumu pek gerçekçi değil. Öyle olması umuluyordu sanki içten içe.

ea50e

Onun yokluğunda Oklahoma iyice itin götüne sokulmaya başlanmıştı. Özellikle yerli NBA kaynakları Thunder’ı pek işin içinde görmüyordu. Kaçırmadan dinlediğimiz potacast’in yapımcıları daha ilk maçtan Thunder’ı şampiyonluk yarışının dışına attı. Bismillah.

Westbrook’un yokluğu, onun nasıl etkili bir oyuncu olduğuyla ilgili daha iyi fikir vermiştir, eminim. Geçen sezon Batı’nın bütün çehresinin değiştiğini, Spurs’ün elini kolunu sallayarak finale gittiğini ve bütün övgüleri topladığını unutmayalım. Hiç beğenilmeyen Thunder basketbolunun Spurs’ü bir önceki sezon ne durumlara soktuğunu da hatırlayalım.

İşin özü, Westbrook olunca Thunder bambaşka bir basketbol oynuyor. Daha doğrusu oynamaya çalıştığı basketbolu çok daha üst düzeyde uyguluyor. Hücum sisteminiz “harala gürele” üzerine kuruluysa ve bu işi NBA’de belki en iyi oynayan adamdan yoksunsanız tökezlemeniz doğaldır. Başka bir sistem olmaması, bireysel yetenek düzeyi azalınca takımın tıkanması gibi konular elbette koç Brooks’un basiretsizliğidir, ama Westbrook normal şartlarda bu takımda var ve herhangi bir takım şampiyonluk hesabı yapmadan Durant ve Westbrook’lu bir kadroyu hesaba katıyordur muhakkak.

Neyse, boş verdim. İyi ki döndün be Russ, sen olmayınca bir şeyler eksik.