Selam. Ekibi yeniden topluyoruz. Uzmanlarımız bu fenalık getiren sınıf karşısında biraz daha temkinli gözüküyor, oyuncular üzerinde hak iddia etmeden önce birkaç kez düşünüyor. Yine de olayın ruhuna kapılırsak, Haziran ayıyla birlikte profillerin aktığını da görebilirsiniz. Müsterih olunuz.
Göreli bir zayıflık belki bu sınıfın beraberinde getirdiği. Elbette 2011 yazında alevlenen lokavt söylentileri sonrasında, one-and-done planlarını yeniden gözden geçiren ve okulda kalma kararına çark eden lise fenomenlerinin (Harrison Barnes, Jared Sullinger, Perry Jones III, Terrence Jones) de devretmesi sonrası özellikle yukarıda iki sınıf gücünde olan 2012 sınıfının damağımızda bıraktığı tadın da etkisi var.
Fakat uygun düşecek bir kıyas için yakın geçmişte seğirttiğimizde, ne yazık ki 2000″e benzetmenin cezbediciliğinden sıyrılmak pek kolay olmuyor. Sadece üç All-Star çıkarabilen,1 Hidayet Türkoğlu”nun içlerinde en parlak kariyere ulaşan olduğunu öne sürebileceğiniz ve 10 yıl sonra yeniden ziyaret edildiğinde “Marko Jaric de bu sınıfın en iyi 10 oyuncusu arasına girer mi, hiçbir oyuncu Adriana Lima ile evlenmekle kıyaslanabilecek bir şey başarmadı” gibi esprilere meydan hazırlayan o sınıf.
Yataktan daha pozitif kalktığımız günlerde ise bunun akıbetinin 2001 (veya 2006) sınıflarına daha yakın olmasını umuyoruz. Top 10 içinde Kwame Brown, Eddy Curry, Eddie Griffin, DeSagana Diop ve Rodney White gibi birilerinin hala unutmaya çalıştığı seçimler barındırsa da, aşağıdan Gilbert Arenas gibi beklenmedik süperyıldız hikayeleri çıkarabilen bir sınıf. Döneme özgü koşulları göz ardı etmemek lazım yine de… O günlerde Avrupalı oyunculara dair önyargıların henüz tam anlamıyla kırılmış olduğu söylenemezdi ve oyuncu grubunda farkı yaratan da büyük oranda Pau-Tony-Memo üçlüsüydü.2 Bu sınıfta Dario Saric, Sergey Karasev ve Dennis Schröder gibilerinden yana büyük ümitler besleyenlere rastlayabilirsiniz, fakat hiçbirisi bu grubu bahsi geçen üçlüyle karşılaştırmak gibi bir gaflete düşmeyecektir.
2011 öncesinde de bu “tarihin en kötüsü” etiketleri sandıklardan çıkarılmıştı, Chad Ford”un başı çektiği bazılarının ısrarlı teşvikleriyle. Yakın geçmişte çok özel bir nişe hitap ettiği düşünülen draft yazarlığının, şimdilerde tek başına bir meşgale alanı olarak gelir sağlayacak kadar semirmesiyle alakalı bu biraz. Ford ve benzerlerinin atmosfere yaydığı gereğinden fazla dramatik kanaatler, kolayca yankı bulabiliyor. Halbuki dikkat çekmek için “kocaman” cümleler sarf etmeye ihtiyaç duydukları günler geride kaldı. Biraz sakin…
Fakat yukarıdaki şartlar neticesinde tepede zayıflayan 2011 sınıfının da3 kendine özgü bir durumu vardı. 2012″deki olası birikmeyi öngören menajerlerin yönlendirmesiyle, ortalamanın üzerinde bir sayıda üçüncü sınıf öğrencisi son seneyi pas geçip profesyonel olma kararı aldı. 2012 veya 2013 sınıfındaki ilk tur şanslarını düşük gören bazı ikinci sınıf öğrencileri de bu gruba eklendi ve bunların içinden de epey sağlam rotasyon oyuncuları çıktı.4 Öyle ki, bunlardan birkaçının son 2-3 ayda play-off basketbolunda dahi birçok muhabbetin merkezinde yer almayı becerebildiğini fark etmişsinizdir.
Daryl Morey enseyi karartanların ağırlıkta olduğu o günlerde çıkıp 2011 sınıfının sanıldığından daha derin olduğunu, normalde lige her sene 15-19 aralığında birinci turdan seçilmeyi hak eden (ligde anlamlı bir rotasyon parçası statüsünde kalıcı olabilecek) oyuncu geldiğini fakat kendi analizlerine göre 2011 sınıfının bu düzeyde 22 oyuncu ihtiva ettiğini söylemişti. Rispekt!
Peki ama neredeyiz?
Bu gece San Antonio-Memphis serisinin ikinci maçı başlamadan önce lotarya çekilecek.
Azılı deterministlere göre birinci sırayı, lotaryaya 25% şans ile giren Orlando kazanacak. Onları Charlotte, Cleveland ve Phoenix takip ediyor, sırasıyla (kabaca) 20-16-12 diye ilerleyen yüzdelerle. Dipnot: Son sekiz lotaryada sadece iki kez kazanan takım, o gün en şanslı gözüken dört takım arasından çıktı.
Komplo teorisyenlerinin tahtalarının zirvesinde ise geçtiğimiz hafta içerisinde lig tarihinin en karlı satışlarından birisi sonrasında el değiştiren Sacramento (6.3%) bulunuyor. Onlar gibi düşünmeye çalışayım: Chris Hansen ve çevresinde birleşen şehrin gösterdiği kararlılık sonrası, hiç kimse Seattle-NBA ayrılığının çok uzun sürmesini beklemiyor. Genişlemeye çok sıcak bakmayan Stern-Silver ikilisi, Seattle”ın baskısını üzerinde hissetmesi muhtemel -her sene sonunda açık veren ve şehrin ilgisini kaybeden- küçük pazar takımları içinde en ümitsiz görünenine, yani Charlotte”a, bir güzellik yapacak ve franchise player içerdiği şüpheli bu sınıfın 1 numarasını gönderip bir iyimserlik illüzyonu yaratacak. Böylece mutlak sonlarına ilerlerken, bu yolculuğu fazladan birkaç yıl uzatabilecekler… Biliyorum.
Geçen haftanın gündeminde ise iki gün boyunca Chicago”da yapılan kombine idmanlar vardı. Birtakım basit drilllerin yanı sıra, takım mülakatlarını, fiziksel ölçümleri ve basın mensupları ile soru cevapları içeren bir süreç. Açıkçası bu ritüel, bende bu döneme ait belki de en az heyecan uyandıran şey. Bir noktada, kaçınılmaz olarak, her şey bir köle pazarını andırıyor. (Sonra duraksıyorum ve bir köle pazarı alt metnine toslamak için, Chicago”da top sektiren adamlara kadar gitmeye gerek olmadığı gerçeği yüzüme çarpıyor.)
Yine de olan biteni takip etmeye çalıştım. Ne yazık ki ESPN yayınları bu konuda büyük bir felaket ve televizyon izleyicisine herhangi bir şey sunmuyor. Tüm o aynı andalık içerisinde bu yayını kotarmanın zor olduğu açık, fakat ESPN en başta bunu pek fazla umursar gözükmüyor… Zaten o iki günlük sekansta daha belirleyici olanlar, kameranın veya mikrofonun giremediği yerlerde yaşanıyor. Bunlarla ilgili söylentileri ve ölçümlerden kabaca ne gibi sonuçlar çıkarılabileceğini lotarya sonrası ikinci giriye bırakayım. Belki Draft Combine ile daha barışık olan Can Birand yardım elini uzatır.
Her biri birer sezon bu unvana layık görülebilen Michael Redd, Kenyon Martin ve Jamaal Magloire. [↩]
Tony Parker 28. sıradan -o günlerde 28. sıradan böyle oyuncular bulmaya muktedir tek takım tarafından- seçilmişti. Mehmet Okur ise bilindiği üzere ikinci tura kalmıştı. [↩]
Top 10 seçimlerinden Derrick Williams, Bismack Biyombo ve Jimmer Fredette çok az kişiyi uzun ömürlü bir kariyer için ikna edebilmişe benziyor. Belki #2 unvanına hürmeten hala iyi bir takas değeri taşıdığı söylenebilir Williams”ın, 3 numaraya kaydığı bölümlerde Short term medical affordablehealth.info can be a good choice in some cases, such if you are switching jobs and want to make sure you are covered. de daha iyi gözüktüğü yazılıyor ama ben henüz hakkındaki ilk (ve olumsuz) görüşümü değiştirmek için yeteri kadar şey görmedim. [↩]
Tamam biz de çokça yanılıyoruz ama lotarya dışından Kawhi Leonard, Kenneth Faried, Nikola Vucevic, Tobias Harris, Jimmy Butler, Iman Shumpert, Norris Cole, Reggie Jackson, Donatas Motiejunas, Cory Joseph, Nikola Mirotic (15-30 aralığında) ve Chandler Parsons, Isaiah Thomas, Kyle Singler (ikinci tur) seçilen bir sınıf için ‘tarihin en kötüsü olabilir mi’ diye soranların bugünkü savunmalarını dinlemek çok keyifli oluyor. Chad Ford ne giyecekmiş? [↩]