Antik olimpiyat serüveni, M.Ö. 776 yılında başlayıp M.S. 393’e kadar devam etmişti. Önceleri tek gün sürüp sekiz yılda bir yapılan şenlikler, M.Ö. 684’te beş güne çıkartılmış; daha sonraları da dört yılda bir yapılmaya başlanmıştı.
Oyunlara, her Yunan vatandaşı erkek katılabiliyordu. Pisagor, Aristo, Sokrates, Platon ve Hipokrat gibi tarihin birçok kilometretaşı şanslarını denemiş; hattâ Platon, iki defa şampiyon bile olmuştu.
Leonidas, Herodoros, Hermogenes, Milon, Chionis eskinin ikonlarıydı. Leonidas dört oyunda toplam 12 zafer kazanırken, Milon üst üste altı olimpiyatta şampiyonluk tatmıştı.
Roma İmparatoru Birinci Theodosius, pagan ritüelleri barındırdığı için oyunlara son noktayı koymuştu. Antikiteyi canlandırma arzusu asırlar sonra Evangelos Zappas’ı sarmıştı. Kral Birinci Otto, Yunan işadamının çağrısına kulak verince 1859’da Atina’nın göbeğinde oyunlar tekrar düzenlenmişti. Rüyaları gerçekleştirmek Zappas’tan bayrağı devralan Baron Pierre de Coubertin’e nasip olmuş, olimpiyatların modern serüveni 6 Nisan 1896’da başlamıştı.
Atina’dan doğan kardeşlik rüzgârı bütün insanlığın yüzünü okşuyor; tam 116 yıldır.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane