Skip to content

Kupa Günlükleri #2

Fikret Özer'in Brezilya notları, izlediği ilk maç, ABD-Almanya ile devam ediyor. Gördüğü şey: Bir kıyafet balosu ve kıyamet gibi yağmur.

İki gündür internet erişimim çok kısıtlıydı. Fazla yazamadım. En son nerede kalmıştık? Hah, dizimi sakatlamıştım. Sakatlıktan sonraki sabah Recife’ye gittik. Bir taksi tuttuk. Taksi otoyolun ortasında bozuldu. Ama hiç panik olmadık, aksine durmadan gülüyorduk. Şans faktörünü düşünmeyip, bu da bir hikaye diye düşününce her şey daha kolay. Sigara içmek en iyisi böyle durumlarda. Neyse bir saatlik yolu aksiliklerle 3 saatte gittik. Önce Olinda diye eski kolonyal yapıların olduğu ufak bir kasabaya gittik. Yağmur ayarsız yağdığından çok gezemedik. Ama 500 metre yükseklikte ufak kafelerin olduğu bir yere çıktık. Manzara inanılmazdı. Orada en az 4 saat oturduk. Sonra ertesi sabahki maç için Recife’ye gittik.

foto2

Recife’de inanılmaz bir trafik var ve bu sürekli. İstanbul mod on. Bir çok Brezilya büyük şehrinde bu böyleymiş. Sabah 8’de evden çıkıp FIFA bilet merkezinden biletleri almaya gittik. Yolların bir kısmı su altında kalmış. 4 km’lik mesafeyi 1 saatte gittik. Buradan maç için yola çıktığımızda saat 10:30’du. Stat 23 km şehir dışında. Şehir içindeki stadyumu FIFA beğenmemiş, yenisi yapılmış. Ben bayıldım eski stada. Stada ulaşmak için önce bir dolmuşla metroya (aslında banliyö ama metro deniyordu burada) gidiliyor. Metro bilet gişeleri mahşer kalabalığı. Bu arada herkes yağmurdan sırılsıklam. O kalabalıkta bilet almayı başarırsan metroya giriyorsun. Biz 40 dakikada aldık. Recife’deki önceki maçlarda maç bileti olana metro bileti bedavaymış ama bu maçta değil. Nazar mı demiştik? Metroya girdikten sonra 4 durak gidip aktarma yapılıyor. Aktarmadan sonra 15 durak var ve yolculuk burada bitmiyor. Sonra servisler alıp stadyuma götürüyor. Aslında kağıt üstünde öyle. Nedenini kimsenin anlamadığı bir şekilde stadyumun 1-2 km gerisinde bırakıyor. Bu arada bütün bu yolculuk binlerce kişiyle yapılıyor. Dolmuş-metri-metro-servis dörtlüsünde hep bir İstanbul metrobüs şenliği var.

Yağmuru tarif etmek çok zor. İlk defa bu kadar çok yağış gördüm. Servisten inip 1-2 km yolu stadyuma yürüdükten sonra duş almıştan beter olduk.

Neyse 10:30’da başlayan yolculuk saat 13:10’da stattaki yerimizde bitti.

Dünya Kupası maç ortamı, özellikle ABD gibi takımlar varsa, lig maçlarından çok farklı. İnsanların eğlenceye geldiği çok açık. Tribünlerdeki insanlar bildiğimiz taraftarlar gibi değiller. Daha çok kıyafet balosunda gibiler.

foto3

Biz maç boyunca üstümüz açık olduğundan ıslanmaya devam ettik. Zeminin ağırlığı tribünden bile görülüyordu. Oyun o yüzden kötüydü. ABD taraftarı da bir tuhaf. Ofsayta, taca filan bile bağırıyorlar. Birisi lütfen şunlara futbolda sadece gol atarak skor yapıldığını anlatsın. Başta komik geliyor ama sürekli olması sinir bozucu. Ha bir de Çarşı’dan filan rica edelim şunlara bir iki beste yapsin. “Yuu-es-eyyy” ve “I believe that we can win” 90 dakika çekilmiyor.

Maç sıkıcıydı ama Klose’nin oynaması heyecan verdi. Bir gol atsa tarihe tanıklık edecektik, olmadı. Klinsmann’ın maç sonu eski futbolcularına tek tek sarılması, iki takımın da maç sonu tribünlere gidip kutlama yapması da görülmeye değerdi. Bir de sahaya elinde bayrakla giren çocuk ortamı şenlendirdi.

Tabii ki dönüş yolu da, bu sefer daha da kalabalık bir grupla, eziyetti. İki saat de o sürdü. Yol boyunca Recife gecekondu mahalleri görünüyor. Birçoğunu o gün su basmıştı ve oradakilerle ilgilenen kimse gözükmüyordu. Brezilya’nin küçük sahil kasabalarında fakirlik hissedilmiyor. Hatta bence çok paraları olmasa da hayat kaliteleri çok yüksek. Ama şehir fakirliği ayrı bir olay. Bu başka bir yazının konusu olsun ama şunu söylemek lazım: O stadyum çok güzel olmuş fakat kimse gitmeyecek. Ayrıca stadyuma gelirken ve dönerken görülenler, yaşananlar insanı futboldan soğutur. Onu geçtim şu turnuva için bile yapılan ulaşım organizasyonu çok kötü. Normal zamanda bu stadyumu kullanmak saçmalık olur.

Maçtan çıkıp bizi Pipa’ya götürecek arabaya gittik. 5’te orada olması gereken araba trafik ve sel yüzünden 8’de geldi. Üç buçuk saatlik Pipa yolunu dabeş buçuk saatte gidip gece 2’ye doğru anca ulaşabildik. Ama o kadar eziyeti Pipa bize unutturdu. Umarım burayı herkesin görme şansı olur.

Bugün Brezilya, Şili’yle oynuyor. Bu turnuvada desteklediğim takım Şili ama gönülden Brezilya kazansın istiyorum. Geldiğimizden beri bize çok iyi davranan bu insanların üzülmesine gönlüm el vermiyor. Burada insanlar, “Eğer elenirsek ülke cenaze yerine döner” diyor.