Liverpool için hareketli bir yaz geçiyor diyebiliriz. Özellikle geç gelen Suarez ikilemi kulübü yeniden yapılandırmaya çalışan ekibi bayağı zorlamış olmalı.
Şimdiye kadar transferde yapılanlara şöyle bir göz atalım. Daha sonra da spekülasyonların üstünden geçeriz.
Celta Vigo’dan Iago Aspas, Man City’den Kolo Toure, Sevilla’dan Luis Alberto ve Sunderland’den Simon Mignolet geldiler. Bunları umut verici transferler olarak nitelendirebiliriz. Aspas forvete rekabet getirecektir. Toure Carra’nın boşluğunu doldurmaya çalışacaktır. Luis Alberto birçok mevkide kullanılabilecek bir hücum silahı olabilir. Mignolet ise geçen yıl Premier League’in en iyi kalecilerinden biriydi.
Gönderilen isimler için de kısa bir değerlendirme yapalım. En ilginç isim Pepe Reina. Liverpool’un son yıllardaki devamlı bir numarası kiralık olarak Napoli yolu tuttu. Geçen yıl da transferi gündeme gelmişti. Brendan Rodgers bu transferi onun gibi topu oyuna iyi sokan bir kaleciye ihtiyacım var diyerek durdurmuştu. Bir yılda neler oldu bilemiyorum. Ancak Reina’dan vazgeçildi. Andy Carroll ikilemi 15 milyon pound karşılığı West Ham’a gitmesiyle son buldu. Jonjo Shelvey, oyununda yeterli esneklik olmadığına kanaat getirilmiş olacak ki, Swansea’ye verildi. Geçen seneyi kiralık geçiren Jay Spearing de Bolton Wanderers’a gitti. Son olarak da geçen yıl sağ kanatta sürekli kendine yer bulan Stewart Downing, West Ham yolunu tuttu.
Bir de kiralık olarak gönderilen genç oyuncular var. Liverpool Academy’nin üstüne titrediği ve bu kolondan ümit vaat ediyor diye yazdığımız bazı oyuncular tecrübe kazanmaları için Avrupa’nın çeşitli takımlarına gittiler. (Conor Coady-Sheffield United, Jack Robinson-Blackpool, Suso-Almeira)
Şimdiye kadar yapılan hamleler bence son derece cesur hamleler. Bazı yargılara varılırken yeterli analiz yapıldı mı bunu zaman gösterecek. Ben bu transferlere biraz şüpheci yaklaşıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse bazı kararlar beni rahatsız etti. Örneğin; Reina gibi bir kaleciyi bu şekilde kiralık göndermek, her ne kadar Avrupa’nın parlayan yıldızı Belçika’nın kalecisi alınmış olsa da, cesaret isteyen bir hamle. Reina özellikle son yıllarda sert bir duruş gösteren bir kaleci değildi. Ancak topu oyuna sokma ve liderlik vasıflarıyla hala faydalı oluyordu. Takım hedeflediği noktalara yaklaştıkça Reina’nın tekrar eski formuna kavuşması mümkün olurdu diye düşünüyorum. Şunu da belirtmeliyim. Mignolet korkusuz, gol yememek için her şeyini vererek mucize kurtarışlara imza atabilen, futbol dünyası için başarıya aç diyebileceğimiz bir kaleci. Liverpool geride bir duvar örecekse, bu duvarın destek ayağını sert bir materyalden oluşturmak için bir adım attı diyebiliriz. Ayrıca bu transfer bize John Henry’nin ‘Moneyball’ felsefesini hatırlatıyor. Reina çok yüksek bir maliyetle oynuyordu. Şimdi bu maliyeti Napoli karşılayacak. Mignolet ise istatistiklerde çok daha iyi olmasına rağmen ücret olarak Reina’nın çok gerisinde olacak.
Andy Carroll için de benzer şeyleri söyleyebiliriz. Geçen sene West Ham’da başarısız bir yıl geçirdiğini asla söyleyemeyiz. Zaman zaman çok iyi performanslar gösterdi. Sakatlıkları onu etkiledi. Andy Carroll sürekli oynadığı ve sakatlık sorunu yaşamadığı bir sezonda iyi bir takıma çok fayda sağlayabilir. Çünkü futbol dünyasında çok az bulunur özellikleri var. Bu özellikleri faydaya çevirememesi sadece mental olarak zayıf olması ile mümkün olacaktır. Eğer kendini yeteri kadar futbola vermezse Liverpool pişmanlık yaşamaz. Ama bunu yaptığı takdirde ‘Kop’ bu transferde kararının arkasında duramamasını ağır ödeyebilir. Benzer şeyler Shelvey için de söylenebilir. Oyununda eksikleri vardı ama sahada sağlam bir duruşu olan bir oyuncuydu. Rodgers bu projelere yatırım yapmak istemedi. Bakalım bu kararları önümüzdeki 2-3 yıl içinde onu haklı çıkaracak mı?
Liverpool kadrosundan ayrılacaklar bununla sınırlı kalmadı. Bu hafta içinde Stewart Downing de ayrıldı. Görünen o ki, Brendan Rodgers ‘Barça’ taktiğinden vazgeçmek istemiyor. Kafasındaki oyun şablonu Barcelona’nın son yıllarda kullandığı şablona çok benziyor. İrlandalı teknik adamın taktik esnekliği yok gibi. Oyuncular hakkında cesur ve kesin kararlar vermesinin asıl nedeni bu. Örneğin forvet hattında hızlı, gerektiğinde adam eksiltebilecek oyuncular onun sistemi için olmazsa olmaz. Downing gibi defansif kaymaları yapmaktan çekinmeyen, ayağı çok düzgün, iyi profesyonel bir oyuncuyu gönderme düşüncesi sadece Downing’in rakip bekleri birebirde geçiş oranının düşüklüğüyle açıklanabilir.
Yaz boyunca ayrılma söylentileri Liverpool’un başka oyuncuları için de gazete sütunlarında yerlerini buldu. Defansın savaşçı oyuncusu Martin Skrtel ve Jose Enrique de sürekli gidebilir söylentileriyle İngiltere’nin güvenilir haber kaynaklarında yer alıyorlar. Bana göre bu oyuncular hala takıma faydalı olabilecek oyuncular. Tıpkı gönderilen oyuncular için söylediğimiz gibi, eğer yerleri doldurulmadan gönderilirlerse sezon içinde aranacaklardır.
Brendan Rodgers’ın kafasında defansta kaya gibi sağlam ama hücumu destekleyen bir defans, çok zor top kaybeden bir orta alan, ve defansın arkasına sarkarken hızlı ve akışkan bir hücum hattı var. Kendi inançları doğrultusunda bunu becermek için elindeki imkanları zorluyor. Gerektiğinde cesur kararlar almaktan çekinmiyor. İngiltere liginde yıllarca top koşturmuş isimleri bir çırpıda silerken Sterling gibi 17 yaşındaki oyuncularla yola devam etmek onun için rahatsız edici değil. Bu yaklaşım bende bir yandan şüphe bir yandan da saygı uyandırıyor. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Bakalım Rodgers kendi stiliyle başarılı olacak mı?
Henüz transfer sezonu sürüyor. Bu dönemde bazı sallantılar yaşanabilir. Geçmişte kulüpleriyle sorun yaşayan oyuncuların kalıp çok iyi sezonlar geçirdiğini de görmüştük. O yüzden ligin ilk 3-4 maçını bekleyip daha sonra karar vermek doğru olacaktır. Örneğin Martin Skrtel geçmişte Liverpool için iyi performanslar sergilemişti. Transferi gündemde olmasına rağmen kalıp takım için anahtar oyuncu olabilir. Şimdiye kadar zayıf rakiplerle oynanan hazırlık karşılaşmalarında Rodgers’ın yeni Liverpool’u genelde etkili oldu. Uzun süreler gol yemediler ve birçok oyuncu skora katkıda bulundu. Ancak geçtiğimiz hafta sonu Celtic ile oynanan prova eksikleri gösterdi. Alınan mağlubiyet EPL öncesi bir ders olmalı.
Liverpool’un transfer dönemindeki öncelikli hedefi Shakhtar’dan Mkhitaryan’dı. Mkhitaryan’ı Dortmund’a kaptırdılar. Daha sonra Atletico Madridli Diego Costa ismi gündeme geldi ancak bu transfer konusunda yeterli kararlılığı göstermediklerini düşünüyorum. Liverpool teknik direktörü yeni transferler için çalışmaların sürdüğünü söylüyor. En azından bir hücum oyuncusunu kadrolarında görmek istediklerini düşünüyorum. Taraftar Ajaxlı Christian Eriksen’in bir numaralı transfer hedefi olduğunu düşünüyor. Danimarkalı oyuncu henüz 21 yaşında. Tam anlamıyla bir “attacking midfielder”. Özellikle sol çizgide ve ortada görev yapabilir. 1.77 boyunda. 1-2 yıldır Ajax seviyesinin üstüne çıkma sinyallerini veriyordu. Zaten Avrupa kulüpleri de onu dikkatle izliyorlar. Şimdiye kadar Eriksen de aceleci davranmak istemedi. Ancak bu yıl transferi mümkün olabilir. Devrede Tottenham da var. Bence takımın gerekli havayı yakalayabilmesi için Eriksen doğru isim olabilir.
Son günlerde Liverpool camiası bir de Anzhi transferinde isabeti yakalayamamış eski Shakhtarlı Willian’ın adını tweetlerinde paylaşmaya başladı. Haber her geçen saat güçleniyor. Liverpool camiası oyuncuyu Suarez’in partneri olarak uygun görüyor. Anladığım kadarıyla Anzhi takımı da transfere sıcak bakıyor. Transferin detaylarını araştırmak için biraz erken. Ancak Liverpool bu ihtimalle en az Eriksen kadar heyecanla ilgileniyor.
Bunun dışında Schalke 04’ten Kyriakos Papadopoulos ile ilgili de söylentiler var. Defansif olarak değişik mevkilerde oynayabilen oyuncu, transferi gerçekleşmesi durumunda Liverpool’un jokeri olabilir. Çok sert bir oyuncu. Henüz 21 yaşında. Hızlı ve güçlü bir fiziksel yapısı var. Gerektiğinde orta alanda da kullanılabilir. Son 1 haftada Skrtel gidecek Papadopoulos gelecek söylentileri biraz soğumuş gibi görünüyor. Ancak bu transfer tekrar gündeme gelebilir.
Bir başka söylenti de Almeria’dan Guilherme Siqueira. Jose Enrique’ye rekabet olsun diye düşünülüyor. Geçen sezon La Liga’da gösterdiği performans etkileyiciydi. Ancak ben takımların sürekli oyuncu değiştirerek çok yol alabileceğine inanmıyorum. Her organizasyon içinde o anda plan dışı görünen, tam anlamıyla yerine oturmadığı düşünülen insanlar ya da oluşumlar bulunur. Futbolda bunları sürekli yenilemek yolunu tercih ettiğinizde kasanızdan çıkacak milyonlara da hazırlıklı olmalısınız. Bunun yerine daha uzun vadeli adımlar atmayı, elinizdeki değerleri yüksek verimle kullanmayı ve takım olma olgusunu yakalamayı hedeflemek daha akılcı. Guilherme Siqueira, Jose Enrique’ye oranla fark yaratabilecek bir oyuncu mu bunu transfer gerçekleşirse sahada göreceğiz.
Yazımı bitirmeden Suarez ile ilgili görüş bildirmeliyim. Ben onunla ilgili spekülasyonları çok ciddiye almıyorum. Yazımı yazdığım şu saatlerde kararından döndüğünü Uruguay basını aracılığıyla tüm dünyaya duyurdu. Ancak kaynak çok güvenilir değil. Liverpool sahipleri ve camiası Suarez’in şu anda ayrılamayacağı konusunda sağlam bir duruş gösterdiler. Bu kararlı tutum yaramaz çocuğu dizginleyecektir. Liverpool Real Madrid gelmedikçe oyuncusunu bırakmak istemeyecektir. Real Madrid dışında Monaco ve PSG, Suarez için sonraki destinasyonlar olabilir. Ancak bu kulüpler de forvet hatlarını çoktan güçlendirdiler. Suarez’i İngiltere içinde başka bir kulübe vermek Liverpool için fazla radikal bir fikir. Ve bu son derece anlaşılır bir durum. Sezona cezası yüzünden geç girecek. Bazı tereddütler yaşıyor ama şimdilik yola devam edeceğini düşünüyorum.
Tüm bunlar düşünüldüğünde belirsizliklerle dolu bir sezon başlangıcı yaşanıyor diyebiliriz. Brendan Rodgers Liverpool taraftarının sabırlı olmasından faydalanıyor. Ancak oluşturmaya çalıştığı idealist takım EPL için fazla genç ve naif kalabilir. Sezona geçen yıla oranla daha rahat maçlarla giriş yapacaklar. Eğer bu maçlardan iyi sonuçlarla ayrılabilirlerse sezon olumlu bir havada geçecektir. Sturridge, Coutinho ve Sterling gibi oyuncular ile Rodgers düşüncesinin sahaya yansıdığını görmeye devam edebiliriz. Ancak EPL’in fiziksel oyununa yenik düşmeleri bence endişe kaynağı. Henüz inşaa edilme aşamasındaki her takım gibi bazı bölgelerde şişkinlikler bazı bölgelerde ise alternatifsizlikler mevcut. Bu pozisyonlar ile ilgili ne gibi önlemler alınacağını merakla bekliyorum. Şunu belirtmeliyim; eski havasını yakalayan Suarez’in yanına Willian veya Eriksen gibi bir oyuncu transfer edilirse takım en azından etkileyici performansları sezon içinde yakalayabilir. Galibiyet serileri mutlaka gelecektir. Bu seriler geçen yıl da gelmişti. Bu da ilk 4 yarışında en azından geçen seneden daha ileri gitmeyi sağlayacaktır. Zaten takımın gerçekçi hedefi bu galibiyet serilerini uzatarak Şampiyonlar Ligi kapılarını zorlamak. Şu an için şampiyonluk yarışında olmak en fanatik ‘Reds’ taraftarları için bile gerçekçi bir hedef olmaktan uzak görünüyor.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane