İzlandalı müzik topluluğu Sigur Rós, 1999 tarihli ‘Ágætis Byrjun’ adlı albümünde yer alan ‘Starálfur’ ile yara açma konusunda ne kadar becerikli olduğunun ilk işaretlerini vermeye başlamış; kendimizi en güvende hissettiğimiz yer olan yatağımıza, çılgın dünyanın tüm tehlikelerinden, tekrarlarından ve tekdüzeliğinden kaçıp göğsümüzde hırıltılarla da olsa nefes alabildiğimiz yorganımızın altına alenen saldırmış, gerçekleri bir bir yüzümüze çarpmıştı.
Kuzey’in havasından suyundan olsa gerek, bu huzursuzluk, 2006 tarihli Jens Lien şaheseri ‘Den Brysomme Mannen/The Bothersome Man’ adlı filmde de Andreas’ın ete kemiğe büründürdüğü haliyle sonsuz ve dermansız rahatsızlığa vurgu yapmıştı. Sigur Rós’un, geceyi bekleyip yıldızların peşine düşen, onları kaybedince de yorganının güvenli sıcağına kendisini gizleyen anti-kahramanının, uyandığında kendisini aynı sarmalın içinde bulmasının hayal kırıklığı, Andreas’ın deneyimleriyle paralellikler gösteriyor; buna ek olarak Andreas, ‘tutunamayanlar’ çetesinin en anlı şanlı yeni üyesi olarak kendisine verilen altın fırsatı da huzursuzluğuyla harcayıveriyor, sözüm ona ‘cennet tasviri’ne bile yabancılaşmayı başarabiliyordu.
Tozlu raflarda eskimiş bir hatırattan alıntıyla1 sahip olduklarımızın dönüp bize sahip olduğu bu dünyada, başka bir arayışa girmenin faydası yoktu pek -ya absürtlükle etiketleniyor ya da önce ‘cool’ bulunup sonrasında ‘fool’luğa geriliyordunuz. Mutsuzluğun horlandığı, mutluluğun fazlasıyla yüceltildiği, daha da kötüsü, içinin basit formüllerle doldurulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Tekdüzeliğin ayırdına varmak, çoğu zaman tehlikeli sonuçlara gebe. Maddecilik kaynaklı tatminden umudun kesilmesi, sizi günümüz koşullarında ya deli, ya hayalperest ya da ne idüğü belirsiz bir tehlike kaynağına dönüştürüyor ki, her halükarda tebdil-i mekan mecburiyeti doğuyor -zihnen veya bedenen…
Snooker oyuncusu Ronnie O’Sullivan’ın dehasını çeşitli video paylaşım sitelerinden rahatlıkla izleyebilirsiniz. Bu videoların içinde biri var ki, yukarıda adı geçen Sigur Rós şarkısının katkıda bulunduğu 15-20 saniyelik bölümüyle2 Ronnie O’Sullivan ve temsil ettikleri hakkında büyük ipuçları veriyor -geneli itibarıyla tartışılacak bir video olsa da.
İlgili videoda Ronnie O’Sullivan, bir diğer snooker oyuncusu Peter Ebdon’ın ‘yoğunlukla ve çoğunlukla sadece kazanmaya evrilmiş’ ömür törpüsü oyunu karşısında sıkıntıdan patlarken salondaki seyircilerden birine saati sorduğunda, aslında, ‘insan olduğunu’ hatırlatmıştır bizlere. Kazıttığı saçlarıyla, sandalyesinde yüzünü elleriyle kapatmasıyla sıkıntısını ve tatminsizliğini hiç saklamayan oyuncu, en mükemmel yaptığı şeyin bir ‘iş’e dönüşmüş olmasına, anlamsız bir rutine girmişliğine isyan ediyordu. Fonda çalan Sigur Rós şarkısı Starálfur3 ise, ‘yorganının altına gizlenen anti-kahramanın aynı eski dünyaya gözünü açması’ ile Ronnie’nin hayal kırıklığına vurgu yapıyordu örtülü şekilde.
Ronnie O’Sullivan, bir kırmızı bir siyah topluk minicik bir seri yapmışken henüz, maksimum seri için ayrı bir ödül olup olmadığını ısrarla sormaya başladığında4 aslında, “bunu şu anda para için yapıyorum sizi zavallılar” mesajını vermiş, gerçekliğin dibine vurmuştu. Maçını kazanan hiçbir profesyonel oyuncu kazandığı primden/ödülden söz etmez; asla, ‘çok mutluyum, 25 bin Aaavro’yu daha cebe indirdim’ gibi sözler duyamazsınız onlardan -asıl olan kulüp aşkıdır hep, spor aşkıdır. Ronnie O’Sullivan, kendisini içinde bulduğu sistemle dalgasını işte böyle geçmiştir.5
Ronnie O’Sullivan, 17 frame’lik bir maçta henüz 4-1 gerideyken masayı terk ettiğinde Stephen Hendry’ye karşı6 aslında maçı kaybetmemiş, en mükemmel olmanızı şart koşan sistemle olan mücadelesini kazanmıştı. Seçimi kazanan hiçbir parti lideri seçim öncesi hedeflerine ulaşamamanın üzüntüsüne değinmez; asla, ‘çok üzgünüm, yarından tezi yok istifa ediyorum’ gibi sözler duymazsınız onlardan -asıl ve ebedi olan vatan aşkıdır, hizmet aşkıdır. Ronnie O’Sullivan, kendisini içinde bulduğu sistemle dalgasını işte böyle geçmiştir.7
Bazı insanlar vardır; onları görmek bile sizi iyi ve güvende hissettirir. Varlıkları, sizin varlığınızın göstergelerinden birine dönüşür -gerçekliğinizi onların gerçekliğinde doğrularsınız. Onların yer aldığı bir dünyadan hala umudun kesilmemesi gerektiğine inanırsınız. İşte Ronnie O’Sullivan’ı gördüğümde hissettiğim sonsuz huzurun kaynağı budur. Onun büyüklüğü, ne şampiyonluk ne kupa ne de maksimum seri büyüklüğüdür; onun büyüklüğü, kendinizi güvende hissetmenizin verdiği huzurdur, çılgın dünyada yalnız olmadığınızı hatırlamanızın yaşattığı iç ferahlamasıdır.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane