Skip to content

Bilmezsiniz Son Yarış Stresi Nedir

Pazar akşamı sezonun son yarışı koşuluyor. Vettel önde, Alonso peşinde. Siz tarafınızı seçtiniz mi?

Sanırım güzel bir sene oldu. İlk 7 yarışta içerisinde Pastor Maldonado’yu barındıran 7 farklı pilot yarış kazandı. Sauber’den Sergio Perez ciddi bir galibiyet şansını çok az farkla kaçırdı. 2007 ve öncesinde bunlar yaşansa, yüksek doz mutluluk hormonu yüzünden ölenler olabilirdi. Ama koşullar hazırdı bu sene için. Zevkten kudurmak yerine FIA’nın o hafta kazanmasını istediği kişiye özel lastikler verdiğini iddia edip tartıştık (gerçekten). Formula 1, sezonun yarısı için olsa bile büyük takım-küçük takım farkının kalktığı, herkesin birbirini yenebileceği bir yer oldu.

Sene ortasından itibaren bütçe kılıçları çekildi, 7 pilota ek olarak sadece Kimi Raikkonen yarış kazanabildi. Meydan Fernando Alonso ve Sebastian Vettel çekişmesine kaldı. Lastikler değil, şampiyonluğu hak eden pilotun kim olduğu tartışılmaya başlandı ve ödül de son yarışa kaldı. Bundan sonrası Vettel ve Alonso taraftarları için acılı geçebilir. Her tur yeni bir kalp çarpıntısına neden olabilir. Yarışa hazırlık için taraftarlık müessesesinin en önemli yanına, her durum ve koşulda kazanan senaryoyu yaratmaya yardımcı olma amaçlı bir liste çıkarmak farz oldu.

Fernando Alonso Tarafı

1. Yağmur

Düşününce sanki Brezilya’daki bütün yarışlar yağmurlu ve olaylıymış gibi geliyor. Halbuki yağmur sadece üç kez ciddi etkiler yarattı. 2003’te Giancarlo Fisichella bol kazalı ve kırmızı bayraklı yarıştan sonra, vasat Jordan’ı ile yarışı kazanmayı başardı. Dengesiz Pirelli lastikleri olmayan bir dönemde gerçekleştiği için epey sıra dışı bir olaydı. 2008’de Hamilton şampiyonluğu alırken belki de tarihin en muazzam yarışı koşuldu ıslak pistte.1 En son sürprizlerden biri de 2010’da Hülkenberg’in Williams’ı ile yarı ıslak, yarı kuru pistte aldığı pol pozisyonuydu.

Pazar günü koşulacak yarış için de hava durumu günlerdir yağmuru gösteriyor ve bu durumun Alonso’nun avantajına olacağı konuşuluyor. Buna rağmen, Alonso’nun Vettel’den iyi bir yağmur uzmanı olduğunu söylemek güç. Sadece içgüdüler ile yönlendirilen öngörüler var Alonso’ya dair. Formula 1’de bu gibi durumları açıklamak için kullandığım ufak bir teorim var. Adını Alonso Teorisi koymaya çok yakınım. Şöyle işliyor: Eğer pist üzerinde herhangi bir şey oluyorsa, Alonso bundan zarar görmez. Bu kadar kısa ve geniş kapsamlı teori. Buna rağmen, 2008 yılından beri Alonso’nun başardıklarını açıklayan tek şey bu. İşin içinde şans da var, yetenek de ama motor sporları dünyasında bu iki faktör, sonuçların yanında hiç önemli değil. Alonso hep bir şekilde işleri halleden adam oldu. 2009’un berbat Renault’sunu bir kere bile olsa podyuma çıkarabildi. 2010’da Red Bull’larla baş edemeyecek Ferrari F10’unu şampiyonluk yarışında tutabildi. İngilizlerin kullandığı ve Alonso’yu özetleyen bir terim var: “manhandle”. Her seferinde bir şeylerle savaşıyor, güreşiyor ve her nasılsa kendini güzel bir yere koyuyor.

O yüzden Pazar günü için ıslak zemin dendiğinde akıllara başka bir şeyin gelmesi mümkün değil. Yağmur yağarsa, çok büyük ihtimalle bir şeyler olacak. Belki startta ön kanat kopartan, lastik patlatan kazalar olacak, belki güvenlik aracı girecek, belki kırmızı bayrak sallanacak. Bir şeyler yaşanacak ve elimize hesaplayamayacağımız bir denklem verilecek. Alonso’nun işine yarayan da yağmurdan çok, bu hesaplayamayacağımız denklemler.

2. 2007 – Raikkonen ve 2008 – Massa

Hızlı bir matematik: Raikkonen 2007’nin son yarışı Brezilya’da şampiyonluğu aldığında 7 puan farktan (birincinin 10 puan aldığı sistemde 0.7 galibiyete denk geliyor) geri gelmeyi başardı. Ertesi sene Massa, yine 7 puan farkı (0.7 galibiyet fark) kapatıp neredeyse şampiyonluğu alıyordu. Alonso ile Vettel arasındaki fark bugün 13. Yeni puan sistemi ile yaklaşık olarak 0.5 galibiyete denk geliyor.

Yani, her şey mümkün. Massa’ya yardımcı olan şeyler yağmur ve Vettel’di.2 O iş son turda yattı ama mümkün olabileceğini gösterdi. Raikkonen’in önüne şampiyonluğu koyan şey ise Hamilton’un vites kutusunda yaşadığı kısa sorundu. Hamilton direksiyonundan sistemi yeniden başlatana kadar yarış onun için bitmişti bile. Küçük bir pürüz bile işlerin tamamen tepetaklak olmasına yeterli. 13 puan fark Red Bull cephesinde kimsenin rahatlamasını sağlamıyor.

3. Yarış Hızı

Ferrari’ye pek dürüst davranmadık bu hususta. Austin’de yedikleri 38 saniyelik farkın oluşmasındaki temel etkenlerden biri yeni ve kirli asfalttı. Hızlı araçları belirleyen faktör, asfaltın durumuna aldırmayan aerodinamik parçalar oldu. Ferrari’nin en zayıf, Red Bull’un ise en güçlü noktası. Red Bull ve McLaren-Mercedes yarışı Alonso’ya koklatmadı bile. Ve hepimiz Ferrari’nin böylesi bir farkla Brezilya’da galip çıkamayacağını düşündük.

Bu hafta böyle olmayabilir. Interlagos, Austin’den ve bir sürü yeni pistten oldukça farklı. Öncelikle çok geleneksel ve aerodinamik parçalar üzerine çok yüklenmiyor. Pist yıllardır kullanılıyor ve asfalt üzerine yapışmış ciddi bir lastik tabakası var. Yani Ferrari’nin zaaflarını göstermemesi için ideal bir ortam. Alonso’nun Hindistan’da Vettel’in temposuna verdiği cevabı göz önüne alırsak burada o 38 saniyelik büyük farkların olmayacağı kesin. İkinci antrenman seansında, benzin yükü ile atılan turlara da bakıldığında, Massa ve Alonso’nun Red Bull araçları ile neredeyse aynı tur derecelerine sahip olmasını da Alonso taraftarları yarış öncesi motivasyon sağlamak için kullanabilir.

Sebastian Vettel Tarafı

 1. Sıralama Hızı

Şu anda sıralama turlarında Vettel ve Hamilton kadar yetkin bir isim olduğunu sanmıyorum. Bu seneki kapışmalarından gördüğümüz üzere ikisi de bu konuda ayrı bir canavar ama Vettel’in kariyer istatistikleri özellikle inanılmaz seviyede: 100 startta 36 pol pozisyonu. Schumacher’in Mercedes ile geri dönmeden önce sahip olduğu yüzdeden daha iyi, Ayrton Senna’nın yüzdesinden ise birazcık daha düşük.

Vettel, 2012’de altı pol pozisyonu kazandı ama her şeyden önemlisi son beş yarışta (Abu Dabi’de kazandığı ama aldığı ceza yüzünden kullanamadığı pol pozisyonunu da sayarsak) dört kez ilk sıradan başlama hakkını kazandı. Arada kalan Kore’de ise yine ilk çizgide, ikinci sıradaydı. Şu anda onun sıralama dominasyonunu en çok rahatsız eden Hamilton. O durumda bile ilk çizgideki yeri garanti gibi gözüküyor. Alonso’nun durumu ise daha kötü. Almanya’dan beri bırakın ilk çizgiyi, ikinci çizgide yer kapmakta bile sıkıntı çekiyor. Eğer beklendiği gibi kuru bir sıralama turu koşulursa Alonso’nun burada o değerli sıraları kaybedeceği ve kendini ilk viraj karmaşası içinde bulması kesin. Bu sene sıkça gördüğümüz gibi, o arka lastikler en ufak bir temasta kolayca patlıyor.

2. Göz Önüne Alınmayan Unsur: Sıkıcı Bir Yarış

Yukarıda bahsettiklerimiz yağmurdan, güvenlik araçlarından ve patlayan lastiklerden ibaret. Bütün bu ihtimaller denizinde en çok yer kaplayan unsurun pek dillendirilmemesi gerçekten enteresan. Yağmurlu olsa bile her şeyin normal gitme şansı gayet yüksek. Vettel’in şampiyon olamaması için Alonso’nun galibiyetinde Vettel’in 5. veya daha düşük bir pozisyonda bitirmesi lazım. Bu da büyük ihtimalle Massa’nın, Hamilton’un ve Button’ın veya Lotus’ların arkasında bitirmesi demek. Normal şartlar altında böyle bir şey mümkün değil. Yağmurlu havada bile Red Bull strateji ekibinin yarışı yüzüne gözüne batıracağını, ya da Vettel’in kötü bir performans sergileyeceğini gösteren herhangi somut bir delil yok. Alonso’nun kazanması için sadece hız yeterli değil. Vettel’in tarafında mutlaka bir şeylerin yanlış gitmesi lazım.

3. Alonso’nun  Kafasından Aşağı Döktüğü Sular

Alonso’nun nasıl vazgeçmeyen biri olduğunu biliyoruz. Vazgeçtiğini söylediği tek yarış Kore 2011’de bile sonuna kadar zorlamaya devam etmişti. Bu onun doğasında var ama bu sene ilk defa hayal kırıklıklarını göstermeye başlamış olabilir. İlk olarak, Alonso’nun Twitter’a “Araç üzerinde Haziran’dan beri yenilik yapılmadı” yazıp, yollamadan sildiği dedikoduları geldi. İkincisini ise de Abu Dabi sonrası podyum öncesi bekleşilen odada gördük. Çok ufak ama Sky Sports spikerinin kaçırmadığı bir an. Her zaman güçlü ve hazır gözüken Alonso’nun belki de ilk yorgunluğunu gösterdiği an.

Videonun 2. dakika 3. saniyesinde Alonso gözüküyor. Masaya dayanmış. Boynu öne eğik biçimde kafasından aşağıya su döküyor. Aklından güzel düşüncelerin geçmediği kesin. Vettel’in pit alanından başladığı yarışta farkı sadece üç puan kapatabildi ve belki de eline geçecek en bariz şans buydu. Bu sadece yarış sonrası yorgunluğunun değil, hayal kırıklıklarının da gözüktüğü bir tablo.

  1. Hamilton’ın veya Massa’nın şampiyonluğu almasıyla herhangi bir problemim yok, ancak Massa’nın babasını aklıma her getirdiğimde yüreğimden birkaç parça kopuyor. []
  2. Yarışın bitimine doğru Hamilton’u geçen Vettel, neredeyse Hamilton’a şampiyonluğa mal olacaktı. Bu hafta sonu bunun tersi meydana gelir ve Hamilton Vettel’e bir şampiyonluğa mal olursa modemin fişini çekmeyi ciddi bir şekilde düşünebilirim. []