Her gün McDonald’s’ta karnını doyuran ve bunu sürekli tekrarlamaktan çekinmeyen bir amerikan futbolcusu olabilir mi? Aynı adam, kimi günler üç-dört defa McDonald’s’a gidemeden yapamadığını söylüyor mudur? Sadece üç ay evli kalmayı başarabildiği Evelyn Lozada’dan bahsederken “…and if you pause Call of Duty for somebody, that’s the fucking one.”1 şeklinde anlamlı bir cümle sarf eden de aynı kişidir, herhalde. Tohumları Twitter’da kavga ederek atılan, ilk buluşma yemeği McDonald’s’ta yenen bir ilişkinin üç ay sürmesi bile takdire şayan olmakla beraber; mevzu Chad Johnson olunca, şaşırma eşiğinizi çok tepelere koymanız gerektiğini siz de anlayacaksınız, eğer bu yazının sonuna ulaşmayı başarabilirseniz.
Benim de dahil olduğum; geçtiğimiz dört-beş sezondur NFL ile ilgilenmeyen başlayanlar grubundansanız, Chad Johnson ismi size pek bir şey ifade etmeyecektir diye tahmin ediyorum. Ama bu adamın antikalıklarını anlatmak için iyi bir başlangıç noktası olacaktır, isim mevzuu. Bahsettiğim grubun mensupları, kendisini Chad Ochocinco olarak tanır. Son yıllarda, NBA aleminde de sıkça rastladığımız, latin haftası işini biraz ciddiye alan Johnson, 2008 yılında, soyadını, giydiği forma numarasından yola çıkarak değiştirdi.2 “ Amerika’nın yarısının soyadı zaten ya Johnson, ya Smith, ya Jackson. Adam çakallık yapmış, farklılık yaratmış. Hem kim bilir, reklam meklam kaç para indirdi cebe…” diye düşünebilirsiniz, hatta belki de Johnson’un da tek sebebi budur: “Soyadımı Ochocinco yapayım, iki de patlama çatlama koyduk mu, bence emerik…”3 diye düşünmüş olabileceği ilk akla gelen ve en akla yatan şey, pek tabii. Çok sarhoş olduğu bir tatil gününde birileriyle iddiaya da girmiş olabilir ve aslında bana daha yakın gelen ihtimal de bu açıkçası. Ancak neyse ki, geçtiğimiz temmuz ayında ismini tekrar eski haline getirdi, Johnson.
Doğabilecek ufak bir karışıklığı hallettiğime göre, filmi biraz geriye sarıyorum. Güney Florida’da en yoğun siyah nüfusuna sahip mahalle olan Liberty City’de geçirdi çocukluğunu, Johnson. Annesi ve ufak kardeşi Los Angeles’ta yaşarken, Johnson’ı beladan uzak tutan kişi büyük annesi Bessie Flowers olmuş. “Liberty City is a bad area. … If it wasn”t for Grandma, I”d probably be in jail. I would”ve been selling drugs. But she made me focus my energy on playing sports.”4 diyor Johnson, o günlerden bahsederken. Büyük annesi tarafından sürekli spor yapmak üzere teşvik edildiğini ve Miami Beach lise binasında en çok zamanı da spor salonunda geçirdiğini söylüyor.
Ancak, kendi derslerini de sürekli asan ve sadece sporla ilgilenen Johnson’ın 1.5’luk not ortalaması ile liseyi bitirmesi de kimseyi şaşırtmıyor. Oklahoma’da, Division II okulu Langston’a gidiyor ilk olarak; ancak henüz sezon başlamadan bir kavgaya karışıyor ve okuldan atılıyor. Büyük annesinin telkinleriyle, annesinin yanına Los Angeles’a giden Johnson, şansını bu kez iki yıllık Santa Monica College’da denemeye başlıyor. Ancak bu kez de mücadeleden vazgeçen kendisi oluyor, lise boyunca kendisine “senden adam olmaz…” diyen öğretmenlerine içten içe hak vermeye başladığını söylüyor. Pozisyon koçu Charles Collins yetişiyor bu kez yardımına ve büyük annesinin bıraktığı yerden o devralıyor, Johnson’ın kafasına vura vura ayakta tutma işini. 2000 yılında Oregon State’e transfer olduktan sonra, sonunda haritada düzgün bir yer ediniyor ve bu ligin en komik, en kendine has adamı olma şansını da edinmiş oluyor.
Chad Johnson’ın yaptığı muzipliklerden teker teker bahsetmek çok zaman alır. Twitter’dan her an bir McDonald’s şubesinde sipariş alırken çekilen bir fotoğrafını paylaşabilen, aşağı yukarı verdiği her röportajda bir bomba patlatan Johnson’ın 12 senelik NFL kariyerini didiklemeye başlarsam; bu yazının yarıda kalan, bilgisayarın derinliklerinde kaybolup gitmiş bir yazımsı olarak hayatına devam etme ihtimalini çok yükseltmiş olurum. Seçmece birkaç komiklik, absürdlük, muzipliğe (adını siz koyun) geçmeden önce Chad Johnson’ın kariyerinden satır başları vereyim de oyuncunun kalibresini anlamanıza yardımcı olayım.
11 sezonluk NFL kariyerinde sadece 3 playoff maçına çıkabilen, 3’ününde de kaybeden tarafta olan, bu maçlarda sadece 7 pas yakalayıp, toplam 108 yard katedebilen ve hiç TD yapamayan Johnson; 34’ünden sonra kendisine yeni bir takım bulup, muazzam da bir geri dönüş yapamadığı takdirde, bir zamanlar sırtına aldığı cekette ortaya koyduğu “Hall of Famer” olma iddiasını gerçekleştiremeyecek. Ancak görece yeni takımlardan biri olsa da 1968 yılından beri faaliyet gösteren Cincinnati Bengals takım tarihinin tüm zamanlarda en çok pas yakalayan, o paslarla en çok mesafeyi kat eden ve o paslar sonucu en çok TD yapan oyuncusu, Johnson. Ayrıca, 2006 sezonunda toplam 1369 yard ile tüm NFL’in en çok pas yardı kaydeden WR’si oldu. Tam 7 sezonda toplam 1000 pas yard barajını geçti ve bu alanda da Bengals’in rekortmeni. Bir tane de NFL rekoru var Johnson’ın; 4 sezon üstüste, takımının konferansında en çok pas yardı kaydetmeyi başarabilen tarihteki tek adam kendisi. Uzun lafın kısası, gelmiş geçmiş en iyi WR’ler arasında adı anılmayacak, belki; ancak en azından ilk 50’ye girebileceğini söylemek de yanlış olmayacaktır.
Chad on Hard Knocks
NFL Films ile HBO’nun ortak yapımı, 5 bölümlük mini dizi Hard Knocks’u duymuş olanlar vardır. Amerika’da Game of Thrones’tan daha çok reyting alan bu dizide, her sezon bir takımın hazırlık kampı ele alınıyor. Saha içi kadar saha dışına da yoğunlaşan Hard Knocks; takım toplantılarından, oyuncuların izin günü aktivitelerine, oyuncu kesme biçme işlerinden, takas görüşmelerine kadar hazırlık kampını inciğine cıncığına kadar ekranlara taşıyan Hard Knocks’u bütün futbol severlere şiddetle tavsiye ederim.5 Şansımıza da 2009’da yayınlanan beşinci sezon ve bu sene yayınlanan yedinci sezon bölümleri Chad Johnson’ın oynadığı takımları6 ele alıyordu. Dolayısıyla da beşinci ve yedinci sezonların en iyi Hard Knocks sezonları arasında gösterilmesi de şaşırtıcı değil.
Bengals sezonundan benim favori anım; Ochocinco’nun icat ettiği yeni “kibar” küfürü insanlarla paylaştığı andı. Antrenmana Big Mac kutusuyla gelip, sol eliyle kutuyu tutup, sağ eliyle burgeri tutarken, aldığı her ısırıkta marulların düşüşünü izlemek de paha biçilemezdi. Bu sene ise; Patriots’la geçirdiği felaket bir sezondan sonra futbol kariyerini ayağa kaldırmakla yükümlü Johnson’ın biraz daha durulması beklenebilirdi. Artık oynadığı takımın bir numaralı WR’ı değildi. Hazırlık kampına her zaman olduğu gibi herkesten önce geldi. Şaklabanlıklarından bağımsız olarak, kariyeri boyunca kendisini takip eden herkesin tek bir ağızdan söylediği gibi yine antremanlarda varını yoğunu ortaya koyuyordu ve konuşmaya devam ediyordu. Soyadı dışında değişen bir şey yoktu, anlayacağınız.
Kampın ilk günü, koçların ilk toplantısını bastı, Johnson. Basmak derken agresif bir baskından bahsetmiyorum. Karısı tarafından, kampın sonuna kadar eve girmesinin yasaklandığını söyleyip, bir sandalye çekiyor altına. Çaylak koç Joe Philbin ve ekibinin suratlarında oluşan şaşkınlık ile “awkward silence” anı için bile izlenir.
Ancak, sezonun bombası ve Johnson’ı sadece 2 bölüm seyretmemize neden olacak olaylar silsilesinin ilk halkası, tabii ki kampın ilk gününde yaptığı basın toplantısıydı. Özellikle 5. dakikanın son saniyelerinden itibaren izlemenizi tavsiye ederim, videoda bir takım sıkıntılar var; ancak bulabildiğim tek sansürsüz versiyon da buydu.7
Chad at Red
Johnson’ın TD sevinçleri de oldukça meşhurdur. Benim hoşuma en çok giden üçünden bahsedeyim. Browns deplasmanında kaydettiği TD’den sonra, en ateşli taraftarların ikamet ettiği yer olarak bilinen ki meşhur Pistons-Pacers kavgasında ateşi yakan kıvılcım Artest’e isabet eden bira bardağıyken, baştan aşağı sulanmasına rağmen gocunmaması da bu adamı sevdiren şeylerin bir özeti gibi.
İçeride oynadıkları bir Colts maçında ise Carson Palmer’dan aldığı müthiş pasla yaptığı TD’den sonra bir ponpon kıza evlenme teklifinde bulunup ligin gördüğü en iyi WR’lardan biri olan ve saha dışında da pek çok konuda rekabet ettiği Terrell Owens’a mesaj gönderiyordu.
Sürekli yaptığı alışılmadık TD sevinçleri yüzünden para cezaları alan Johnson, 2003 yılında oynadıkları 49ers maçında ise yine NFL sahalarında ilk kez görülen bir TD sevincine imza attı. Bench’e gelen Johnson, aşağıda gördüğünüz olaya imza attı ve 10000 dolar daha ceza aldı.
Chad on Green
Bu yazıyı bir noktada bitirmem lazım. İyice suyunu çıkarmadan, bir de bildiğimiz futbola olan ilgisinden bahsedeyim, Johnson’ın. Küçüklüğünde futbol oynayan, fena da olmadığını söyleyen Johnson, 2007’de bir hazırlık maçında Kicker Shayne Graham sakat olduğu ve takımda sağlıklı bir top vurucu olmadığı için, TD’den sonraki ekstra sayıyı yaptı. Geçen seneki lock out süreci sırasında da MLS takımlarından Sporting Kansas City’nin hazırlık kampına katıldı. Yine, bulduğu boş bir zamanda Avrupa’yı turlayan ve Real Madrid kampını da ziyaret eden Johnson; Gerald Pique, Andres Iniesta ve Carles Puyol’a attığı tweet’lerle gösterdiği üzere, yaptığı her şeyde olduğu gibi futbolun her türlüsünde de çok iddialı.
Bu saatten sonra bu sezon artık iş bulabilir mi bilinmez; ancak sporu bırakmamayı başarabilirse, gelecek sezon bir takımın hazırlık kampına muhakkak katılacaktır, Johnson. Sıkıcı geçmemesi için hiçbir sebep yok gibi gözüken 2013 yazına renk katacaktır, dolayısıyla da.8
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane