Yirmi günlük geri sayımın ardından1 Yazıhane ekibi kartlarını açık oynamaya başlıyor, birer birer sezona dair öngörülerini sıralıyor.
Alp Akbulut, Kevin Durant
Lebron’un biraz fazla MVP kazandığının farkında olan Akademi bu yıl ödülü artık Martin Scorsese’ye verecektir. Her sene buraya Kevin Durant yazıyorum ve sonuç Lebron çıkıyor ve bu sene de trendi bozmayabiliriz. Öte yandan Durant’in önceki senelere göre bir avantajı bulunuyor. Uzun süre sonra ilk kez Oklahoma City, Batı’nın direkt favorisi değil ve beklentileri aşma gibi bir şansı var. Önceki iki yılda beklenti zaten normal sezon birinciliği olduğu için beklentiyi aşmak söz konusu değildi. İlk iki ay Westbrook’un yokluğunu da değerlendirerek 30 üstü bir sayı ortalaması yakalar sanki sezon sonunda. 32-7-4 tarzı bir MVP istatistiğiyle “ama Lebron aslında daha iyi oyuncu” argümanlarını göğsünde yumuşatması lazım. Yoksa ben de ikna olmam muhtemelen.
Cem Pekdoğru, Kevin Durant
Son dönemde bu ödül ile ilgili konuşmalarda aslan payını voters’ fatigue fenomeni alıyor. Siyaset psikolojisinde bu yönelimin yaygın etkenleri arasında, seçmenin oyunu verirken ümit ettiği düzeyde bir değişim yaratamaması üzerine yaşadığı düş kırıklığı var. Önceki yıllarda LeBron James’e oy verenler için bunun geçerliliği tartışılır. Sen oy vermekten yorulsan da, o her sezon sana oy vermek için yeni esaslı sebepler sunmaya devam ediyor. Geçen sezon 50-40-90 kulübüne girmesine rağmen, Durant’in verdiği sebepler hiçbir zaman rakibininkilerin ışıltısına yaklaşamadı. Bu kez öfkeli bir KD görmeyi bekliyorum. Sam Presti’nin verdiği kararların, tüm iyi niyetine rağmen, onun imajının altını kazdığının farkında olduğunu gösteren talepkar bir KD. Russell Westbrook geri döndüğünde çoktan kor haline gelmiş olacak KD’nin, Kobe Bryant’ın 10 sene evvelden kalan 40 sayı serisini tarihe gömdüğünü görmek beni pek şaşırtmayacak.
Kaan Kural, LeBron James
Rakamsal olarak zaten rakipsiz. Ancak bu sezon işi kolay değil. Miami’nin çok daha ciddi rakipleri var ve NBA birinciliğini almaları kolay değil. Üstelik sürekli aynı kişiye oy vermenin yarattığı bıkkınlık var. Rakiplerinin her ileriye attığı adım ona biraz daha yakın oldukları izlenimi yaratacak. Bunu 1997’de Karl Malone-Michael Jordan örneği başta olmak üzere çok gördük. Yani seçilmeyebilir. Ama bu her sezon kendini daha da geliştirdiği, 27-7-7’yi sıradanlaştırdığı gerçeğini değiştirmiyor. Sorun da bu zaten, başka bir oyuncu sezonda 27-7-7 ortalamalar yakalarsa MVP’yi oybirliği ile alır. LeBron yapınca normal kabul ediliyor. Ama bu bir “Kim kazanır?” anketi değil. LeBron halen NBA’in en iyisi ve bunu seçmekten sıkılmamak gerekir. Sonsuza dek böyle olmayacak çünkü. Varken kıymetini bilmek gerek.
Kubilay Kahveci, LeBron James
Geçen sezon başında, LeBron’un hemen hemen her şeyi, hemen hemen herkesten daha iyi yapmaya başladığını yazmıştım. Aradan geçen bir yılda koleksiyonuna bir şampiyonluk yüzüğü, bir normal sezon bir de final MVP ödülü ekledi. O kazanmak istediği sürece siz ölümlülerin yapabileceği pek bir şey yok.
Murat Can Ege, Kevin Durant
Son beş ödülün dördünü kazanan Lebron James olağan şüpheliler listesinin en tepesinde, tabii ki. Ancak, bu ödülü üç sezon üstüste, Larry Bird’den beri kazanan olmadı ve “artık yeter…” psikolojisi de oy verenleri etkileyebilir. Öte yandan, henüz bu ödülü kazanamayan Kevin Durant, en azından şükran gününe kadar daha fazla top kullanacak ve Westbrook’un sakatlığı, Thunder’ın kazandığı maç sayısını azaltacak olsa da, normal sezonun sonunda, bu ödülün verilmesi için yeter sayıda galibiyet kazanmış olacaklarına inanıyorum. Geçen sezon vuku bulan, Dwyane Wade’i hayata döndürme projesinin de, en azından normal sezonun ortalarına kadar, Lebron’un istatistiklerine birer ikişer balta vuracağını da öngörerek, ödülü Durant’e yolluyorum.
Orkun Çolakoğlu, Derrick Rose
Üst üste üç final ve iki şampiyonluğun ardından yaşanacak olası “mide doluluğu”nun yanında, Doğu’nun kuvvetlenmesi de Miami’nin geçen yılki kadar iyi bir normal sezon geçirme ihtimalini düşürüyor. LeBron sapıklık boyutundaki istatistiklerini tekrarlayabilir ya da yakınında bir yere konabilir, dünyanın en iyi oyuncusu olduğu gerçeği de birkaç yıl daha değişmeyecek ama 82 maç sonunda Heat’in üstünde başka takımlar olursa bu “MVP kim” algısını etkiler. Bulls’un onların üstünde normal sezon birincisi olacağı ve 1.5 yıl haybeye beklememiş gözüken Derrick Rose’un kariyerinin en iyi sezonunu geçireceği gibi bir tahminim var.
Sedat Koç, LeBron James
geçen sezon hem lebron hem de durant inanılmazdı. bu sene de benzer şekilde geçecektir. durant westbrook’un yokluğunda rakamlarını insanüstü bir seviyeye çıkarabilir ama lebron’un geçen sene yaptıklarını tekrarlamaması için hiçbir sebep yok. lebron 5. kez mvp seçilmesi halinde bill russell ve michael jordan’ı yakalayacak ve kareem abdul-jabbar’ın 6 mvp rekoruna iyice yaklaşacak.
Yiğiter Uluğ, Kevin Durant
İki şampiyonluk ve toplam altı (ikisi finallerden) MVP ödülünden sonra LeBron’da biraz metal (ve mental) yorgunluğu bekleyebilir miyiz? “Wishful thinking” diyelim ve ola ki böyle bir duraklama yaşanırsa, akla gelebilecek ilk adayı buraya yazalım… Üstelik Westbrook’un yokluğunda Durant’ın daha çok top kullanacağını, dolayısıyla sayı ortalamasının geçen yılların üzerinde gezineceğini söylemek de kahinlik sayılmaz.
Alp Akbulut, Trey Burke
Çaylak ödülünde, itiraf edeyim, biraz atıyorum. Kolejlerde bu çocukları oturup da bir kere izlemişliğim yok. Utah’taki ortamın bir PG’nin iyi görünebilmesi için uygun olduğunu düşünüyorum sadece. Diğer isimler de çok gözümü boyamıyor.
Cem Pekdoğru, Victor Oladipo
Bu sözleri benden işitmek daha ikna edici olur mu bilmiyorum: 2013 çaylak sınıfını en iyi tasvir eden kelime ‘bunaltıcı’ olmalı. Ancak Oladipo’nun yeni ve aşkın bir meydan okuma için en hazır çaylak olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum, bu işine yarayacak. Hücumuna hiçbir şey ekleyemese bile -tabanında- bir şampiyonluk adayına Tony Allen katkısı verebilecek bir isim olduğundan, Haziran ayının en risksiz seçimi gibi duruyordu. Fakat beş sene sonranın perspektifine geçmeye çalıştığımda, bu sınıfın en iyi oyuncusu kalabileceğinden şüphe duyuyordum. Alex Len ve Otto Porter Jr.’ın kötü sinyalleri, bu şüpheleri biraz daha dağıttı.2
Kaan Kural, Victor Oladipo
Zayıf çaylak sezonunun en göze batan oyuncusu. Her şeye sıfırdan başlayan genç Orlando çekirdeğinde bol bol oynama daha da önemlisi skoreri kısıtlı takımda çok top kullanma imkanı bulacak. Bunlardan maksimum fayda sağlayacak yeteneği de olduğuna göre…
Kubilay Kahveci, Victor Oladipo
Birkaç yıl sonra, 2013 drafti hakkında konuşurken sınıfının en iyi oyuncusu olarak söze Oladipo’dan başlamayacağız muhtemelen. Ama diğerlerinden daha iyi bir çaylak sezonu onu bekliyor. Her takım çaylağına otuz dakika vadetmiyor. Savunmada zaten problemi yokken hücumda da rahat top kullanabileceği bir ortamda olacak. Benzer bir ortama sahip olan fakat sezona sakat başlayan Burke ilk maçına çıkana kadar Oladipo Üsküdar’ı geçeceğinden evladımın üzerini çizmek durumundayım.
Murat Can Ege, Trey Burke
Çaylak sınıfının zayıflığı konuşuladursun, eninde sonunda birisi bu ödülü alacak. Basitçe, en fazla süre alacak adama ulaşmaya çalışayım. Anthony Bennett’ın önünde Tristan Thompson var ve Cavs koç ekibinin, kendisiyle ilgili hiç acelesi yok. Otto Porter’ın önünde Trevor Ariza var ve hazırlık kampını kaçırdı. Üstüne üstlük sezona da tam olarak sağlıklı girmiyor. Ben McLemore, Kings’in bilinmezlerle dolu, oldukça kalabalık gard rotasyonu arasında, bu ödülü almasına yetecek kadar parlak istatistikler yapamayacaktır. Alex Len’in önünü iyice boşalttı Suns; ancak çılgın bir tempoda oynayacakları konuşuluyor ve Len’in oyununun birtakım temel noktalarında eksikleri olduğu belirtiliyor. Onu da geçiyorum. Arron Afflalo’nun sıkça dillendirilen takas ihtimali, Victor Oladipo’nun bu ödüle yaklaşmasıyla doğrudan alakalı, bahis şirketlerinin açık ara favorisi de Oladipo; ancak o takas gerçekleşmeden, ben onu kuponuma yazmam. (Gerçekleştikten sonra da yazmak için çok geç olur, ayrı…) Bahis yapacak olsam 10+ oranıyla Cody Zeller’a oynardım, lakin kırık parmakla sezonu açacak olmasına rağmen, Trey Burke’ü yazıyorum buraya. 35+ dakika oynamaması için bir sebep yok ve son sekiz ödülün altısını gardların aldığını da belirteyim. (Diğer ikisi de Blake Griffin ve Kevin Durant idi.)
Orkun Çolakoğlu, Trey Burke
Dürüst olmak gerek, NCAA’den gelen çocukların hiçbirini yeteri kadar izlemedim. Okuduklarımdan yola çıkarak kurduğum hayaller ve takımlarının durumu üstünden tahmin yapıyorum. Utah bu sezon play-off hedeflemiyor, meydanı genç oyuncularına bırakıyor. Dahası, Burke dışındaki ilk point guard alternatifleri John Lucas III Kebap ve Lahmacun Salonu. Sakatlığı uzamazsa Burke için zemin top oynamaya müsait.
Sedat Koç, Victor Oladipo
ciddi süre alabilecek çaylaklar arasında lige oladipo’dan daha hazır bir aday göremiyorum.3
Yiğiter Uluğ, Victor Oladipo
Aslında hayli dengeli bir çaylak listesi var elimizde… İlk yedide seçilen oyunculardan hangisi adaptasyon sürecini çabuk atlatır ve rakiplerinden bir adım öne fırlarsa “Yılın Çaylağı” o olur. Kısaların NBA basketboluna uyum sağlaması, uzunlara oranla daha az zaman alıyor. Enerjisiyle bir aküyü bile şarj edebilecek Oladipo, bu açıdan en güçlü aday… Orlando gibi kadrosu kısıtlı bir takımda sahada uzun süre kalacak olması da avantaj…
Alp Akbulut, Roy Hibbert
Savunmayı yarı sahaya yerleştirmeyi seven ve dolayısıyla hücumda topları anında potaya savurmayan takımların uzunları doğal olarak savunmada kendilerini daha çok gösterme şansı buluyorlar. Hibbert, maç içinde birçok kez içeri dalan skorer yıldızları göğüslemek durumunda kalıyor ve bu işin belki de en iyisi. Bir izleyici olarak geçen sezon play-off’tan en çok aklımda gelen savunma pozisyonları Roy Hibbert’ın Carmelo’yu dikey zıplayarak durdurduğu pozisyonlar. İyice kaslanıp budaklanarak kabus gibi bir adam haline gelmiş bu yaz. Oyuncu olsam Indiana’ya karşı paso orta mesafe atarım.
Cem Pekdoğru, Roy Hibbert
Georgetown okulunun çıkardığı yeni süperdominant uzunun vaadiyle adım atmıştı lige Hibbert. Genç bir adam için ideal senaryo değildi ve bu vaadin içini doldurmak için pek az şey yaptı. Ta ki geçtiğimiz bahar gösterdiği son Roy Hibbert sürümüne kadar. Yazın düşen şu fotoğraf da destekliyor ki, bu ödülle arasında duran tek engel LeBron James olabilir. Geçen sene savunmada yaptığı işlerin, oyunun diğer yakasındaki mükemmeliyetinin gölgesinde kaldığını söylerken tevazu pozlarının bozulmasına aldırış etmeyen LeBron ödül vakti geldiğinde yine sessiz kalmayacaktır.
Kaan Kural, Roy Hibbert
2.18 olmasının doğal avantajlarını kullanmayı artık iyice öğrendi. Doğru pozisyonda olması bile yeterli. Üstelik kondisyonu gelişip güçlendikçe pota altında bir engel değil bir duvara dönüştü. Indiana takım halinde iyi savunma yapıyor ama bu savunmanın son noktası, bekçisi Hibbert.
Kubilay Kahveci, Roy Hibbert
Son altı yılda — lokavtın kısalttığı sezonu bir kenara ayırırsak — bu ödülü 50 galibiyetin altında kalmış bir takımdan kazanan yok. İyi takımların savunma şefleri potansiyel sahipler oluyor genelde. Frank Vogel’in savunma paternlerinde çemberden ayırmadığı Roy Hibbert da onlardan biri.
Murat Can Ege, Dwight Howard
Gary Payton’dan sonra, Ron Artest’in araya girdiği sezon hariç, bu ödülü hep pota altı oyuncuları kazandı. Her ne kadar güvenilmez bir şaklaban olsa da ve kariyeri boyunca hiçbir zaman şampiyonluk kazanamayacağını düşünsem de, kendisine uygun bir yapıya geldiğini ve odaklanmış bir halde sezona gireceğini düşündüğüm Dwight Howard’ın bu ödülü dördüncü kez kazanacağını tahmin ediyorum. Geçen sezonki tahmin yazımıza baktığımda, Marc Gasol’ün esamesinin okunmadığını farkediyor ve fazla uzatmanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. (İlla bir sürpriz isim istiyorsanız, geçen sezon olduğu gibi, Anthony Davis diyorum. Sezon öncesini muazzam geçirdi ve yeni nesil, en baba pota altı bekçisi de o.)
Orkun Çolakoğlu, Joakim Noah
Felaketler yaşanmazsa ilk beşte Butler, Deng, Noah, kenardan Hinrich ve Gibson desteğiyle Bulls yine ligin en iyi savunmalarından biri, belki birincisi olacak. Ligi tepelerde bitirmeleri bu başarılarının daha da fazla göze batmasına yardım eder. Noah zaten hiperaktifliği sayesinde dikkatlerden kaçması imkansız bir adam.
Sedat Koç, Roy Hibbert
hibbert geçen sezon en az marc gasol kadar iyi bir savunma performansı gösterse de biraz perde arkasında kalmıştı. doğu finalleri ilk maçında son topta koç vogel onu kenara aldıktan sonra, lebron’un kırlarda papatya toplayarak turnikeyi bırakması ve maçı kazanması hibbert’ın aslında maçın momentumunu ne denli değiştirebilen önemli bir savunmacı olduğunun altını tek bir pozisyonda çizmişti.
Yiğiter Uluğ, Joakim Noah
Bu kategoride ödülü, genellikle blok ve ribaund istatistiklerine bakarak veriyorlar. Perimetrede tuttuğu skoreri kurutan, her gece rakibin en etkili dış adamlarıyla boğuşan “kene” misali savunmacılar, emekleri istatistiğe vurulamadığı için çoğunlukla avcunu yalıyor. Bruce Bowen’ın 12 senelik NBA kariyerinde bir kez olsun bu ödülü alamamış olmaması, başka nasıl açıklanabilir? Bu yazısız kuralı kayda geçince, ribaund ve blok istatistikleri + boyalı bölge mücadelesinde geri adım atmama kriterlerinden hareketle oyum Noah’a gidiyor.
Alp Akbulut, Harrison Barnes
Yedeğe düştüğü için ironik bir biçimde kendini daha iyi gösterme şansı bulacak. Curry, Thompson, Lee gibi çok top kullanan adamlarla paylaştığı dakika sayısı azalınca hücumda daha aktif olma fırsatı yakalayacak. Ginobili, Harden, Terry gibi ilk beş seviyesindeki oyuncuların nasıl bu işten nemalandığını defalarca izledik. Kafasını karıştıranlar yoksa etrafında, ilk beşten düşmenin kariyerini olumsuz etkilemeyeceğinin farkındaysa, aradan sıyrılıp götürebilir ödülü, kimse şaşırmasın.
Cem Pekdoğru, Andrei Kirilenko
AK47 nasıl oldu da 10 milyonluk opsiyonunu masada bırakıp, 2 yıllığına 6.5 milyona razı oldu? Kirilenko dünyanın en şanslı adamlarından biri. (Bir anlığına her şeyi unutun, eşi her sene bir geceliğine seçtiği bir kadınla birlikte olmasına izin veriyor.) Aniden bunun farkına varıp, bu kariyere bir NBA şampiyonluğu hediye etmek için geri adım atmış olabilir mi? Boşverin, şimdiden bu konuyu ele alan birden fazla soruşturma açıldığından eminim. Derin Futbol gibi bir program izleyememeleri tüm Amerikan halkının kaybı olsun. Kirilenko sağlam bir sezonun taze hatıralarıyla geliyor ve ligin en özgün yetenek kombinasyonuna sahip olduğunu hepimiz biliyoruz. Nets’i de konferans finali için Pacers ve Bulls’un çok gerisinde görmüyorum. Lamar Odom formülüyle ödülü götürebilir. Warriors’ın rotasyonundaki gelişmeleri öngöremediğim gibi, etkileyici play-off performansına rağmen Harrison Barnes’ın böyle bir rolü kucaklayabileceğine inanmama izin vermeyecek kadar fazla North Carolina maçı izledim. Daha güvenli bir aday arayanlara Jamal Crawford öneririm.
Kaan Kural, Jamal Crawford
Basketbolun 5’e 5 oynandığını halen anlamış değil. Ama 1’e 1’de herkesi alır. Clippers da ondan 5’e 5 beklemiyor zaten. Zaman zaman son derece verimsiz işler yapacak, hayatta atılmayacak şutları potaya gönderecektir. Ama işte o şutları soktuğu, skoru sürüklediği sürece sorun yok.
Kubilay Kahveci, Jarrett Jack
Kyrie Irving geleneksel oyun kurucu çizgilerinin dışında, atıcı olarak oynamayı seviyor. Geçen sezon Warriors benchinde harika işler yapan Jack’in tek görevi onu yedeklemek olmayacak. Kyrie’nin iki numara oynadığı dakikaları paylaşmaları da sürelerini ve sorumluluklarını epey arttıracak. Cavs sezon sonunda playoff resminde kalmayı başarabilirse, muhtemelen bunda Jarrett Jack’in payı da büyük olacak.
Murat Can Ege, Mo Williams
Geçen sezon bu ödülü doğru tahmin eden tek kişi olduğumu belirteyim öncelikle. Ben demiştim demeyi sevmem; ama ben demiştim. J.R. Smith geçen sezonki fantezi takımımda da yer almıştı. Bu sezon da Jarrett Jack, Tyreke Evans ve Lance Stephenson gibi adamlara bel bağladım. Üçünün de belli dönemlerde ilk beşe yerleşme ihtimali mevcut ve dolayısıyla da, bu ödül için radardan çıkabilirler. Olağan şüphelilerden; Manu Ginobili’den geçtiğini düşünüyorum, J.R. Smith diz ameliyatından geliyor ve sezona cezalı olarak başlayacak. En güvenli seçim, bu ödülü Hawks’tayken kazanan Jamal Crawford gibi gözüküyor; ancak ben sürpriz ata oynuyor ve Mo Williams diyorum. Evet, yeni bir takıma gitti; ancak yanında dünya çapında oyuncular bile varken atmaktan çekinmezken, ikinci takımla hücumları domine etmekten geri kalmayacaktır. Damian Lillard’ın arkasında olması, alacağı süreleri spekülatif hale getirse de Wes Matthews ve CJ McCollum’un sezona sağlık sorunlarıyla girmesi dolayısıyla, MoWill’in yeterli süreyi alacağına inanıyorum.
Orkun Çolakoğlu, Harrison Barnes
Bu genç adam play-off’ta hem 3 hem de kısa beşlerde 4 oynayabileceğini, hem savunma yapıp hem de çeşitli yollarla skor üretebileceğini gösterdi. Jarrett Jack ve Carl Landry’yi kaybettikten sonra Warriors benchinin yeni bir sürükleyiciye ihtiyacı var. İlk beşteki yerini kaybetmesine takılmayıp yeni görevini benimser ve gelişimi durmazsa benim favorim.
Sedat Koç, Tyreke Evans
geçen sezonun en iyi altıncı adamları jr smith, jamal crawford ve jarrett jack’in, geçen yıl oynadıkları oyunun üzerine çıkabileceklerini zannetmiyorum. bu üçlünün arasında rahatı bozulmayan tek isim jr smith’in ilk beşe terfi etme durumu var. clippers’ta crawford’un son çeyrek dakikalarından tırnaklayabilecek jj redick takıma katıldı. jack ise golden state’teki “comfort zone”undan ayrılıp cleveland’a geldi. eric gordon’un muhtemel sakatlık tedbirleriyle bir hayli süre bulacak olan ve sacramento cehenneminden kurtulmanın verebileceği yaşama sevinciyle tyreke evans diyorum.
Yiğiter Uluğ, Harrison Barnes
Neler yapabileceğini geçen yıl play-off’ta gösterdi. Kaldığı yerden devam edeceğini düşünüyorum -ki o zaman MIP ödülünün de ciddi adaylarından biri olur. Hem Thompson’u hem de Lee’yi yedekleyebilecek olması, sahada kaldığı dakikaları da arttıracak.
Alp Akbulut, Derrick Favors
Uzun süre sürpriz yapabilecek enteresan bir adam bulmaya uğraştım, ama kimse aklıma gelmedi. Bu da demek oluyor ki görünen en büyük favoriyi buraya yazmak gerekiyor. Şüphesiz ki Utah’ın kadro boşaltması en çok Favors’a yaradı. Tökezlemesi halinde, Bledsoe, Jackson, Kanter potaya girer. Tabi her zaman pek aklımıza gelmeyen bir sophomore’un çıkıp ortalığı sallama ihtimali saklıdır. Bu ödüle tahmin yapmayı her zaman zor bulmuşumdur.
Cem Pekdoğru, Gordon Hayward
Geçen sene de onun adını yazmışım buraya. “French Lick’in karşı mahallesinden Utah’a gelen çilli genç, zayıf kanat rotasyonunda 15-16 sayılara çıkıp alabilir bu ödülü” demişim. Zaman zaman kenardan geldiği ve sadece 29 dakika ortalamayla kapattığı sezonda, sol bloktaki kara deliğin de etkisiyle hiçbir zaman gerçek anlamda direksiyonu elinde hissedemedi Hayward. 14-3-3 ile bitirdiği sezon da beklediğim ölçüde bir gelişmeyi işaret etmiyordu. Jazz pota altındaki gençler bu dalda daha fazla ilgi görüyor ama kontrat görüşmeleri de sürüncemedeyken 20-5-5 ile flört ettiği bir sezon çok uzak gelmiyor hala.
Kaan Kural, Eric Bledsoe
Aday çok. En başta sakatlıkla dolu çaylak sezonunu geride bırakıp hazırlık döneminde harika oynayan Anthony Davis geliyor elbette. Ancak şahsen ikinci yılındaki oyuncuların bu ödüle aday olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu açıdan Davis’i eleyerek Bledsoe’ya şans veriyorum. Chris Paul’ün arkasında kalmaktan kurtulduğu için tamamen takımı boşaltan Suns’da bol süreler alıp neden mini-lebron lakabını aldığını göstereceği bir sezon izleyeceğiz. Şut yüzdeleri çok etkileyici olmayabilir. Ama oyunun her alanına katkı yapacak.
Kubilay Kahveci, Derrick Favors
Her sezon başında sorumluluklarının artacağından emin olduğunuz oyuncuların sayısı bu kadar çok olmuyor. Ama Biedrins mezardan kalkmaya karar vermezse Jazz uzunlarının sürelerini tehdit edebilecek kimse yok.4 Favors ve Enes önleri tamamen açıkken bu ödül için birbirleriyle kapışabilirler. Favors’ın savunma artısı ve bugüne kadar aldığı sürelerde daha tutarlı olması kendisini bir adım öne çıkarıyor benim nezdimde.
Murat Can Ege, Derrick Favors
Bunu tahmin etmek gerçekten zor; süresi en fazla artacak, dolayısıyla istatistikleri de fark edecek birisini bulmam lazım. Geçen sezon maç başına 23 dakikada, 9.4 sayı 7.1 ribaunt ve 1.7 blok ortalamaları tutturan, üstüne bir de neredeyse maç başına 1 top çalan Derrick Favors’ın bu sezonu 35 dakika ortalama civarlarında tamamlamaması için bir sebep göremiyorum. Yine, çok daha büyük bir role kavuşan ve yüksek tempoda oynayacağı belirtilen bir takıma giden Eric Bledsoe, göze hemen çarpanlardan bir diğeri. Ancak, her ne kadar Goran Dragic için alenen takas kovalandığı açıklansa da, Dragic-Bledsoe ikilisi çok içime sinmiyor. Birbirlerini tamamlamak yerine baltalayacaklarına inanıyorum. Bahsi geçen takas gerçekleşirse, Bledsoe, geçen seneki cücük istatistiklerini üçe katlayabilir; ancak ben oyumu Favors’a veriyorum.
Orkun Çolakoğlu, Anthony Davis
Eric Bledsoe, Evan Turner, Enes Kanter gibi dakika ve rol artışına bağlı olarak istatistikleri katlanacak oyuncular kafaları karıştırıyor ama Anthony Davis muhtemelen bireysel olarak hepsinden daha yüksek bir noktaya çıkacak ve diğerlerinin aksine bunu play-off mücadelesi veren bir takımda yapmış olacak.
Sedat Koç, Eric Bledsoe
güzel gözleri, diz titreten bir gülümsemesi ve insanı düşüncelere sevk eden bir vücudu varmışcasına her sene en fazla talip çıkaran bu ödül için aklıma ilk gelen isim phoenix’te iplerini koparması muhtemel olan eric bledsoe. bradley beal, derrick favors, andre drummond ve jonas valanciunas’ı da ellerinde çiçekler kapında sırılsıklam görürsen hiç şaşırma.
Yiğiter Uluğ, Jeff Taylor
“Hoppala!” dediğinizi duyar gibi oldum. Öyle ya, nerden çıktı bu adam? Aslında hep oradaydı ama İsveç formasıyla oynadığı Avrupa Şampiyonası sayesinde şimdi özgüvenine kavuştu. Geçen sezon 6.1 sayı, 1.9 ribaund olan ortalamalarını ikiye katlarsa kimse şaşırmasın. Ödülü almasına yeter mi? Sanmam. Ama hiç değilse bir kategoride Charlotte’a iltimas geçeyim dedim…
Alp Akbulut, Frank Vogel
Bu ismi buraya yazarken inanın “daha önce yılın koçu olmuş muydu?” diye kontrol etme ihtiyacı duydum. Garip ama gerçek. Üç senelik kısa kariyerinde bile böyle bir izlenim yaratmayı başarmış bende. Medyada da aynı şekilde. Lige girdiğinden beri üç senedir bu ödüle aday. Basketboldan anladığını kanıtlamaya çalışan tüm blog yazarlarının favori koçu. İyi bir şey aslında bu, işin her detayıyla yakından ilgilendiğini gösteriyor Vogel’ın. Tabi bu tahmini yaparken, beraberinde Indiana’nın Chicago ve Miami arasından sıyrılıp Doğu’yu lider bitireceğini varsayıyorum. Biraz cesur bir tahmin olacak ama Indiana’nın tüm ligin en çok maç kazananı olacağını düşünüyorum hatta. Hadi sayı da vereyim, 60 net.
Cem Pekdoğru, Rick Adelman
Wolves geçen sezonu 31 galibiyetle bitirdi ve Rubio-Love ikilisinin beraber sahada kaldığı süreye (geçen sene toplam 28 dakika) paralel olarak bu galibiyet sayısı da artış gösterecektir. Geçtiğimiz Nisan ayında kariyerinin 1000. galibiyetini alan Rick Adelman’ın bu ödülü kazanmayan en iyi koçlardan biri olduğu aşikar. 45 galibiyetlik bir sezonla gelecek play-off başarısı yeterli olmalı.
Kaan Kural, Frank Vogel
Indiana geçen sezon Portland’la birlikte ligin en kötü yedeklerine sahipti. Bu sezon görüntü değişti. Artık sadece 5 kişiyle oynamak zorunda kalmadığı için normal sezonda düşüşe geçtikleri, sakatlık yaşadıkları dönemde de alternatifleri var. Üstelik takım da Vogel’ın vizyonunda her sene ikişer adım atarak çıktı basamakları. Şimdi hiç basamak atlamasalar bile değişen yedekler sayesinde dereceleri iyiye gidecek ve Vogel’ın son 2 sezonda yaptıkları daha net göz önüne gelecektir. Sadece 2 sene önce Jim O’Brien’la bu takımın halini hatırlıyor musunuz? Her sene takıma değişik bir özellik kazandıran gelişim eğrisi bile yeter.
Kubilay Kahveci, Doc Rivers
Vinny Del Negro’nun ardından takımın başına Halil Üner’i de getirseniz iyi görünecekti. Ligin en iyilerinden birini ikna ettiler ve Clippers için konferans şampiyonluğu artık eskisi kadar uzak değil. Doc için de bu ödülü ikinci kez kazanmak…
Murat Can Ege, Erik Spoelstra
Felaket bir koç olduğunu düşündüğüm Sam Mitchell’ı bir kenara bıraktığım takdirde, 50+ galibiyet alacak takımları deşmem gerektiğini görüyorum. Son iki sezonun şampiyonu Miami Heat’in bu kritere uyacağını tahmin etmek pek zor değil. Bu ödülü henüz kazanamayan Erik Spoelstra’ya bir jest yapılacaktır, bu kez. Evet, genelde en çok gelişme gösteren takımların koçlarına veriliyor bu ödül; ancak bu sezonluk, gelişimden ziyade istikrar ödüllendirilebilir. 60 galibiyeti bu sezon da geçeceklerdir ve koç Spoelstra da payına düşeni alacaktır.
Orkun Çolakoğlu, Doc Rivers
Geniş kadrosu ve görece genç yıldızlarıyla Clippers normal sezon birinciliği için gözardı edilmemesi gereken bir aday. Geçen yılki performanslarının üstüne çıkıp 60+ galibiyet almaları en başta, Vinny Del Negro sonrası kurtarıcı gibi karşılanan Doc Rivers’a yazılacaktır.
Sedat Koç, Mark Jackson
golden state mark jackson’ın inşa ettiği özgüvenle daha iyi bir normal sezon geçirip, bu ödül için önemli olan 50 galibiyet barajını aşacaktır. jarrett jack’i kaybetse de, andre iguodala’yla artık daha esnek bir takıma sahip ve batıda ilk dördün arasına sızma planı hiç de imkansız değil.
Yiğiter Uluğ, Frank Vogel
Pacers geçen sezona kötü başlamış, haftalar ilerledikçe Vogel’in defans stratejisini anlayan sert oyuncular ve hücumu omuzlayan Paul George sayesinde play-off’ta mucize yaratmanın eşiğine gelmişti. Bu sezon işi baştan sıkı tutacaklar. Doğu’yu birinci bitirmeleri benim için sürpriz olmaz. Bu durumda bu ödül de Vogel’e gider.
Alp Akbulut, Heat
Birçok takım kadrosunu güçlendirdi, kafalarında Miami’nin önünü kesebilecek bariyerler oluşturdular, ancak Heat’e yakın olanlardan bir adım öne atan göremedim ben. Houston, Golden State ve Brooklyn işin içine girdi belki ama Miami’nin seviyesine yaklaştıklarını iddia etmek abartılı olur. Derrick Rose’a rağmen Doğu’da Miami’yi durdurabilecek bir takım olduğuna inanmıyorum ve Clippers veya Thunder’la oynayacakları finalden muzaffer ayrılarak, çok az takıma nasip olan “three-peat”i yapacaklarını sanıyorum.
Cem Pekdoğru, Heat
James-Wade süper ikilisi bir three-peat takımının katlanamayacağı kadar verimsiz bir süper ikili gibi duruyor olabilir, ben de böyle düşünüyorum. Bunun bir anda düzelemeyecek kadar karmaşık bir uyuşmazlık olduğunu da zamanla idrak ettik. Bu verimsizliğin üzerine oynayıp kendisine bir rekabet avantajı yaratmaya çalışan Spurs, Pacers, Bulls gibi takımlar var. Bir de bunlara pek takılmadan Heat’i onun oyununda yenmeye çalışan güç kaybetmiş Thunder var. Bolca ince ayara ihtiyaç duyacak Nets, Clippers ve Rockets’ı henüz şampiyonluk resminde tasavvur edemiyorum. Öfkeli bir Kevin Durant ve Thunder yönetim ofisindekilerin onun ellerinden kayıp gitmesini seyredemeyecekleri kadar büyük bir oyuncu olduğu aydınlanmasını yaşamaları (ve birkaç ciddi hamle yapmaları) ihtimali resmi çok az bulandırıyorsa da LeBron James’in karşısında saf tutmaya cüret edemiyorum.
Kaan Kural, Clippers
NBA’de şampiyon adayı seçmek hiç bu kadar zor olmamıştı. 10 tane ciddi aday var. Ama bu sene Clippers Paul’ün oyunu yönetmesini ve Griffin’in hareket alanı bulmasını kolaylaştıracak doğru şutörleri nihayet buldu. Çok çetin bir yarış olacak orası kesin ama bu mücadelede hem kendisine, hem de takımına en çok çözüm üreten isim Paul farkı yaratmaya en yakın isim. Koç Doc Rivers da hiçbir şey yapmasa bile takımın kendisine inanması sayesinde biraz savunma yaptırabilirse zaten her şey hazır demektir. Uzun rotasyonu sorunlu ama her şey mükemmel olamıyor.
Kubilay Kahveci, Heat
Potaya yeni giren takımlar henüz Heat ile başa çıkmak için fazla acemiler. Halihazırda potada olanlardansa ileri adım atabilen olmadı. Yüzüğe uzanan yolu artık ellerinde süpürgelerle geçemeyebilirler ama three-peat motivasyonuyla en üste Miami’yi yazıyorum.
Murat Can Ege, Pacers
Sürprize gidiyorum bu noktada. Lebron James’in yaşadığı evrim takdire şayan; ancak geri sayım yazılarında birden fazla kez işlenen Lebron-Wade mevzularının da ışığında, geçen sezon birden fazla kez direkten dönen Heat’in three peat’e giderken tökezleyeceğini düşünüyorum. Spurs her zaman düşünülmesi gerektiğini net bir şekilde gösterdi; ancak kalp kıran bir şampiyonluk kaybettiler ve bir yaş daha yaşlılar. (Hehe…) Russell Westbrook turp gibi olsa da, Thunder bir takım temel eksikliklerini kapatmaya yönelik bir hamle yapmadı ki RussWest’in yokluğunda, ev sahibi avantajına mâl olabilecek sayıda maç kaybedebilirler. Derrick Rose’un tam gaz döneceğine inancım tam; ancak Bulls’un kadro derinliğini beğenmiyorum ve dış şutör problemlerini çözebildiklerine inanmıyorum. Brooklyn Nets şık bir kadro kurdu; ama yeni bir koç, yeni bir takım, dış oyuncuların hepsi topla var olan adamlar, kilit oyuncuların neredeyse hepsinin sakatlık geçmişleri var, vs. vs… Clippers, yine şık bir takım; ama Blake Griffin ve DeAndre Jordan’ın işler sıkıştığında istikrarlı olarak ayağa kalkabileceklerine inanmıyorum. Rockets’ta Dwight Howard var… Felaket bench’ini takviye ederek sezona giren Indiana Pacers, sezon sonunda ipi göğüsleyecektir.
Orkun Çolakoğlu, Spurs
Birkaç ay önce şampiyonluğu hangi noktadan verdiklerini biliyoruz. Final serisinde sakatlanan Tony Parker’ın son iki maçta hareket etmekte ne kadar zorlandığını ve Kawhi Leonard’ın potansiyelini düşününce, Tim Duncan’ın daha “normal” bir seviyeye inmesi ihtimaline rağmen Spurs’ün gösterebileceği birkaç numarası daha var gibi geliyor.
Sedat Koç, Heat
geçen sezon kendilerini zorlayan chicago ve indiana bu sezon daha iyi gözükse de, miami hala net favori. finalde de karşılarında önceki iki rakiplerinden farklı bir takım bulacaklarını tahmin ediyorum.
Yiğiter Uluğ, Heat
Rakipleri kim? Doğu’da Indiana, Chicago, belki Brooklyn… Hiçbirinde LeBron’un kararlılığına sahip bir süper yıldız görünmüyor (tam olarak iyileşmişse Rose?). Batı’nın en iyisi Oklahoma, finale kadar sağ salim gidebilecek mi? Diğerlerinden Houston henüz çok ham, San Antonio fazla olgun, Golden State biraz ince, Clippers oyuncularla Rivers’ın aynı frekansa gelebilmesi için zamana ihtiyaç duyuyor. Yani her takıma takılabilecek bir kulp var. O zaman meydan yine LeBron ve arkadaşlarına kalıyor. Kendi kendilerini yenmezlerse şampiyonluk üst üste üçüncü kez South Beach’e gider.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane