Playoff haritası yavaş yavaş şekilleniyor. 3 şampiyonluk adayı var: Heat, Thunder ve Spurs. 1 adayımsı var: Clippers. Onları takiben 3 çok çok tehlikeli (Pacers, Grizzlies, Nuggets) ve birkaç tehlikeli takım (Knicks, Rose+Bulls…) geliyor. Fakat önümüzdeki haftaların en büyük draması zirvede değil, diplerde yaşanacak.
Batı Konferansı’nda 6-8 sıraları için 4 aday var: Rockets, Warriors, Jazz ve Lakers.
Lakers
Sezona şampiyonluk hedefiyle giren Lakers, birkaç probleme rağmen1 hücum istatistiklerinde tepelerde kalmayı başardı. Fakat hemen hemen elit diyebileceğimiz hücumlarına rağmen savunma hâlâ korkunç seviyede.
Son günlerde galibiyet yüzdelerinin artmasıyla beraber daha iyi savunma yaptıkları konuşuluyor ama bu iddiaların epeyce su götürdüğü belli. Yalnızca All-Star sonrası istatistiklerine göre 100 pozisyon başına daha fazla sayı yiyorlar. Dwight Howard’ın sürekli vasat olan performansı yarım gömlek yükseldiği için2 bir nebze rahatladıkları zannedilebilir ama Gasol ve Jordan Hill’in yokluğunda uzun rotasyonu tamamen dağılmış halde. Howard bench’e gelince rakip oyuncular rahatlıkla çembere gidebiliyor. Zaten kadroda iyi savunmacı olarak bilinen pek çok oyuncu yaşlılık veya sakatlık sebepleriyle eski performansını gösteremiyor. Transition savunmaları felaket, perdeden çıkıp şut atan oyuncuya yetişemiyorlar, pick&roll’leri savunamıyorlar, çemberi teslim ediyorlar, rakibi top kaybına zorlayamıyorlar (bahsettiğim bu son 5 maddenin TAMAMINDA istatistiken son 10 sıra içindeler).
Daha fazla uzatmadan videolu, resimli, güldürüklü bölüme geçiyorum.
Transition başına yenilen sayılarda korkunç haldeler. Rakip hücumların neredeyse %14’ü transition oluyor. Savunma ribaundunu alan oyuncu topla tüm sahayı geçip boş turnike bırakıyor. (Hatta 100 pozisyon başına ligde en fazla hızlı hücum sayısı yiyen takım Lakers.) Yalnızca geri koşmamak gibi ölümcül bir günahla veya strateji gereği hücum ribauntlarını kovalamakla açıklanamayacak kadar kötü haldeler. Mental tavsiyelerle düzelmeleri mümkün değil. Sayısal avantajın ellerinde olduğu pozisyonlarda bile dripling yapan oyuncunun önünde duramıyor, hatta önünü açıyorlar.
Derek Fisher.
Gerçi Fisher’a faul yapmayı başardılar. Sık sık bunu beceremedikleri de oluyor.
Sayısal üstünlük?
Sezon başından beri ağır aksak, hatta vasat savunma yapan Kobe’yi saymazsak hiçbir oyuncu rakip kısaların önünde duramıyor. Mesela sezona iyi girmesine rağmen son dönemde yerlerde sürünen MWP.3. 2000’lerin en önemli dış savunmacılarından olan Metta World Peace, ilerleyen yaşıyla beraber yalnızca iri oyuncuları savunabilen, çevik kısalara cevap veremeyen, ayakları iyice yavaşlamış bir oyuncuya dönüştü. Örnek video koymaya bile gerek yok, zaten hemen her pozisyonda bu fizikî erozyonun izlerine rastlamak mümkün.
Kısa rotasyonunu daha farklı perspektiflerden ele alınca, “100 pozisyon başına rakibi top kaybına zorlama sayısında sondan ikinci takım” gibi istatistikler bulabiliyoruz ama esas mesele o değil. Zaten sezon başlarken kısaların pek çok hata yapacağı tahmin ediliyordu. Fakat kaçırdıkları rakip kısaları püskürtmesi gereken adam hâlâ tam sağlığına kavuşabilmiş değil. Mesela şu pozisyonda MWP perdeye takıldıktan sonra Dwight Howard’ın savunmasına bakın.
Üstelik bu pozisyondan sonra (Hawks maçının son çeyreği) Mike D’Antoni dinlendirmek için Howard’ı kenara aldı. Sonraki iki pozisyonda pota altını Clark ve Jamison’a teslim etti ve ÜST ÜSTE İKİ SMAÇ yedikleri için Howard’ı tekrar oyuna sokmak zorunda kaldı.4
Howard birkaç ay öncesine göre biraz daha iyi -gibi görünüyor- ama ne kadar iyi? Sezon boyunca çevikliğini kaybetmiş hantal bir kütleye benziyordu. Son haftalarda daha rahat hareket edebildiğine dair işaretler var ama eski Howard esintilerini takiben yine vasat seviyeye iniyor. Üstelik bu dalgalanmalar %70-%90 seviyesinde. 5-6 dakikalık sürelerde %90’ları aşabildiğini bile görmedik. Howard hâlâ sağlıklı değil ve sezon bitene dek tam sağlığına kavuşamayacak. Üstelik büyük sakatlıklar sonrası oyuncuların reaksiyon verme süresi artar. Yapamama korkusunun körüklediği tereddütlerle kas alışkanlıkları zayıflar ve kendi vücutlarının neler yapabileceğini kestirmekte zorlanırlar.
Yine Hawks maçının son çeyreğinde başka bir pozisyon. Jamison adamını (Horford) kaçırdıktan sonra Howard’ın reaksiyonu tüm tabloyu özetliyor. Horford’la aynı anda sıçrama pozisyonuna geliyor…
ve Horford topu elinden çıkardığında Howard hâlâ zıplayamamış oluyor.5
Tabii Lakers, tüm defolarına rağmen Howard’a hayatî seviyede muhtaç. Howard olmayınca 100 pozisyon başına 107.8 sayı yiyorlar ve zaten sallantıda olan boyalı alan savunmaları tamamen çöküyor.
“Lakers şampi” tezahüratıyla başlayan sezon, yalnızca playoff yarışıyla devam ediyor. Fakat playoff küçümsenecek bir hedef değil. Bu hedefe ulaşmaya mecburlar; Dwight’ın kontratı, Jerry Buss’ın manevi mirası, Kobe’nin iradesi…6 Rakipleri de önemli problemlerle boğuştukları için başarma ihtimalleri hiç düşük değil. Tabii playoff’un kurtlar sofrası olduğu malum. Vahşi OKC kısalarına veya Parker’ın sürüklediği ikili oyunlara karşı verecekleri hiçbir cevap yok. Şimdilik ucu ucuna playoff’a kalıp süpürülecek bir takıma benziyorlar.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane