Winner takes it all. Kazanan her şeyi alır. Ancak bu yılın Oscar yarışı için bu pek geçerli değil. Bir Oscar geleneği olan en iyi film-yönetmen dublesi bu sene ufukta görünmüyor. Adaylar açıklandığında favori görünmeyen “Argo” iyi bir post-season geçirdi ve şu anda en iyi film ödülünün en güçlü (ve kolay kolay yıkılmayacak) adayı. Ama En İyi Yönetmen adaylarında özellikle Benh Zeitlin ve Michael Haneke sürprizleri sonucu Ben Affleck dışarıda kaldı. Bu seneki karışıklığı yaratan durum aslında çok basit bir statü değişikliğinden kaynaklandı. İlk defa meslek birlikleri ödülleri açıklanmadan Oscar adaylık oyları toplandı. Dolayısıyla adaylar meslek birlikleri ödüllerinden etkilenmediler. Meslek birlikleri ardı ardına ödülleri “Argo”ya verdiğinde Ben Affleck’in rüzgarı için çok geçti. Ancak filmini Oscar’a uzanmaktan alıkoyacak bir durum görmüyorum.
Bu durum şöyle bir açık durum yaratıyor: “Argo” en iyi film ödülümü alırsa 85 yıllık Akademi ödülleri tarihinde en iyi yönetmen adaylığı bulunmadan bu başarıya imza atan sadece dördüncü film olacak. Yaygın kanının aksine Akademi en iyi yönetmen ödülünü “sırası gelene” değil, çoğu zaman kendine göre “en iyi filmi yapana” veriyor. “The King’s Speech”in süpürgeyi çıkarttığı sene David Fincher’a bir “sıran gelmişti” Oscar’ı veya “The Artist”in parladığı yılda Martin Scorsese’e ikinci bir heykelciği vermedikleri gibi. Ama bu yıl farklı bir yıl. Yıl boyunca Oscar’a koşar adım giden “Lincoln” Altın Küre’den bu yana “Argo”nun gölgesinde. Yine de adaylar arasında Spielberg’ü durduracak bir isim görünmüyor. David O. Russell’ın “Silver Linings Playbook”u çok beğenildi fakat bu tip filmlerin Oscar’daki teselli ödülü senaryodur. Ang Lee’nin “Life of Pi”daki işi gerçekten görkemli ancak filmi geçen yılki “Hugo” gibi teknik dalları toparlamakla yetinecek gibi. Sürpriz adaylığına karşın Michael Haneke bu daldaki ikinci favori gibi görünüyor. “Amour” dört dalda aday ve belli ki Akademi’nin gönlünü çelmiş. 2003’teki Roman Polanski sürprizi gibi ödül Avrupa’ya gidebilir. Ancak ben güvenli gidip ödülün Spielberg’e gidip ustayı Frank Capra ve William Wyler’la birlikte üç Oscar’lı yönetmenler arasına yerleştireceğini düşünüyorum. Rekor ise dört Oscar’la John Ford’da.
En İyi Film: Argo
En İyi Yönetmen: Steven Spielberg (Lincoln)
Oyunculuktan bahsedeceksek bu yılın en renkli istatistiklerinin bu dalda çıktığını belirtmek lazım. Kadın oyuncu dalında Quvenzhané Wallis tarihin en genç adayı, Emmanuelle Riva ise en yaşlısı. “Silver Linings Playbook” ise bu kategorinin dominant filmi. 31 yıl önceki “Reds”ten bu yana dört kategoride de adaylık çıkarabilen ilk film. Hepsini kazanma şansı istatistiksel ve realist olarak pek mümkün değil. Daha önce 4’te 4 yapan yok. 1951’de “Arzu Tramvayı” ve 1976’da “Network” üçer oyunculuk Oscar’ı çıkaran yegane filmler. Realist olarak bakarsak Daniel Day-Lewis’in Oscar’ı Pazar gecesinin en garanti ödülü zaten. Tarihte üç tane en iyi erkek oyuncu Oscar’ı kazanan başka birisi yok, dolayısıyla Daniel Day-Lewis tarihin eşiğinde (Kişisel favorilerim ise Bradley Cooper ve Joaquin Phoenix). Kadınlarda yarış daha çekişmeli. Jennifer Lawrence, “Silver Linings Playbook”un Oscar’a en yakın olduğu isim gibi görünüyor ama “Zero Dark Thirty”nin Jessica Chastain’i ve “Amour”un Riva’sı kuvvetli adaylar. Chastain Hollywood için önemli bir isim. Son iki yılda bir elin parmaklarını aşan sayıda iyi filmde oynadı ve sektörün geleceğindeki en parlak isimlerden birisi olacak gibi. Riva ise çok kuvvetli bir “dark horse.” BAFTA’yı aldı – tam beş yıl önceki Marion Cotillard “La Vie En Rose” sürprizinin gelebileceğine dair ilk işaret fişeğini de BAFTA yakmıştı. Ayrıca Akademi “Amour”u sevdi ve nihayetinde, bu yaştaki bir oyuncuyu da görmek isteyebilirler. Yine de “Silver Linings Playbook” performansıyla J-Law ödüle yakın diyorum.
BAFTA’dan gidersek, İngilizlerin yardımcı oyuncu ödüllerini verdiği oyuncular son 6 yılda 5 defa Oscar kazandılar. Anne Hathaway’in “Les Misérables”la Oscar’ı alacağı, gecenin garantilerinden birisi. Hathaway iki yıl önce James Franco ile birlikte Oscar’ı sunacağı yılda “Love and Other Drugs”ta hak ettiği bir adaylığı alamamıştı (“Eskiden kural ‘Soyunursan aday olursun’du, demek ki artık değil” esprisini de sahnede yapmıştı). Akademi hesabı burada kapatacaktır (Bu kategorinin “soyunan” ismi Helen Hunt’ın ödülü almasını isterdim). Ancak yardımcı erkek oyuncu kategorisindeki çekişme inanılmaz. Beş tane Oscar’lı oyuncunun yarıştığı bölümde Tommy Lee Jones ve Alan Arkin, gecenin “Lincoln” veya “Argo” gecesi olmasına göre ödül kapabilirler. Ama BAFTA’dan gidersek, “Django Unchained” ile Christoph Waltz yakın duruyor. Ben Akademi’nin üç yılda aynı aktöre, aynı yönetmenle çalışmasından ikinci ödülü çıkaracağına inanmıyorum. Buradaki kişisel favorim, günümüzün en iyi aktörü olduğuna inandığım Phillip Seymour Hoffman’ın “The Master”daki işi. Ama ödülü kazanacağını tahmin ettiğim kişi, Robert De Niro. Görkemli kariyerine karşılık sadece iki Oscar’ı bulunan bir efsane, özellikle 2000’leri son derece önemsiz rollerle geçirdikten sonra Akademi onun bu performansını mutlaka değerlendirecektir.
En İyi Erkek Oyuncu: Daniel Day-Lewis (Lincoln)
En İyi Kadın Oyuncu: Jennifer Lawrence (Silver Linings Playbook)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Robert De Niro (Silver Linings Playbook)
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anne Hathaway (Les Misérables)
Senaryo ve kurgu dalları düğümü çözen ödüllerdir. “Argo”nun başarısının çok önemli bir faktörü mahir kurgusuydu. Ödülü almaması pek mümkün görünmüyor. 1994’teki “Pulp Ficton”dan beri Oscar’da sadece iki “Inglourious Basterds” adaylığı olan Quentin Tarantino’nun yeni bir heykelcik için vakti geldi. Uyarlama senaryoda çok beğenilen David O. Russell’ın yüzü gülebilir, fakat “Argo” burada da güçlü görünüyor ve ödülü alacaktır.
En İyi Kurgu: Argo
En İyi Özgün Senaryo: Django Unchained
En İyi Uyarlama Senaryo: Argo
Görüntü yönetmenliği konusunda son yıllarda ibre “Hugo” gibi, oyuncaklı filmlerin hakkından gelen işlere gitti. Burada da “Life Of Pi”ın kazanması muhtemel; “Skyfall”daki işiyle büyük usta Roger Deakins’in 10 kez kaybettikten sonra artık bir defa kazanmasını çok istesem de. Eski adıyla sanat yönetimi, yeni adıyla yapım tasarımında kural, kostümlü filme oynamaktır. “Anna Karenina” ödüle yakın duruyor, ama “Life of Pi”ın teknik dalları süpüreceği fikriyle burada ödülün ona gideceğini düşünebiliriz. Kostümde “Anna Karenina” kazanacaktır. Ses ise “Les Misérables”ın olacaktır. Yine de görüntü ve sesle beraber bir “Skyfall” rüzgarı oluşursa şaşırmayın.
En İyi Görüntü Yönetimi: Life of Pi
En İyi Yapım Tasarımı: Anna Karenina
En İyi Kostüm: Anna Karenina
En İyi Makyaj: Les Misérables
En İyi Ses Miksajı: Les Misérables
En İyi Ses Kurgusu: Zero Dark Thirty
En İyi Görsel Efekt: Life of Pi
Belgesel dalı son derece kuvvetli olsa da “Sugar Man”in albenisinin AIDS, ordu içi taciz, İsrail ve Filistin gibi çok ciddi meseleleri anlatan filmlerin önüne geçeceğini düşünüyorum. Animasyonda favori “Wreck-it Ralph” ama Akademi’nin çoğunluğunun bilgisayar oyunlarıyla büyümediğini varsayarsak “vefa” ile hareket etmek ve Tim Burton’a ilk Oscar’ını vermek isteyeceklerdir diye düşünüyorum. “Amour”un yabancı film ödülü ise garanti.
En İyi Animasyon: Frankenweenie
En İyi Belgesel: Searching For Sugar Man
En İyi Yabancı Film: Amour
En İyi Kısa Film: Asad
En İyi Kısa Animasyon: Paperman
En İyi Kısa Belgesel: Open Heart
Ah Adele! 24 yaşında hem Oscar’lı, hem Grammy’li bir sanatçı olacaksın. Hakkın da.
En İyi Müzik: Life of Pi
En İyi Şarkı: Skyfall
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane