Skip to content

Bir Marşın Ötesi

Bir zamanlar ötekinin varoluşunu sembolize eden marş, şimdi onun varoluşunu kabullenemeyenlerin sesi oluyor.

4 Aralık 1938’de Fransa, hazırlık maçı için İtalya’daydı. Napoli’de toplanan binlerce taraftar faşist sloganlar atıyordu. O zamanlarda Avrupalıların sahada görmeye alışık olmadığı bir ten rengine sahip Fas asıllı Larbi Ben Barek ya da nâm-ı diğer Abdelkader Larbi Ben M’barek’e ırkçı sataşmalarda bulunulunca, kaptan Etienne Mattler, siyahî arkadaşının yanına gidip Fransız Millî Marşı’nı söylemeye başlıyordu… Savaş kokularının ayyuka çıktığı günlerde, futbol sahaları sivil itaatsizlikle tanışmıştı.

25 Nisan 1792’de Claude Joseph Rouget de Lisle, Chant de guerre pour l’Armée du Rhin şarkısını bestelemişti. Marsilya sokaklarında söylenmeye başlanan bu ezgi, kısa sürede Fransa’yı sarmıştı. İhtilalin melodisi 30 Temmuz 1792’de Paris’e girmiş; 14 Temmuz 1795’te de resmen ülkenin milli marşı olmuştu. Kimi dönemlerde yasaklanan La Marseillaise, 1879’dan beri vazgeçilmez konumunda. Hattâ sinema tarihinin başyapıtlarından Casablanca’nın da en unutulmaz karelerinden birine hayat veren olarak biliniyor.

Marş, Liszt’ten Berlioz’a, Schumann’dan Wagner’e, Debussy’den Elgar’a birçok bestecinin yapıtlarında irili ufaklı bir şekilde kullanılmış, kulaklarda çınlamıştı. Çaykovski’nin 1812 Uvertürü’nde kendi zamanındaki Rus Milli Marşı ile birlikte kullanmasına kanmamalı; 1812’de Fransa ile Rusya’nın savaştığı Borodino Muhaberesi sırasında La Marseillaise yasaklıydı; Boje, Tsarya Hrani (Tanrı Çarı korusun) bestelenmemişti. Tanrı Çarı korumayınca, Sovyet rejimi tarafından Çaykovski’nin bestesi biraz rötuşlanmış; eski Rus Milli Marşı eserden çıkarılmıştı.

Serge Gainsbourg’un reggae versiyonunu da yaptığı La Marseillaise, yıllardır tartışılıyor. 1998 Dünya Kupası’nda Le Pen tarafından bilmedikleri iddia edilen marşı finalde birbirlerine kenetlenerek söyleyen oyuncular zafere ulaşmıştı. Akrabaları bir ömür evvel hayvanat bahçesinde sergilenen Karembeu ise her zamanki gibi marşı söylememişti.1

Fransızların futbol ikonu Cantona’nın ”Fransız olmak milli marş söylemekle olmuyor. Fransız olmak için önce devrimci olmak, fakir ve yoksulların halinden anlamak gerekiyor” sözü belki de her şeyi anlatıyor. Bir zamanlar ötekinin varoluşunu sembolize eden marş, şimdi onun varoluşunu kabullenemeyenlerin sesi oluyor.

  1. http://tr.eurosport.com/futbol/gunun-tarihi-cirkin-kral_sto3050001/story.shtml []