Skip to content

İlk Kadın Judan: Keiko Fukuda

“Önemli olan hedefe varmak değil, yolda olmaktır” diye güzel bir söz vardır. Sensei Fukuda bu mottoyu yaşam öyküsüyle kanıtlayanlardan.

Yazıma başlamadan önce judoyla ilgilenen herkesin affını rica ediyorum. Hakkında yazacağım insan bir judocu, ancak bu satırların yazarı hayatında doğru dürüst judo izlememiş, Japon dövüş ve savunma sanatları üzerine bilgisi son derece kısıtlı biri. Yine de okuduğu bir makaleden etkilenip böyle bir yazıya kalkışması, yazının konusu olan insanla ilgili hiçbir Türkçe yayının çıkmamasından kaynaklanan bir cesaretin sonucu olarak algılanabilir.

Bu yazıya esin kaynağı olan haber, birkaç ay önce Eurosport International’ın internet sitesinde yayınlandı. Haberde Keiko Fukuda adında 98 yaşındaki bir kadının judodaki seviyelerin en yükseği olan 10. dan’a (judan) yükselmeye hak kazandığı yazıyordu. Tarihte bunu başaran 19. kişi ve ilk kadın olmuştu. Japonya’da bulunan judo dünyasının merkezi diyebileceğimiz Kodokan (ilk Judo okulu), şimdiye dek toplam 15 kişiye bu mertebeyi layık gördü, bunlardan üçü hala hayatta (hepsi 80 yaşının üzerinde). Fukuda’nın unvanını veren kurum ise USA Judo, yani bu paye henüz Kodokan tarafından kabul edilmiş değil. (Kodokan Fukuda’yı 2006’da 9. dan’a yükseltmişti.) 3 tane de diğer federasyonların verdiği judan payesi var. Ama yazının konusu kimlerin nereden unvan aldığı değil. Açıkçası Fukuda bu başarıya ulaşmamış olsa dahi, yalnızca bizlerin kendisinden haberi olmazdı, başardıkları dünyanın başka yerlerinde hala saygıyla söz edilmeye layık olurdu.

Fukuda’nın hayat öyküsünden biraz bahsetmek gerekiyor. 1913 yılında Tokyo’da doğdu. Büyükbabası Hachinosuke Fukuda bir samuraydı, jujutsu öğretmeniydi, ayrıca judoyu sistematik bir hale getirip kuran Jigoro Kano’nun en önemli 3 hocasından biriydi. Babasını genç yaşta kaybetti. Geleneksel cinsiyet rollerinin oldukça belirgin olduğu Japon toplumunda o da yaşıtı olan kızlar gibi iyi bir ev hanımı olmak için gereken şeyleri öğrenmekle meşguldü. Çiçek düzenleme (ikebana) ve çay sunma (sado) gibi geleneksel törenler bunlara örnek verilebilir. Bir gün izlediği judo antrenmanı sonrası bu spora ilgi duydu. Bu sırada Jigoro Kano, sonunda Kodokan’da kadınlar için de bir bölüm kurdu ve bir gün ustasının torunu Keiko’yu bizzat davet etti. 1935’te burada Kano’nun gözetiminde judo öğrenimine başladı (Kano’dan eğitim almış yaşayan son kişidir aynı zamanda). Kano’nun 1938’deki ölümünden sonra ise tarihin en önemli judokalarından Kyuzo Mifune ile çalışmalarını sürdürdü. Normalde annesi ve erkek kardeşi onun judoya devam etmesine ancak bir başka judocu ile evlenmesi koşulu ile izin vereceklerdi, kendisiyle evlenmek isteyen bir dişçinin teklifini reddeden Keiko ömrü boyunca evlenmedi ve kendini judoya adadı. 70 yılı aşan judo eğitim ve öğretim kariyeri böylece başlamış oldu. Hocası Kano’nun isteği üzerine judoyu tüm dünyaya tanıtmak ve yaymak amacıyla dünyanın pek çok yerini dolaşacağı çok uzun bir kariyer olacaktı bu.

Çok kısa bir süre içinde o zamanlar için bir kadının yükselebileceği en yüksek mertebe olan 5. dan’a (godan) yükseldi. Bütün başarılarına rağmen daha fazla yükselebilmesi, kurallarca engellenmişti. Zamanın kurallarına göre kadınlar 5. seviyenin ötesine yükselemiyordu. O bir yandan bu mücadeleyi sürdürürken bir yandan da Amerika’ya sıklıkla gidip gelmeye ve ülkede judoya olan ilgiyi artırmaya çabalıyordu. Kano’nun öğüdünü tutmak için İngilizce de öğrenmişti.

İlk kez 1953’te gittiği Amerika Birleşik Devletleri’nde 1966’da temelli yaşamaya karar verdi. San Francisco’da yaşayan judo öğrencisi Shelley Fernandez’in yanına yerleşti. Taşınmasından çok kısa bir süre önce annesini kaybeden Fernandez, Fukuda’yı 2. annesi gibi gördüğünü söylemektedir. (Zaten Fukuda’nın aldığı derecelerde Fernandez’in yaptığı lobi çalışmalarının etkisi kesinlikle göz ardı edilemez.)

Oakland’da bulunan Mills Üniversitesi’nde judo eğitimleri veren Fukuda, daha sonra kendi eğitim salonunu açtı. Japonca’da yaklaşık olarak “kadınların tek yeri” anlamına geldiğini tahmin ettiğim “Soko Joshi” adını salonuna uygun gördü. Adına uygun bir şekilde sadece kadınların eğitim aldığı, ama erkeklerin de kata (karşıda rakip olmadan yapılan hareketler) derslerine izleyici olarak katılabildiği bir kulüptür burası.

Bütün bunlar olurken Kodokan’a yapılan baskılar artmaktadır. Kadınların 5. dan’ın ötesine geçirilmesi için çabalar sonunda sonuç verir ve 1972’de Keiko Fukuda, 6. dan’a (rokudan) yükseltilen ilk kadın olur. Kadınlar için bir çığır açılmıştır, sadece judo sporu için değil, feminist hareketler için de önemli bir adım sayılmalı kanaatindeyim.

Bundan sonrası ise daha çok elçilik gibi olur. İlerleyen yaşı nedeniyle hareket kabiliyeti azalsa da eğitim vermeye, hem Amerika’nın değişik yerlerinde hem de dünyanın dört köşesinde bildiklerini aktarmaya devam eder. Zaten judo güçten çok teknik ve denge gerektiren bir spordur onun gözünde, öğrencilerine de bu çok eski ekolü aşılamaya devam eder.

San Francisco’lu Yuriko Gamo Romer’in çalışmalarını tamamlayıp ve 11 Mart 2012’de dünya galasını yaptığı “Mrs. Judo: Be Strong, Be Gentle, Be Beautiful” (Bayan Judo: Güçlü ol, nazik ol, güzel ol) adlı proje, Fukuda’nın hayatını anlatıyor.1 Video paylaşım sitelerinde kısa klipleri yayınlanan bu belgesel filmde Fukuda’yla yapılmış röportajlar ve salonundan antrenman görüntüleri yer alacak. Filmin adının Fukuda’nın hayat felsefesinden yola çıkılarak konulduğunu söylemekte fayda var. Ancak ustanın kendi ifadesine göre burada belirtilen “güzellik” kavramı iç güzelliğe işaret etmektedir.

Fukuda judoyla ilgili kitaplar da yazdı. 6. dan seviyesine çıktıktan sonra 1973’te kaleme aldığı “Born for the Mat” kitabı sonraki yıllarda tekrar basıldı. Aynı kitabın genişletilmiş versiyonu olan “Ju-no-kata”yı ise 2004’te yayınladı. Bu kitaplar daha çok judoya ilgi gösteren kadınlar için yazılmıştı ve özellikle Fukuda’nın uzmanlık alanı olan “kata” hakkında bilgiler içeriyordu. Kitabın temeli, ustası Kyuzo Mifune’den eğitim alırken öğrendikleriyle şekillenmişti. Ayrıca çeşitli judo kitaplarına önsöz yazarak katkıda bulundu. Örneğin judoya olan ilgisiyle bilinen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yazılmasına katkıda bulunduğu “Judo: History, Theory, Practice” kitabının Amerika baskısına önsöz yazdı. Fukuda’nın lisans seviyesinde Japon Edebiyatı okuduğunu da eklemek gerekir.

40 yıldan uzun bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Keiko Fukuda, artık Amerikan vatandaşı. Bugün San Francisco’da, ona evini açan öğrencisinin yanında yaşamaya devam ediyor. İlerleyen yaşına, geçmişte geçirdiği 3 bypass ameliyatına ve Alzheimer hastalığının etkilerine rağmen hala judo kulübünde haftanın 3 günü (salı, perşembe, cumartesi) ders vermeyi sürdürüyor (merak edenler için aylık kurs ücretinin 55 $ olduğunu ekleyelim). Bir yüzyıla yayılan bu hayatın bize verebileceği çok dersler var. “Önemli olan hedefe varmak değil, yolda olmaktır” diye güzel bir söz vardır. Sensei Fukuda bu mottoyu yaşam öyküsüyle kanıtlayanlardan. Kuşku yok ki böyle bir ödüle rağmen o, yapabildiği son ana kadar öğrencilerini eğitmeye ve yolda olmaya devam edecek.

  1. Söz konusu filmin resmi blogu: http://www.flyingcarp.net/2009/04/be-strong/ []