Perry Jones III
Baylor, İkinci Sınıf
6-11 (2.11), SF/PF
Duncanville, Texas (1991)
kolej basketbolunun genel rekabet seviyesinin, çoğu yetenekli oyuncunun freshman yılını bitirir bitirmez lige girmek istemeleri nedeniyle özellikle 2000’li yıllarla beraber gerilediğini heralde söyleyebiliriz. bu durum okulları da başarı için daha kısa ömürlü planlara yönlendirdiği için “one and done” tipi kadroları artık daha çok görüyoruz. yetenekli oyuncuların okullarında geçirdikleri yıl ortalamasının azalmasıyla bu genel seviye düşüklüğü, çoğu ham yeteneğin de olduğundan iyi gözükmesine yol açabiliyor. profesyonel takımlar, seçtikleri oyuncunun gelişiminde eskisinden daha önemli bir rol oynuyor çünkü oyuncular çoğu ham olan bu yetenekleri nasıl kullanacaklarını kolejlerde öğrenip pratik etmektense, suya atlayıp yüzmeye çalışıyorlar. tam olarak hazır olmayan oyuncuların bazıları da yanlış bir ortamda potansiyellerinin içini dolduramadan daha sık kayboluyor. bu konuyu kendi ajandası gereği şu sıralar sıkça dillendiren david stern’ün draft yaşını ilerletmek istemesinin sebebi ise daha çok para ile ilgili. anafikir bu sayede bir nba oyuncusunun kariyeri boyunca takım sahiplerinden bir sene daha az para alacak olması. kafadan biraz fazla konudan saptım sanırım.
adamımız perry jones iii. –ya da kısaca pj3- da aslında potansiyelini henüz tam olarak sahaya dökebilmiş değil, proje evresinde bir oyuncu. size olarak 6’11’’ & 235 lbs rakamları ile chris bosh’un toronto zamanları, biraz daha güçsüz bir joakim noah, dukan diyetinde bir channing frye, jan vesely ya da jason smith gibi örneklerden dilediğimizle örtüştürebiliriz. herhangi bir workout’ta veya parkta arkadaşlarıyla oynarken bile kendisini izleyen herhangi bir scout’un dikkatini kolaylık çekecek özelliklere sahip. kuşkusuz bunlardan en önemlisi 2.11’lik boyuna rağmen bir guard gibi dripling yapabilmesi1 ve bu sayede 3 numara da oynayabilmesi. bunun yanında ağaçta kalan kedileri merdivene ihtiyaç duymadan kurtarabilecek bir atletizmi var. zaten son draft kampında yapılan ölçümlerde şu an ligde atletizmiyle bilinen birçok oyuncudan daha iyi dereceler yaparak fiziksel olarak ne kadar formda olduğunu2 gösterdi. tahmin ediyorum ki, perry’i yakın bir all-star haftasonunda smaç yarışmasında izleyebiliriz. bu tip atletizme sahip oyuncuların günün sonunda ribaund, blok, top çalma gibi biraz hustle, biraz da sezgi gerektiren pis işleri yapması beklenir. ancak perry’nin en büyük eksikliklerinden biri bu. atletizmi ona ribaundlarda doğal olarak yardım ediyor ancak teması sevmeyen bir oyuncu görüntüsünde olduğu için, biraz daha sert uzunları box-out edip, rahat pozisyon alamıyor. bu yüzden doğal olarak hücum ribaundlarında daha iyi. eğer biraz daha kuvvetlenmezse bu bir üst seviyede daha kuvvetli uzunlara karşı büyük bir zaaf olacaktır. bunu söylüyorum çünkü her ne kadar 3 numara oynamak istediğini söylese de, 3 numara oynayabildiği için hep scoutların van kedisi olan bu tip uzunların genellikle 4 veya 5 numarada daha verimli olduklarını gördük. ersan ilyasova, kevin garnett, pau gasol, andrei kirilenko veya josh smith gibi. ancak perry’nin bu oyuncuların hepsinden daha iyi bir driplingi var. bilekleri oldukça yumuşak, hızlı ayaklarıyla boyalı alanda ekmeğini çıkartabiliyor. orta mesafe şutu var, dış şutu ise henüz yetersiz olsa da son sezonunda gözle görülür şekilde geliştirdiği tek özelliğiydi. alçak postta sırtı dönük aldığında, lamarcus aldridge’in sık sık kullandığı o turnaround fade away şutun bir benzerine sahip. aldridge’le aynı yüzdede atamıyor tabi. öte yandan herkesin kafasını kurcalayan soru işaretleri var. bunlardan biraz sonra bahsederiz.
perry jones uzun boylu bir 6. sınıf öğrencisiyken annesiyle alışverişe gittiği sırada bir aau3 koçu olan lawrence johns tarafından keşfedilir. henüz dallas’ta liseye giderken, çoğu scout’un lise basketbolunun en iyi oyuncuları listesinde ilk 10’da yer almasına rağmen, daha şöhretli okulların ilgi göstermesine fırsat vermeden beklenmedik şekilde daha 15 yaşında baylor’a gideceğini açıkladı. pj3, 2010-11 sezonu için takıma katılmadan hemen önce 1950’den beri en iyi sezonunu geçirip elite8’e kalmıştı baylor ve şampiyon duke’a elenmişti. drafta gireceğini açıklayan yıldız uzunu ekpe udoh’un yokluğunu böylece yetenekli bir başka uzunla kapatan baylor’ın nba’e gönderdiği en son oyuncu ise ekmeğinin peşinde 1998 draftına giren brian skinner abimizdi. baylor’ın tarihinde daha önce scout listelerinde pj3’den daha yüksekte yer almış herhangi bir recruit yoktu ve 1945’ten beri konferansını kazanamamış bir okulun bu kadar büyük bir potansiyeli nasıl ikna ettikleri konuşulmaya başlandı ve bu seçimin perde arkasında yaşananlar ilk senenin sonunda ortaya çıkacaktı. pj3 halı saha yeleğini andıran baylor formasıyla ilk yılında fena olmayan istatistikler4 yapsa da, kampüs içinde ve dışında beklentiler çok daha yüksekteydi. sezon vasat geçse de konferans turnuvasında alınacak iyi bir sonuç onları march madness’a götürebilirdi. ancak tam turnuva öncesinde pj3, ncaa yönetiminden ceza aldı ve onsuz baylor da henüz ilk turda konferansın en kötü takımlarından biri olan oklahoma’dan fark yiyerek sezonu olabilecek en kötü şekilde kapattı.
big 12 konferansının tek özel okulu olan baylor’ın ncaa disiplin karnesi oldukça kötü olduğu için perry jones olayı çok büyük bir şok olmadı. kuşkusuz bunun başlıca nedeni 2003’te baylor oyuncusu patrick dennehy’nin takım arkadaşı carlton dotson tarafından öldürülmüş olması ve arkasından gelen büyük soruşturma sonrası ortaya çıkan birçok skandal. o başka bir yazı konusu. ncaa müfettişlerinin açıklamalarına gore perry kuraldışı para yardımı ihlalinden cezalandırılacaktı. bu para aslında annesinin, perry’i o alışveriş merkezinde keşfeden aau koçu lawrence johns’tan mortgage taksitlerini ödeyebilmek için oğlunun haberi olmadan üç kez aldığı ve daha sonra geri ödediği paraydı.
perry’nin espn’den jason king’e anlattığına göre, o zamanlar ekonomik durumları hiç iyi değildir. okulun örnek öğrencilerinden biri olan perry basketboldan geriye kalan zamanını da üç küçük kardeşine göz kulak olarak geçirir. babasının işleri kötü gider, kalp hastası annesinin maaşı da evin taksitlerini ve faturalarını karşılamaya yetmez. lise sona giderken evsiz kalıp ucuz motellerde yaşarlar. perry’e göre annesi o parayı almamış olsa muhtemelen evsiz kalacaklardır ve genç adam ailesini geçindirebilmek için basketbolu bırakmayı dahi düşünür.
bütün bu olanlarla beraber kabus gibi biten sezonun ardından geçen seneki drafta sürpriz bir şekilde girmedi perry. okulda kaldığı takdirde cezası nedeniyle ilk 5 maçta oynayamayacaktı ve piyasası da oldukça yukarıdaydı. eksiklerini gidermek için okulda kalacağını söylediğinde belki olgunca davrandı belki de diğer oyuncular gibi lokavt belirsizliğinden çekindi, ancak doğru karardı. yine de bu kararlılığına rağmen ikinci senesinde rakamlara yansıyan bir gelişme kaydettiğini söyleyemeyiz, hatta bazı rakamları düştü. ancak sene sonunda big 12 turnuvasında, konferansın en iyi oyuncusu seçilen thomas robinson’ın da oynadığı 1 numaralı seribaşı kansas’ı elediler ve final oynadılar. ncaa turnuvasında ise elite 8’e kalıp, şampiyon kentucky’e elenerek iyi bir sezon geçirdiler.
daha önce bahsettiğimiz perry hakkındaki çekinceler ise istikrarsızlığı ve star potansiyeli barındıran bir oyuncu olmasına rağmen ikinci sınıfta istatistiklerinin yerinde sayması. bu durum için net birşey söyleyemem çünkü iki sezon boyunca baylor’ı takip etmedim. ama edenlerden bazısı bunun baylor koçu scott drew’la da ilgili olabileceği ihtimalini yok saymıyor. bu seneki baylor, hücumunu bir-iki oyuncuya yıkmayan, şut dağılımı birbirine çok yakın olan beş oyuncusundan çift haneli skor katkısı alan bir takımdı ve unutmamak gerekir ki perry jones beklendiği kadar oyunu domine edemese de takım olarak iyi bir sezon geçirdiler. ilk senesinde ise, maç başına 15 şut atıp, asistten fazla top kaybı yapan ball-hog bir guard olan lacedarius dunn5 ile oynadığını da hesaba katmak gerek. zaten pj3 beklenen o star gelişimini gösterebilseydi, anthony davis mi perry jones mu karşılaştırmalarına rastlayabilirdik. kısacası cesaret gerektiren bir pick.
karşılaştırmak gerekirse fiziği, yetenekleri, top hakimiyeti ve draft öncesi soru işaretleri ile biraz jonathan bender ve anthony randolph esintileri var. özellikle topla çok rahat olması lamar odom’u getiriyor hemen akıllara ama her ikisinden de daha uzun ve daha atlet olmasına rağmen ne odom gibi bir ribaundçu ne de randolph gibi bir blokçu.
soru işaretleri mock draftlarda ilk turun sonlarına doğru düşmeye başlamasına neden oldu. lotaryanın sonlarındaki takımlardan itibaren mutlaka denenmesi gereken bir proje bana kalırsa. çünkü getirisi çok büyük olabilir ve tahminim bir scout veya bir koç mutlaka yeteneklerine aşık olacaktır. boğaza III. perry jones gerekli mi değil mi önümüzdeki sene hep beraber göreceğiz.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane