“Tecrübe, hayatta yaptığınız bütün hataların toplamıdır.”
Bogdan Tanjevic
Tecrübesi ile fark yaratanlar kazandı, kendilerine belki acı ama gerekli bir deneyim elde edenler ise şimdilik kaybetti. Komplike olamayacak kadar basit. Yaşlı kıtada zirveye çıkmak için olmazsa olmaz kabul edilebilecek bir unsur olduğunu tekrar kanıtladı, tecrübe denen şey.
Evgeny Pashutin kaybetmesine rağmen playoff görmüş olmaktan mutlu olsa gerek, öte yandan eline tekrar çok büyük bir fırsat geçmesine rağmen kullanmaktan aciz durumdaki Fenerbahçe’ye ve Lale Devri’ni yaşayan Olimpia Milano’ya nasıl kaybettiğini düşünerek geçen haftalara yanabilir, ciddi bir Final-Four fırsatının bu hafta değil aslında kaybedilen o iki maçta kaçtığını kabullenerek yas da tutabilir.1 Panathinaikos için bu maç kritik bir anlam ifade etmeye başladığında kaybetti bu maçı belki de Kazan. Kazanıldığında ciddi bir vaat sunan bir maç varsa ortada, karşınıza almak isteyeceğiniz son adamdır Zeljko Obradovic.
“Yarın PAO’nun Kazan’da kaybetme ihtimali yok. Obradovic onları hazırlayacaktır.”
Drew Nicholas
Yoncaların en iyi gününde olmadığı aşikardı. %39’luk ikilik yüzdesi ve maç boyunca iyi pozisyonlara rağmen kaçan pek çok şut bunun göstergesi. Buna karşın aslında iyi gününde olan bir Kazan var, üç sayı çizgisinin içinden %57’yle attılar ve sadece tek faul kaçırdılar. Tarafların yükselen burçlarına bakıp, yıldız haritalarını çıkarmayı denemedim ama bunların gösterdiği üzere astroloji Tatarlarla olsa gerekti o gün. Bu şartlara rağmen oradan galibiyeti çıkarmanın anahtarını maçtan önce savunma olarak vermişti Obradovic.2 Unics Kazan uygun şutları bulduğunda bunları sayıya çevirme konusunda sıkıntı yaşamadı ama o şutları bulmak onlar için pek kolay olmadı. 30 iki sayılık atış denemesine karşı, 21 üç sayılık atış denemesi ve sadece 9 serbest atışla, iç dış dengesini sağlayamadılar. Daha doğrusu Panathiniakos buna müsaade etmedi. Sisteminin kilit noktası kısaları olan rakibini sürekli dışarı püskürttü, bu yüzden de zor şutları dahi sokabilen bir gününde olan rakip kısaları çaresizlikle atılan üçlüklere yöneltti ve istediğini aldı. Maçın sonunda Domercant’e çalınan tartışmalı steps ve hücum faul ile Rigas Cafe’nin güvenliği de geçici olarak sağlanmış olması dışında,3 Diamantidis’ten istediğini alamadığı bir günde Kazan deplasmanından da başka türlü çıkmak mümkün olmazdı herhalde. Obradovic bile tatmin olmuş ki maç sonunda kendi kurduğu cümlelerin yarısını oluşturan “I believe” kalıbı ile başlayıp, iyi savunma yaptıklarını söylemiş. Kazan ise büyük fırsatı kaçırmış olabilir ama yine de gelecek haftalar Xavi Pascual için sandığı kadar kolay olmayabilir.
“Tecrübe markette satılan bir şey değil.”
Oktay Mahmuti
Pire’de beklendiği kadar sert bir ortam yoktu ama gerek de kalmadı açıkçası. Galatasaray sürekli maçın içinde gibi görünse de rakibine istediğini kabul ettirmekten çok uzaktı. Muhtemel bir psikolojik savaşa karşı sahada ziyadesiyle sakin bir Galatasaray vardı. Ama gerektiğinden fazla sakin, gerekli agresifliği sağlamaktan uzak kalacak kadar. Galatasaray ne kadar sert bir takım olursa olsun, mevcut isimler hep iyi polis olmaya eğilimli, saha içinden saha dışına kadar iyi karakterler. Böyle durumlarda bazen bir kötü polise ihtiyaç duyarsınız, o da Mahmuti’nin elinde mevcut değildi. Haluk Yıldırım yine klasını ortaya koyup güzel işler yapsa da ortalığı karıştıracak başka türde bir adam, bir deli lazımdı belki de onlara. Mahmuti takımlarının zayıf noktalarından birisi belki de bu, iyi karakterle harika bir uyum yakalamak, müthiş bir düzen basketbolu sizi ummadığınız kadar iyi yerlere getirebiliyor ama ondan sonrası için sizin yaratmadığınız kaotik bir yapıdan sizi çıkaracak şehrin arka sokaklarından biri de gerekebiliyor böyle karar anlarında.
İşlerin ne kadar Galatasaray’ın istemediği şekilde gittiğini göstermek için yenilen Acie Law turnikelerinin başı çektiği kolay sayılar, kötü pick&roll savunmaları yeterli. Bunlar Mahmuti takımlarının başarılı olarak fark yarattığı alanlar ancak bir Mahmuti takımına karşı tecrübe ne kadar etki ederse etsin bunu sağlayacak düzeni yaratan Ivkovic’in önünde de eğilmek gerek biraz. Yaş 70’e geliyor ve bazen ne yaptığını anlamak imkansız ama kurt hoca tanımının sözlükteki karşılığı resmen. İstikrarı bir türlü yakalayamamış dağınık takımlardan günlük çözümler üretme becerisi ortada, geçtiğimiz sezon Top 16’daki kritik Fenerbahçe ve Valencia, bu sezon Pire’deki CSKA ve Galatasaray maçları… Ama yine de en belirleyici şey belki de Olympiacos’un kulüp olarak sahip olduğu tecrübeydi, o genç çocuklar kadar ne yaptığından emin değildi Galatasaray’ın çoğu tecrübe sahibi oyuncusu.4
Yunan haftasının diğer galibi ise tecrübesi ile fark yaratan değil, tecrübesizliğinin kurbanı olmanın eşiğinden dönen Bilbao. Baskıyla baş etme konusunda yine sıkıntılıydılar ve kendine hayrı olmayan Unicaja’yı5 maçın sonunda öne geçiren intihar girişimini Raul Lopez engellemese playoff biletini Real Madrid’e hediye edeceklerdi.
Öte yandan Ivkovic’in talebesi Katsikaris’i6 geçen sezon sonunda ikna edemeyen Alberto Herreros kendini içkiye verebilir. Barça belasının bile bittiği kesinleşmemişken, Bilbao başladı onlar için. Siena’ya deplasmanda attıkları 102 sayıysa muhtemelen kendilerini kandırmaya devam etmeleri için güzel bir teşvik olacak. Bunu yapabiliyor olmaları bunu her maçta ve özellikle belirleyici maçlarda yapamıyor olmalarını gizlemiyor, zayıf bir planlama ve Messina’yı kaçıracak kadar huzursuz bir yapı eninde sonunda kendini imha ediyor.
Öne Çıkanlar
Notlar
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane