Lebron’un satışından sonra, garip bir çıkışla şampiyonluk garantisi veren ve Chris Paul-Lakers flörtünü, başka bir garip çıkışla, David Stern’e mektup yazmak yoluyla, baltalayanlardan biri olan Dan Gilbert’ı anasının, babasının haricinde pek seven olduğunu zannetmiyorum. Oğlu Nick’in durumu ise babasından oldukça farklı; vücudunun, herhangi bir noktasında ani tümörler oluşmasına neden olan bir sinir hastalığı ile doğan Nick’i, anasından ve babasından ayrı olarak, tüm Cleveland halkının da sevdiğine eminim. Cleveland’dan 8000 küsur kilometre uzakta yaşayan ben bile kendisini çok seviyorum. Katıldığı ilk draft lotaryasında ilk sırayı çekip, takıma Kyrie Irving’i kazandıran Nick, geçen sezon hayal kırıklığı yaratsa da, üçüncü denemesinde ikinci kez hedefi vurdu, bu sene de.
Anthony Bennett ile ilgili çok yorum yapmak istemiyorum. Seçildiği anda yarattığı ufak çaplı şok etkisini de, draft öncesi lotaryanın ortalarından yukarıya kimsenin adını yazmadığını da hatırlıyorum. Okuduklarımdan anladığım kadarıyla, iki pozisyon arasında kalma riski olan bir oyun tarzı-fiziksel özellikler kombinasyonuna sahip; ancak takımın en umut vaat eden iki oyuncusu gard pozisyonlarını kapatmışken ve üst sıralarda seçilmesi beklenen iki pivotun da türlü türlü sorunları olduğu yazılıp çizilirken, çok da eleştirilecek bir yanı yok gibi duruyor, bu sürpriz seçimin. Yazı kilo vererek geçirdiği ve kondisyon problemlerini halletmekle zamanını harcadığı konuşuluyor, son günlerde. Sezona yavaş başlayacaktır; ancak henüz acelemiz yok, kendisiyle ilgili.
Cavaliers taraftarlarının kalplerinin yeniden küt küt atmasına neden olan şey ise Bennett’ın gelişi değil, tabii ki. Ligin en umut vaat eden arka alan çekirdeklerinden birine1 sahip olmanın yanında, kendini yeniden kanıtlamaya aç bir koçumuz ve kağıt üzerinde çok da fena gözükmeyen bir ön alanımız da var artık. Andrew Bynum’dan, kısa süreli gösterdiği, ligin en elit iki-üç pivotundan biri olma durumuna dönmesini beklemiyorum. Beklemek de hayalcilik olur, geçen sezonu boş geçirdi ve hâlâ 5’e 5 çalışmalardan bir-iki hafta uzakta olduğu konuşuluyor. Açıkçası Aralık ayına kadar, NBA fiziği, çabukluğu ve kondisyonuna kavuşması bile benim için tatmin edici olur. Ha bütün fiziksel sorunlarını halletse bile, kafadaki problemlerini hiçbir zaman halledemeyecek belki de. Bir noktada, etrafından birisi, bunun belki de son şansı olduğunu kafasına sokabilir; ancak lige geldiğinden beri tam bir “mal” gibi hareket etti ve yakın tarih, bu tip adamların yitip gittiği örneklerle dolu. Peki, bütün fiziksel problemlerini halletse; 20-25 dakikada, 10 sayı 8 ribaunt 2 blok gibi bir şeyler yapmasını beklemek saçma mı, bence değil. Son üç sezonda sadece 81 maça çıkmayı başarabilmiş Anderson Varejao ise, 30 sınırının yanlış tarafına geçti ve sağlık problemlerini tam anlamıyla halledebilmiş değil. Olaya böyle bakınca, parıl parıl parlayan bir ön alan gibi gözükmese de, 33 yıllık takım tarihinin en derin ve yetenekli ön alanından bahsediyoruz.2
Kısa kolej kariyerinde ciddi bir sakatlık yaşayan ve NBA’deki ilk iki sezonunda 110 maçta oynayabilen bir süper yıldız adayına sahip Cavaliers, yanında çaylak sezonunda 21 maç kaçırmış ve oyununda ciddi rötuşlara ihtiyaç olan Dion Waiters var. Pota altında iki tane ciddi soru işareti de var. Öte yandan da, son üç draft’tan en düşüğü 4. sırada olmak üzere gelmiş dört tane umut vaat eden adam, yine aynı draft’lardan gelen, NBA rotasyonlarının her daim parçası olabileceklerine inandığım Zeller ve Karasev gibi iki adamın daha yanında, risksiz kontratıyla Bynum ve değerli kontratıyla Varejao’ya da sahip, Cavaliers. Olay, hangi taraftan baktığınızla alakalı yani biraz da. Ve ben, olumlu tarafından bakıyorum, haliyle.
Sezonla ilgili tahmin yapmak zor; anlayacağınız üzere sakatlıklarla doğrudan alakalı, Cavaliers’ın kaderi.3 Bu kadar sakatlık geçmişi olan adamın, hepsinin birden sağlıklı bir sezon geçireceğine inanmak zor ve Jarrett Jack’in katılıma rağmen, eli yüzü düzgün veteran sayısı da hâlâ yetersiz. Ancak, Jarrett Jack, Irving’in kaçıracağı 20-25 maçta takımı idare etse, Bynum&Varejao ikilisinden, bir tam ortalama üstü pivot katkısı gelse ve Mike Brown da kağıt üstünde çok ideal gözükmeyen bu malzemeden, en azından istekli bir savunma performansı alsa, son sıradan playoff olmaz mı, neden olmasın? Bütün bunlar çok hayalci istekler mi, kesinlikle değil.
Son sıradan playoff yapıp, Heat’e süpürülmektense, Nick’in büyülü parmaklarına bir şans daha vermek daha iyi olmaz mı? Yeterince genç adam var ve son üç sezonda 64 maç kazanmış bu genç çekirdeği daha da gençleştirmektense, playoff’ta kilometre yaptırmak ve tecrübelendirmenin zamanı geldi artık. 35-40 maç arası kazanılmasını bekliyorum. Bu da playoff’a kapağı attırır, daha altı da kesmez artık.
PS: 12 gündür süren internetsiz hayata, dün son verdim. Sözünü verdiğim Andrew Luck yazısıyla beraber, NFL QB’leri serisi devam edecek, yakın bir zamanda. Cesaretlendiren yorumlarını esirgemeyen herkese teşekkür ederim.
PS2: Cavs maçını lokal kanalımızdan yakalarsanız, şu linki takip ederek alelade bir normal sezon maçını, unutulmaz bir deneyime çevirebilirsiniz.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane