Werder Bremen’de sıkıntıların üst boyutlara ulaştığı 2010-11 sezonunda, medyada şakayla karışık da olsa Thomas Schaaf’ın akıl sağlığının bozulduğu söyleniyordu. Sakinliğiyle ünlü Schaaf asabi bir karakter olmuştu. Halka açık antrenmanlarda bile çalışmayı durdurup oyuncularını tüm basının önünde azarlıyordu. Futbolcularla olan mükemmel ilişkileriyle bilinen Schaaf bu yetisini kaybetmişti.
Tam da bu zamanlar Almanların emektar komedyeni Harald Schmidt, o zamanki Libya lideri Kaddafi hakkında konuşurken şunları söylüyordu:1
Kenara çekilmek istemiyor ve gücüne tutunmaya çalışıyor. Bir şehit olarak ölmek istiyor. Bu yüzden Kaddafi birçok insana göre Kuzey Afrika’nın Thomas Schaaf’ı oldu.
2011’de kazan kaynamaya başlamıştı. Bugün de beklenen oldu ve Werder Bremen yönetimi Thomas Schaaf’la karşılıklı olarak sözleşmelerini feshettiklerini açıkladı.
Bremen senelerdir ilginç bir transfer politikası izledi. A takımlara yeni çıkan veya Bundesliga’da tecrübesi az olan futbolcuları alıp yıldızlarını gönderdi. Her sene devam eden böyle bir döngüden istikrar çıkartabilecek, sürekli başarılı olabilecek başka bir kulüp var mı bilinmez ama Werder Bremen bunu yakın zamana kadar Thomas Schaaf sayesinde başarıyla yaptı. Schaaf, 1999’da düşme potasında aldığı takımı oradan kurtarıp, aynı sezon Almanya Kupası’nı kazanmalarını sağlayarak işe başlamıştı. Schaaf yönetiminde Werder Bremen, 2004’de Bundesliga şampiyonluğunu bir Almanya Kupası’yla daha birleştirip duble yaparken, Almanya’da bunu başarabilen 4 takımdan biri oluyordu. Bremen, bu sezon da dahil olmak üzere üstüste 5 sezon ligi ilk üçte bitirdi2 ve Şampiyonlar Ligi’ne katıldı. Bu 5 sezonun üç tanesinde, Şampiyonlar Liginde gruplardan çıkarak son 16’da turnuvaya veda ettiler. Diğer iki sezonda ise grupta 3. olup, UEFA kupasında yollarına devam ettiler. Bu yolculuklardan pokies online birisi yarı finalde, diğeri de 2008-09 sezonunda Şükrü Saraçoğlu’nda kaybettikleri finalde bitti.
Tam da bu finalden sonra Bremen’in önlenemez düşüşü başladı. Thomas Schaaf kaybettiği oyuncularla ilgili yönetime karşı sert eleştiriler yapmaktan hep kaçındı. 2010 yılında sabırla işlediği, takımın ve belki de o anda ülkenin en büyük yeteneği Mesut Özil elinden alınmıştı. Bir sonraki sezon Per Mertesacker, Arsenal’in yolunu tutmuştu. 2012 – 2013 sezonu başlarken 7 yıldır defansın bel kemiği olan Naldo3 Wolfsburg’a gönderildi. Bu da yetmezmiş gibi, topu ceza sahası yakınlarında onunla buluşturabildiğinizde en az 1 golü size garanti edecek Claudio Pizarro, Bayern’e gitti. Bremen ve Thomas Schaaf 2007 yılında, benzer şekilde Miroslav Klose’yi de Bayern’e kaptırmıştı.
Bremen, sürekli kaybedilen yıldızlara rağmen, Schaaf’ın eğitmenliği ve kulüpteki 40 yılı aşkın tecrübesi sayesinde yeni yıldızlar bulmaya ve başarıya alışmıştı. Ama belki de Schaaf’ın hatası, onun sinirlerini alt üst eden bu başarılar oldu. Bremen’in oynadığı kumar son yıllarda tutmadı. 2009 UEFA finalinden sonra düşüş başladı ve 2011’de Mesut’un da ayrılmasından sonra dibe vurdular. Onun yerine düşünülen futbolculardan Marko Arnautović ve Mehmet Ekici bir türlü istenilen seviyeye gelemedi. Belki Schaaf da artık bunlarla uğraşmaktan sıkıldı çünkü eninde sonunda birileri gelip her şeyi elinden alıyordu. 2011 yılında Schaaf hakkında akıl sağlığı yerinde değil diye çıkarılan eleştiriler bir bakıma doğruydu. Nasıl bir insan olduğunu oturup kendisiyle muhabbet etmeden bilmek imkansız ama günümüz futbol dünyasında kulübüne 40 yılı aşkın bir süre aralıksız hizmet etmek başlı başına bir çılgınlık emaresi olarak gösterilebilir.
Hala Bremen’de, futbolculuk zamanlarından kalma evinde yaşayan Thomas Schaaf belki de evinden daha çok zaman geçirdiği Weserstadion’a artık ancak taraftar olarak girebilecek. İster delirmiş olsun, isterse artık başarılı olamayacağı düşünülsün onun ayrılığı Bremen’de derin bir boşluk yaratacak. 1999’da başladığı Werder Bremen A takımındaki teknik direktörlük macerası, mızıkacılardan sonra belki de bu şehirden çıkan en güzel masal olarak tarihe geçecek. Bir de futbolculuk kariyeri eklendiğinde tam 41 yıllık harika bir roman ortaya çıkacak.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane