Skip to content

Baba ve Oğul

Shane Larkin'in hikayesini 'ilk anlatan' olmak için girilen yarışı Boston Globe kazandı. USA Today az farkla ikinci geldi. ESPN şerefli ve kararlı bir üçüncülük aldı. Bu yarışa girmemeyi seçtik.

“Azizlerin ne dediğini biliyor musun? Bir babanın sevgisi çile getirir, çarmıha gerer. Babasını seven bir oğul çarmıha gerilmeye göz yumar.”

Hikaye zamanı. March Madness hayatımıza her zamanki formuyla girdi. Bir yandan onu doldurmakla uğraştığımız doğru. 68 takımdan oluşan bir havuz, rotasyonların uzamını düşünecek olursak yaklaşık 500 oyuncu anlamına gelir. Hikayelerden yalnızca biri, Miami’nin ikinci sınıf öğrencisi oyun kurucusu Shane Larkin’e ait.

“Miami’nin ise bu çekirdekle bugüne değin daha fazla somut başarı elde etmiş olmasını bekleyenlerdendim. Durand Scott ve Reggie Johnson için artık son şans. Okul efsanesine de dönüşebilirler, bir ‘hiç kimse’ olarak da kalabilirler. Artık eskisi kadar ümitli değilim.”1

Sezon öncesi değerlendirmesinde beklenti konusunda tutumlu davrandığım o takım ACC konferansını kazanmakla yetinmedi, konferans turnuvasını da finalde P.J. Hairston’ın kariyer maçına toslamasına rağmen fazla zorlanmadan kazandı. 1974’ten beri ismi North Carolina ya da Duke olmayıp bu dubleyi yapabilen bir takım çıkmamıştı. Bu dubleyi yapıp Büyük Dans’ta 1 numarayı alamayan bir takım görülmüş müydü, ondan emin değilim. Fakat #2 sıfatıyla Indiana’nın çeyreğine gönderilen Miami, komiteye sitem etmek için bir dolu haklı sebep bulabilir.

Scott ve Johnson’ın son şanslarını iyi kullandıkları söylenebilir. Johnson bunu kenardan gelerek yapıyor, çünkü Jim Larranaga2 sezon başında onları koşturmamanın bu takıma ihanet olacağını fark etti. Dizginleri Larkin’e verdi. Scott ise hücumdaki deliciliğinin yanı sıra, savunmada rakibin en iyi oyuncusuna kilit vurarak takımın kalbi haline geldi. Ön alanda üç son sınıf öğrencisinden Trey McKinney-Jones ceza şutlarını keserken, Kadji-Gamble ikilisinin görevi sadece ribaundları toplamak, sahayı hızlı koşmak ve kolay pozisyonları bitirmek. Johnson sahaya girdiğinde denklem biraz değişiyor, onun verimli sırtı dönük hücumları birden A planı halini alıyor.

shane-larkin-acc-tourney

İyi bir arka alan ve rol sahibi son sınıf öğrencileri bu mevsimde başarıya ulaşma hedefindeki bir takım için en kıymetli nitelikler. Miami’nin beşi masaya toplam 18 yıllık tecrübe koyuyor, kararları verme işini ise rotasyonun en acemi ferdine bırakmış durumdalar. Ama Larkin’in bunu uzun zamandır beklediğinden şüpheniz olmasın.

Beyzbolun şöhretler müzesine kabul edilmiş bir shortstop, bir Cincinnati Reds efsanesi Barry Larkin’in oğlu. Yoğun beyzbol sezonunun kapıda belirdiği ve takımların toplanıp bahar antrenmanlarını yaptığı mart ayları, Barry için belki de yılın en sıkıntılı zamanları anlamına geliyordu. Ailesini Florida’daki evlerinde bırakıp mesaiye başlıyordu. Oğlu Shane ise bahar antrenmanlarını, Christmas’tan bile yukarıda tutuyordu. Reds’in antrenman sahasında koşuşturacağı, babasının ünlü arkadaşlarının ilgi odağında yer alacağı koca bir ay.

Mart aylarında bütün sorumluluğunu, bir başka Hall of Famer, vurucu Tony Perez devralıyordu. Böyle doğal bir yeteneği babasının nadiren yıldız çıkaran pozisyonunda harcayamazdı, ondan iyi bir vurucu çıkarmak için kolları sıvamıştı. Her bahar antrenman sahasına doğru yola koyulduğunda, sezona formda girmekten çok bunu amaçlıyordu.

Shane daha beş yaşındayken babası, oğlunun onu geride bırakacağıyla ilgili şakalarla cebelleşmeye başlamıştı. Bunu sadece yakın arkadaşları değil, profesyonel oyuncuları izlemek için gelen gözlemciler de dillendiriyordu.

barry-shane-larkin

Yedi yaşını doldurmaya hazırlanırken Shane’in yoluna çıkan bir adam resmi tamamen değiştirecekti. O güne kadar neredeyse bir kabile çocukluğuna sahipti. Sonunda ne olacağından herkes emindi, sadece zamanının gelmesi bekleniyordu. Babasının ayakkabılarını ayağına geçirmek ve onun içinde komik gözükmediğine herkesi ikna etmek… Yapması gereken bundan ibaretti. Florida’da bir minik takımına yazılan Shane, ilk antrenmandaki ilk vuruşu için yerini alırken zihni Perez’in verdiği tüyolarla doluydu. Güvenle vücudunu esnetti, doğru pozisyonu aldı. Tam bu sırada antrenörü düdüğünü öttürmeye başladı, çılgına dönmüşçesine. “Bu duruşu sana kim öğrettiyse, bu işten zerre kadar anlamıyor” diye taarruza geçti. Ona yeni bir duruş kazandırmaya çalıştı, ancak Shane’in vuruşları bir anda hayal kırıklığına dönüşmüştü. O anda Cincinnati oyuncularının yıllar boyu inşa etmeye çalıştığı güven tuzla buz oluyordu. Babasını aradı ve ağlamaklı bir sesle haykırdı: “Beyzboldan nefret ediyorum, sadece ezikler beyzbol oynar. Bir daha asla beyzbol oynamayacağım.”

Shane bahar ritüeline son vermez, birkaç haftalık bir tatil için babasıyla birlikte Cincinnati’ye uçmaya devam eder. Kenarda Pete Rose ile çekirdek çitler. Sahaya girip Perez’le vuruşlar yapar, ama sadece eğlenmek için. Artık çantasının içinde başka bir top olduğunu bütün oyuncular biliyordur, Barry’nin küçük oğlu bir karar vermiştir. İşin aslı, bunu en son kabullenen Barry olacaktır. Her bahar oğluna beyzbola ne zaman geri döneceğini sorar. 2011’e dek…

Epigrafta yer verdiğim replik Aleksandr Sokurov’un 2003 filmi Otets i syn’den. Çarmıha gerilmeye razı olan Alexei, bir gün aşık olur ve babasını boş yuvasında bırakıp uçar. Onu yeniden evlenmeye ikna etmesi kolay olmaz. Shane ve Barry için bunun benzer şekilde hastalıklı bir ilişkiye dönüşmeden daha doğal bir işleyişe evrildiğini söyleyebildiğimiz için şanslıyız. 1.78 boyuyla Shane hiçbir NBA gözlemcisinin ıslak rüyalarını süslemiyor. Ancak dün akşam ilk yarının son bölümünde, cılız fiziğiyle tezat içeren bir dominasyonla Stephen Curry benzeri bir hava yaratırken ilk adımını atmış olabileceğini düşündürdüğü Mart yürüyüşünü başlatabilirse durum değişecek. Değişmeyecek tek şey var: Yaptığı her olumlu hareketten sonra kamera, tribünde beyzbol şapkasıyla onu izleyen babası Barry’ye dönecek.

  1. http://www.yazihaneden.com/2012/11/denizler-astim-geliyorum-2/ []
  2. Belki sezon öncesinde 2006’daki George Mason mucizesinin arkasındaki ismi biraz hafife aldım. Anlaşılan o ki Larranaga’yı tecrübe ile aynı odaya kilitlerseniz, oradan bir başarı hikayesi çıkmamasını beklememelisiniz. []