Connecticut, So.
6-5 (1.96), SG
Norcross, Georgia (1992)
Henüz lisede ismi eyalet sınırlarını aşan, ülkenin gözde kolejlerinin peşinden koştuğu oyunculardan değil Jeremy Lamb. Hatta iki sene önce liseden mezun olduğunda, yetenek avcılarının ülkedeki her okulu didik didik ederek çıkardıkları uzun listelerde ismine rastlanmıyordu bile. Connecticut’ın 2010 sınıfındaki ünlü çocukların aklını çelememesi onun şansı oldu. Storrs kampüsüne giden yolu efsanevi bir maç değil, Richard Hamilton açtı. Lamb’i izleyen Huskies koçu Jim Calhoun, eski öğrencisine olan benzerliğinden etkilenmişti.
Mart ayında parkede daha uzun kalanlar Haziran’da ilk hatırlananlar olur genelde. Lisede havalı kızların gözdesi olmayan Lamb’i lottery pick yapan da NCAA Turnuvası’ndaki masallardan biri oldu. 2011’de Kemba Walker kendi hikayesini yazarken sahadaki diğer dokuz oyuncunun onu izlediği kesitler var akıllarda. Konferans turnuvası başladığında ise seyircilerin arasından çıkıp Kemba’ya omuz veren Jeremy Lamb…
Sezonu konferasında 9. bitiren UConn’u Big East şampiyonluğuna taşıdı Kemba – Lamb ikilisi. Normal sezon kapanışı ve NCAA Turnuvası arasında biraz karambolde kalan Champ Week performansı çok göz boyamamış olabilir. Fakat bir hafta sonra esas sahnedeki Jeremy Lamb, Kemba hemen yanıbaşında absürd istatistik kağıtları teslim ederken bile herkesi etkiledi. Connecticut’ın şampiyonluk masalında Kemba’nın hemen ardından kampüse geleli bir yıl olmamış bu çocuğun adı anılıyordu. Ve bugün, kötü geçen bir sophomore sezonuna rağmen o hikaye sayesinde listelerin üst sıralarında yer alıyor.
Connecticut kampüsünden bu sezon yaşananlara Drummond profilinde değinmiştik, tekrarı lüzumsuz. Lamb, bu kaotik ortamda Drummond gibi kaybolanlardan değil ama kendini bulmakta epey zorlandığı açık. Böyle istisnai bir sezon penceresinde değerlendirme yapmak onun için de çok sağlıklı olmayabilir; fakat eldekileri çaylak sezonuyla harmanlayınca oyunu hakkında daha çok şey söylemek mümkün.
Jim Calhoun’un Hamilton benzetmesi geçmişe özlemin sonucu olabilir ama Lamb’i parkede Rip’e benzeten sadece o değil. ’99 şampiyonluğunda takımın bir parçası olan ve şimdi basketbol programında yönetici olarak okulda bulunan Kevin Freeman da benzer şeyleri düşünüyor.
“He’s so much like Rip [Hamilton], it’s unbelievable. When I see him, I start to say, ‘Hey, Rip.'”
Hamilton karşılaştırmasını caiz kılan yönler de var, çok yersiz gösteren de. Hamilton’ın kolej günlerine boyum kısa kalıyor ama NBA kariyerine göre yayın içindeki oyunları epey benzeşiyor. İkisinin fiziği de basketbol topunu yerden kaldırmaya güçleri yetmeyecek gibi duruyor. Tıpkı Hamilton gibi, çirozluğun avantajıyla perdeleri iyi kullanıyor Lamb. Perdeden çıktığında da çok güvendiği bir şutu var.1 Çoğu zaman şutu, potaya gitmeye tercih etse de yakın mesafelerden çok iyi kullandığı bir floater geliştirmiş. Fazla uğramadığı pota altında bitirmeye kolej seviyesinde atletizmi yetiyordu ama NBA’de onun gibi sinek sikletleri baltalamak için bekleyen bolca dede ya da kalas var. İlk acı deneyimden sonra, gymde sabahlamayı düşünür muhtemelen.
Kaşarlanmış bir NBA veteranıyla, 20 yaşındaki kolejlinin seçimlerini karşılaştırmak biraz haksızlık olacak ama ikisi arasındaki en büyük ayrım orada başlıyor, yayın dışına doğru devam ediyor. Yayın dışına geldiğinizde Hamilton’dan çok Bayhan’a benzeyen bir Jeremy Lamb var karşınızda.
Şutuna çok güvenmemesi gerektiğinin farkında değil henüz kendisi. Bu sene, öğrencisinden rektörüne kadar geniş bir kesim basketbol takımının can sıkan hücumlarından muzdaripti Connecticut’ta. Lamb’in de bu konuda hiç yardımcı olduğu söylenemez. Onun tuğlalarıyla fenalaşıp kampüsteki medikoya kaldırılanların listesi hayli kabarık. Seçimlerini hatalı kılan, hayli efektif olan iki sayılık oyunları yerine çoğu zaman tercih ettiği el üstü, bel arkası, bacak arası birbirinden zor üçlükler. Lige yeni giren Hamilton’ı kıstas alırsak çok iyi üçlükçü aslında Jeremy. Fakat kullanım klavuzuna uygun kullanılmadığı sürece çevreye zararı artıyor.
Hamilton’ın izinden gidip iyi yaptığı işleri devamlı yapmayı öğrenmek yapılacaklar listesinin en başında olmalı, bundan sonraki kariyeri için. Yoksa nice kolej skorerleri şut sevdasına heba oldu… Bilhassa Calhoun’un olmadığı dönemlerde, Lamb’in topa dokunmadan gidip geldiği, topsuz oyuna da pek dahil olmadığı çok maç oldu. Çok büyük ihtimalle, bu tavır Huskies taraftarını çıldırtmıştır; ama gelecek sezon ağabeylerin arasında topa elini fazla sürmemesi hayrına olur.
Hücumdaki tercihleriyle farkına vardığımız sorunların kökü saha görüşüne – ya da göremeyişine – dayanıyor esasında. Top elindeyken, çoğu zaman çevresinde olan bitenden bihaber olduğundan takımdan kopup solo performanslara başlıyor. Belki NBA’de topu özleyeceği birkaç yıl parkede gözü açık kalmasını sağlayabilir.
Drummond vakasında olduğu gibi pornografik bir kanat genişliği var ortada. 1.96 boy, 2.10 wingspan. Sınıfının en iyilerinden Beal gibi basketbol kitaplarında örnek gösterilecek bir şut stili yok; ama uzun kolları sayesinde şutunu savunmak çok güç.
Gördüğü her uzun kolluyu en iyi savunma takımlarına yazan sözümona profilcilerden farklı bir kafa yok Lamb’de. Sadece atletizmi ve fiziğiyle takıldığı savunma kolej seviyesinde bile sırıtıyor. Savunmaya takık bir koçun eline düşerse çok azar yer bu boşvermişlikle.
Savunmadaki tavrı da doğruluyor ki ne kadar değerli yeteneklere sahip olduğunun hiç farkında olmayan bir çocuk Jeremy. DX röportajlarında, sahada neden bu kadar çok kaybolduğu sorulurken bile iki üç kere esneyecek kadar garip bir kafada. Parkede her şeyini ortaya koyarak kendini kanıtlamış yetenek fakiri örnekleri göstermek için cımbıza ihtiyaç yok artık. Jeremy Lamb onların arasında gösterilmeyecek kadar yetenekli; ama en az onlar kadar çaba sarfetmesi gerekiyor. Saf yeteneğin çok da para etmediği bir seviyeye geçiyor artık. Bundan sonra, “if you pay peanuts, you get monkeys”.
14 Haziran’daki Raptors workoutunda bileğinden sakatlandıktan sonra tüm çalışmaları iptal etti. Bu sakatlık onu lotaryanın dışına atmayacaktır ama tavanına ulaşmasına engel olacağı kesin. Dördüncü sıradan kanat oyuncusu peşinde koşacak Cleveland workoutundan hemen önce sakatlanması büyük şanssızlık oldu. MKG ve Beal o an tabloda olmazsa, Lamb’i düşünebilirlerdi. Portland 6. sıradaki seçimini uzunlardan yana kullanırsa, ikinci seçimleri 11. sıradan aşağı düşmez Lamb. Aradaki takımlara bakınca, Jeremy’nin NBA macerası sınırın ötesinde başlayabilir.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane