Bugün 1 Nisan, neşe doluyor insan. Asırlardır dünyanın dört bir köşesinde bugün şakalar yapılıyor. Birçokları duyduğu acayip şeylere inanmıyor, kimi zaman kurunun yanında yaş bile yanıyor.
Geoffrey Chaucer’ın dizelerinde başlamıştı kültür tarihçileri 1 Nisan’ın esbab-ı mucibesini aramaya. İngiliz Edebiyatı’nın babasının kullandığı martın 32 gün sonrası bir şaka mıydı… Bugün hâla akademisyenler bu ifadeyi tartışadursun, bazıları usta şairin kelimelerin arkasına saklanarak Ortaçağ felsefesinin diliyle dalga geçtiğine inanıyor. 1508’de Eloy d’Amerval de bir şiirinde Fransızların bugün 1 Nisan’da şakalara kananlar için kullandığı poisson d’avril (Nisan balığı) ifadesine yer vermişti. Kuvvetle muhtemel zengin bir hayalgücünün eseriydi bu keşif.
Eduard de Dene’nin 1539’da yazdığı Hollandaca bir şiire göre gerçekten 1 Nisan’da insanlar kandırılmaktaydı. Fransa’da ise belki de her şey 1564’te Dokuzuncu Charles’ın yeni yılın başlangıcını 25 Mart’tan 1 Ocak’a almasıyla başladı. Fransız Kralı takvimle oynamıştı da o zamanlar haberler güvercinle uçuyor, ulaklar yedi dere yedi tepe düz gidiyordu. Kimileri protesto etmek istiyor, birçokları da haberleri olmadığından eğlencelere devam ediyordu. İşte bu insanlara aptallar denmiş, bir gelenek de böyle doğmuştu.
Nisan göndermeleri çok yapılsa da İngiltere’de kitaplar konuyla 1686’da tanışırken, Alman filolojisini de kuran Grimm Kardeşlerin 1854 tarihli sözlüğünde Nisan budalaları ifadesine rastlanmaktaydı.
Sayısız harika kitabının yanı sıra Şaka adlı bir eseri de olan Milan Kundera’nın 1 Nisan 1929’da doğması şaka, Hollanda’da tam 11 yıl önce 2001’de eşcinsellerin evlenmeye hak kazanmasıysa günümüzde insanlığın geldiği nokta olsa gerek.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane