Skip to content

Melo & Lakers: Yine Siz Bilirsiniz de…

Amerikan medyası Carmelo Anthony’nin Lakers’la “ciddi düşündüğünü” yazıyor. Ligin en büyük yıldızlarından biri ve Kobe’nin varisini arayan Lakers... Kağıt üzerinde göründüğü kadar iyi bir evlilik mi?

Aylar önce Lakers, aşil tendonu sakatlığı sonrası henüz sahaya bile çıkamamış Kobe Bryant’a iki yıl için yaklaşık 50 milyon dolarlık yeni kontratı yapıştırdığında bunun enayilik sınırlarından içeri giren bir cömertlik olduğunu düşünenler fazlaydı. Özellikle de Lakers ve Kobe’ye duygusal yakınlığı olmayanlar arasında… Yalnızca basketbol açısından bakıldığında haksız değillerdi; geri dönüşü en zor sakatlıklardan birinden kurtulmaya çalışan bir oyuncunun 36 ve 37 yaşında geçireceği sezonlarda böylesi bir kontratın sahadaki karşılığını vermesi epey uzak bir ihtimaldi.

Ancak profesyonel bir basketbol takımı da olsanız tamamen duygulardan uzak düşünemezsiniz. Bu, yeri geldiğinde sadece ayıp olabileceği gibi, yeri geldiğinde uzun vadede ortaya çıkacak zararlara da yol açabilir. Lakers, sakatlıktan henüz dönememiş, 35 yaşındaki bir oyuncuyla uzun pazarlıklara girişse ve bir süre anlaşmaya varamasa ayıp etmiş mi olurdu, tartışmalı bir konu. Fakat takımın, Kobe’nin yerine geçirmek isteyebileceği oyuncuların gözündeki imajı bir çizik yiyebilirdi. Şu andaysa LeBron James ve Carmelo Anthony Lakers’la masaya oturduklarında, karşılarındakilerin Kobe’ye yaklaşımını mutlaka kafalarındaki artılar sütununa yazıyorlar. Yeterli olmayabilir, ve bana olmayacak gibi geliyor, fakat Amerikan medyası iki gündür Melo’nun Lakers’ı ciddi anlamda düşündüğünü yazıyorsa, onu düşündüren etkenlerden birinin Kobe’nin aldığı kontrat olmadığını sanmayın. Bu bir kenara…

Üstelik bu iki yıla yayılan 50 milyon dolar Lakers’ı tıkayacak gibi gözükmüyordu çünkü Lakers’ın bu iki yılda şampiyonluğa oynayacak bir kadro oluşturması mümkün gözükmüyordu ve takımın yöneticilerinin de sık sık söylediği gibi, her daim tek hedef şampiyonluk iddiası taşıyacak kadroları kurmaktı. Lakers LeBron James’i Miami’den koparamayacağını ve önümüzdeki iki yıl boyunca az da olsa transfer etme ihtimali bulunan, Carmelo Anthony dahil başka hiçbir oyuncuyla da şampiyonluk seviyesinde bir takıma dönüşemeyeceğini kabullenmiş gözüküyordu, dolayısıyla Kobe’ye son bir kıyak yapmanın salary cap açısından sanıldığı gibi bir zararı olmayacaktı. Bence bu gerçekçi ve akıllıca bir yaklaşımdı.

Şimdiyse Lakers bir taraftan LeBron’un menajeriyle görüşürken, bir taraftan Melo’ya maksimum kontrat öneriyor. İkisini birden almalarının mümkün olmadığını iyi biliyorlar; bunu bir tek salary cap kurallarına hakim olmayanlar henüz kabullenemedi. Öyleyse “ya tutarsa” diye yanaşılan LeBron’un alternatifi Melo demektir. Dünyanın en iyisine imkan varken teklif götürmenin hiçbir tuhaf yanı yok ama sahada LeBron’un etkisinin yanına yaklaşamayacak Anthony’yi, en son top oynarken görüldüğünde zorlukla hareket edebilen Kobe, hala kaliteli bir oyuncu olan ama uzun süredir savunma yap(a)mayan Gasol, emeklilik turundaki Nash ve bir çaylağın yanına ekleyerek şampiyonluğa oynayabileceklerini gerçekten düşünüyorlarsa, Buss’lar ve Mitch Kupchak kendilerini kandırıyorlar demektir.

Her şeyin başında, Kobe ve Melo hiç de yan yana getirmek isteyeceğiniz tipte iki süperyıldız değil. İkisi de atıcı, ikisi de topu elinde tutmayı seviyor, boş adamı bulmak ikisinin de kuvvetli özellikleri arasında değil ve ikisi de savunmada açıkları kapatılması gereken adamlar. Diyelim ki masalsı bir mucize yaşandı ve Kasım ayında Kobe hiçbir şey olmamış gibi, bir buçuk yıl önce olduğu gibi basketbol oynamaya başladı. Yine de bu ikisini iyi savunma yapan, hücumda top dağıtan bir oyun kurucu, top almamayı dert etmeden sahayı koşup duracak, ribaundcu-blokçu bir pota altı bekçisi ve şutör-savunmacı 3-4 numaralarla yan yana getireceksiniz ki şampiyonluktan bahsedebilesiniz. Nash (ya da Kendall Marshall), Gasol ve Julius Randle pek bu tarife uyuyorlar gibi gelmiyor.

Eğer Carmelo Anthony, Kevin Love gibi 25-26 yaşında olsaydı, hem oyunu daha da gelişebileceğinden hem de yıllar içinde yanında daha iyi bir kadro şekillendirilebileceğinden, Lakers gibi bir takım için transferi çok mantıklı olabilirdi. Fakat 30 yaşındaki bir oyuncuya maksimum kontrat vermek, etrafına koyacağınız uygun parçalar elinizde hazır bulunmuyorsa vakit kaybından başka bir şey olmayabilir. Savunmaları bu kadar kötü bir oyuncu topluluğuyla Lakers önümüzdeki iki yıl Batı’da en fazla play-off için oynar ve konferansın şu anki standartı göz önünde bulundurulursa oraya girebileceği bile şüpheli. Bunu becerebilmek için takıma doldurulacak diğer kontratlar da, 2016’da serbest kalan Kevin Durant’e maksimum kontrat ve cazip bir takım sunmayı güçleştirecek. Anthony transferinin gizli ama tehlikeli tarafı da budur. Lakers’ı esas hedefi olması gerekenden uzaklaştırmak…

Benzer tehlikelerin Knicks için de geçerli olduğu söylenebilir ama onların elinde bir Kobe bulunmadığından ve Doğu’da oynadıklarından ötürü Melo’nun etrafında ona göre tasarlanmış bir takım oluşturmaları ve iddialı olmaları daha kolay. Her ne kadar ben New York’ta, en önemli yıldızı Carmelo Anthony olan bir takımın asla şampiyon olabileceğini düşünmesem de… Fakat Melo, başka hiçbir şeyi kafaya takmadan, sadece kendisinin katılımıyla şampiyonluğa en çok yaklaşacak takımı bulmaya çalışsaydı, Chicago Bulls’ta karar kılması zor değildi. James Harden-Dwight Howard’la Houston sağlık sicili daha temiz iki yıldıza sahip olabilir ve Derrick Rose’un son iki yılı korkutucu gözükebilir ama topu elinde isteyen Harden, sırtı dönük oynamak için tutturan Howard ve iyi bir savunma takımı olmayan Rockets, Melo için en ideal ortamı oluşturmuyor. Orası, hem Melo’nun skorerliğine şiddetle ihtiyaç duyan, hem de savunmada onu gizleyebilecek, hatta daha iyi olmasını sağlayabilecek, en önemlisi de finale giden yolu Batı’dan çok daha kolay olan Doğu’da oynayan Bulls.

Ne var ki Melo sadece bunu düşünmüyor. Öyleyse Bulls’u ve Rockets’ı eleyecekse bile Lakers’ı değil, Knicks’i tercih etmesi en iyisi olur. Hem kendisi hem de Lakers için.